Eskiden Zonguldak yararına ironik öneriler yazardık.
Bu başlık da öyle oldu biraz.
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in göreve gelişinin birinci ayı dolmadan sahil projesi içine büfe yerleştirilmesi parti içinde ve kamuoyunda ‘büfe’ tartışmasını başlattı.
Oradaki büfe bir hak mıdır?
O hak kimin zamanında nasıl doğdu?
O hakkın teslimi için gerekçeler neydi?
Daha önceki yönetimde verilen söz neydi?
Bunların hepsi bir gerekçe.
Sonuçta büfe koyan arkadaş ve başkan haklı gerekçeler ortaya koysa da bu büfe meselesinin tartışma yaratması kaçınılmaz.
Belediyenin bir gerekçesi varsa kamuoyuna kendisi açıklamalıydı.
Çünkü büfe isteyen çok kişi var!
Onların da kendilerince gerekçeleri var.
Sahilde büfe işine karşı çıkan veya Başkan Tahsin Erdem’in işin en başında böyle büfe gibi meselelerle gündem olmasından rahatsız olan isimler de var.
Anladığımız kadarıyla Sahil Kafe’nin işletmecisi CHP Belediye Meclis Üyesi Hürmet Kartal da bu büfe işine karşı çıkanlar arasında.
İş, Zonguldak ve Zonguldak meselelerinden çok kişisel işler ve kişisel tepkilere doğru evriliyor.
Belki de hep öyleydi!
Biz baştan beri şunu söylüyoruz.
Şehirde, caddelerde, kaldırımlarda işgallere karşı kuralları tam koyamaz ve uygulayamazsanız sonu kaos olur!
Bu büfe meselesinden sonra pek çok kişinin bir belediye meclis üyesine gidip büfe istediğini duyuyoruz!

Şehir ve ekonomi!
Şehir ve ekonomi adına güzel çabalar var.
Biraz fuar tadında.
Biraz reklam tadında.
Bu şehrin üreticilerinin dayanışmaya, bölüşmeye ve birbirlerini desteklemeye ihtiyacı var.
Hep yazdık.
Yine yazacağız.
Bu şehirde üretilen ürünlere sahip çıkmak ana felsefe olmalı.
Bu şehirde üretilen her ürüne destek, pozitif ayrımcılık, yerel kalkınma adına önemli.
Firmaların güçlenmesi, daha fazla tesis, daha iyi kalite, daha çok istihdam, daha çok ekmek demek.
Biz bunu savunuyoruz.
Bunu destekleyen duyarlı iş insanlarımız, esnafımız da var.
Bu şehrin iş çevreleri öncelikle bu bilincin oluşturulması için çalışmalı.
Ancak çoğu tam tersini yapıyor.
Parayı Zonguldak’tan, Zonguldaklıdan kazanıp, Zonguldak markalarını yok sayıyor!

Koltuklar için telefon geldi!
Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nin doğumhane önündeki koltukların rezil haldeki durumunu yazdık.
Biraz da selamlama konuşması olması adına Akbal, Heybem ve Paşalar yerel marketlerine bir duyarlılık gösterip 20’şer adet koltuk için destek olmaları çağrısında bulunduk.
Onlardan ses çıkmadı!
Başka bir yerde daha büyük destekler sağlamak için yeni çağrılar beklediklerini düşünüyorum.
Ancak, yazıyı İstanbul’da okuyan ve dünya güzeli çocukları o hastanede dünyaya gelen bir baba yazdı.
Adının yazılmasını istemediğini ve kendisinin gerekeni yapmak istediğini söyledi.
Kendisine ve duyarlılığına teşekkür ediyoruz.

Altuğ Dökmeci’ye saldırı!
Kozlu Belediye Başkanı Altuğ Dökmeci ikidir tehdit ve saldırıdan bahsediyor.
Halkın arasında, tek başına rahatlıkla dolaşan Dökmeci belediye otobüsüne saldırı olduğunu açıkladı.
Bunu kendisine bir gözdağı olarak yorumladı.
O otobüsün orada ne işi vardı?
O camlar gerçekten ne zaman kırıldı?
Akşamları açık hava meyhanesine dönen bölgede ne yaşandı?
Başkan Dökmeci’nin iddiaları önemli ve ciddiye alınmalı.
Başkanın bildiği varsa veya bilen başka birileri varsa Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu’nu bilgilendirmeli.
Aksi taktirde Kozlu’da olmayan gerilim doğablir!
Bunlar hassas işler.

Uyarı!
Biz samimiyetle uyarırız.
Yazarız.
Söyleriz.
Konuşuruz.
Bazıları ciddiye almaz.
Bazıları sadece hoşlarına gidecek şeylere odaklıdır.
Gaz ile çalışırlar!
Sonra susar işimize bakarız.
Sonra şamata olur!
Onu da izleriz!