Eğer oyun dünyasını kurtaracak bir şey varsa, o da Devolver Digital gibi yenilikçi yayıncıların cesur hamleleridir! Neden mi? Çünkü bu sektörde 1990’ların ve 2000’lerin saf eğlence anlayışını yaşatan çok az yayıncı kaldı. Büyük şirketler, neredeyse birbirinin aynısı seri oyunlar üretmeye devam ederken küçük ama yaratıcı bağımsız geliştiriciler, oyun dünyasına taze kan pompalamaya devam ediyor. 2024 yılının en eğlenceli oyunu olarak tanımlayabileceğimiz The Plucky Squire da bu akımın mükemmel bir örneği; sadece iki kişilik bir ekibin elinden çıkan yapım, bağımsız oyunların ne kadar yenilikçi ve cesur olabileceğini gösteriyor. Yüksek performanslı oyun bilgisayarı modellerinde son derece akıcı çalışan ve iki boyutlu dünyasını üç boyutlu dünyasıyla harikulade şekilde birleştiren The Plucky Squire’a gelin birlikte göz atalım.

Oyun Bilgisayarınızda Kolay Kolay Göremeyeceğiniz Türden Bir Hikâye

The Plucky Squire, esasen bir hikâye kitabı dünyasında geçen macera oyunu. Ana karakterimiz Jot, kitap sayfalarının içinde başlayan ve zamanla gerçek dünyaya taşan bir yolculuğa çıkıyor. Yapım, Jot’un, Mojo diyarını kötü büyücü Humgrump’tan kurtarma çabalarını konu alıyor ve hikâye boyunca Jot, sadece kitap sayfalarında değil kitap dışındaki dünyada da mücadele ediyor. Bu da girişte söz ettiğimiz üzere hem 2B hem de 3B mekaniklerin kullanıldığı eğlenceli bir oyun deneyimi sunuyor. The Plucky Squire, hikâye anlatımında nostaljik ve masalsı bir hava yaratırken oyuncuyu sürekli merak içinde bırakacak şekilde ilerliyor. Bu sayede oyun, kendini sadece bir çocuk hikâyesi olarak sınırlamıyor farklı temalarıyla geniş bir kitleyi de kucaklıyor. Her bir bölüm, oyuncuya yeni karakterler ve zorluklar sunarak hikâyeyi katman katman açıyor ve sonunda oldukça beklenmedik ve yaratıcı bir sonuca ulaşıyor. Burası çok önemli zira oyun dünyasında karşımıza çıkan çoğu yapım, her bölümde yeni şeyler denemekten imtina ederken genellikle bağımsız geliştiricilerin ellerinden çıkan oyunlar, buna cesaret edebiliyor ve işin açığı The Plucky Squire, bunu, belki de türünün en iyileriyle boy ölçüşecek şekilde gerçekleştiriyor.

Oynanış Mekaniklerinde 2B ve 3B Geçişlerin Ustalığı Hayranlık Uyandırıyor

Grafikleri itibarıyla pek çok oyun bilgisayarı, The Plucky Squire’ı yüksek çözünürlükte akıcı şekilde çalıştırıyor ama özellikle iki boyutlu sahneler, çok daha kolay hesaplanarak saniyedeki kare sayısı artışa geçiyor. Oyunun alametifarikası olan 2B ve 3B dünyalar arasında geçiş yapma olanağı, yapıma apayrı bir eğlence katıyor. Üç boyutlu dünyada alışık olduğumuz türden bir kamera açısı ve çevre tasarımı varken iki boyutlu dünyaya geçtiğimizde karakterimiz, bundan yıllar önce PlayStation 3, ardından PC’yi ziyaret eden ve laf aramızda pek kimse tarafından anımsanmayan Sideway: New York oyunundaki karakter gibi oluyor. Oyunu oynayanlar ya da yapımın videolarını kıyaslayanlar, bizi daha iyi anlayacaklardır.

The Plucky Squire, oyuncuya her iki dünya arasındaki geçişleri kusursuz bir şekilde deneyimleme imkânı verirken dünyaların içerdiği bulmacalar ve görevlerle etkileşim kurmasına da olanak tanıyor. Örneğin bir bölümde kitap sayfalarında düz bir platform oyununda ilerlerken bir sonraki adımda gerçek dünyaya çıkıp 3B bir ortamda nesneleri manipüle etmek zorunda kalınıyor. Bu geçişler oyuncuya hem yaratıcılık hem de stratejik düşünme olanağı veriyor ve oyun temposunu dinamik tutuyor. Mekanikler oldukça akıcı ve her bulmacanın ya da dövüşün farklı bir dokunuşu var. Bazı bölümlerde Jot’un silahlarını ya da yeteneklerini kullanarak düşmanları alt etmek gerekirken bazı mini oyunlarda tamamen farklı mekaniklerle karşılaşmak mümkün. Bu mekanikler oyun boyunca monotonluğu kırarak oyuncuyu sürekli aktif tutuyor. Ayrıca oyunun sunduğu ilham (inspiration) toplama sistemi, oyuncunun bulduğu ışık toplarını kullanarak yeni yetenekler açmasını sağlıyor, bu da karakter gelişimini destekliyor. Bu kadar oyun ve mekanik çeşitliliğini eğlenceli şekilde sunan en son yapım bize göre It Takes Two idi, belirtmeden geçmeyelim.

Görsel Kalite ve Oynanış Dengesi, Şapka Çıkarılacak Türden

The Plucky Squire, el çizimiyle hazırlanmış 2B kitap dünyasıyla detaylı ve canlı 3B gerçek dünyayı başarıyla harmanlıyor. Bu görsel çeşitlilik, oyuna hem nostaljik bir hava hem de modern bir dokunuş katıyor. Özellikle her bir bölgenin kendine has atmosferi ve estetik tasarımı, oyuncuların hayal gücünü tetikleyerek onları büyüleyici bir dünyaya çekiyor. Bunun yanında karakter modellemeleri ve animasyonlar da oyunun masalsı atmosferini zirveye taşıyor. Geliştiricilerin oluşturduğu 2B ve 3B dünyalar arasında kesintisiz geçişler, teknik yönden ve hikâye anlatımı açısından da büyük bir başarı oluyor.

Oynanış açısındansa yapım, geniş bir oyuncu kitlesine hitap edecek şekilde zorluk seviyeleriyle geliyor. Oyuncuların yeteneklerine göre farklı seviyelerde mücadele etmelerine olanak tanıyan The Plucky Squire, rahat bir deneyim isteyenler için yenilmezlik modu ve mini oyun atlama seçenekleriyle erişilebilirliğini artırıyor, zorlu bulmacalarla da deneyimli oyunculara meydan okuyor. Bu dengeli yapı, her oyuncuya kendi hızında ilerleme şansı veriyor ve oyunun temposunu kaybetmeden devam etmesini sağlıyor. İpuçları sunan karakter Minibeard’ın varlığı ise bulmacalarda takılan oyuncular için yardımcı olurken deneyimli oyuncuların tamamen kendi çabalarıyla ilerlemelerine de izin veriyor.

Bize göre bu yılın tartışmasız en eğlenceli oyunu olmaya aday The Plucky Squire, “canavar” gibi bir oyun bilgisayarı ile oynanmayı hak ediyor. Monster tarafından geliştirilen; Abra, Tulpar ve Semruk ailelerindeki oyun bilgisayarı modelleri, The Plucky Squire’ı ve güncel tüm oyunları, “canavar” gibi çalıştırıyor.

Genç Soydaş-Pide Haftası Genç Soydaş-Pide Haftası

Editör: U. G.