Bu günlerde çok moda.
Ev ev dolaş.
İşyerleri, caddeleri dolaş.
Mahallelerde, kahvehanelerde tokalaş.
Öp, sarıl, kucaklaş…
Bugüne kadar halkla kucaklaşmaz, temizlik işçisine sarılmaz, pazarcı teyzenin elini öpmez, halkın acısında – sevincinde yanında olmaz isen elbette çok zor olur aday olarak dolaşmak.
Yalnız bir yanlış anlaşılma var sanırım.
En çok öpeni, en çok sarılanı, en çok video paylaşanı seçmiyoruz.
Zonguldak’ı, Ereğli’yi, Alaplı’yı, Devrek’i, Çaycuma’yı, Kilimli’yi, Kozlu’yu, Gökçebey’i en iyi yönetecek, daha güzel hizmet edecek ve bunları yaparken halkla bütünleşebilecek isimleri belediye başkanı seçiyoruz.
En azından temenniler bu yönde.
Halka fikirleriniz, niyetleriniz, projeleriniz ve adaletiniz ile gelin.
Her iddialı sözün yanında seçmenin inanmasını sağlayacak deliller gösterin.
İttifaksızlık kime yarayacak?
Uzun zamandır Ak Parti ve MHP arasında ittifak konuşuldu.
Zonguldak Merkez için sağlanan ittifak diğer ilçe ve beldeler için sağlanamadı.
MHP adaylarının seçime fazla asılmaması isteniyor veya bekleniyor.
Ancak Kilimli, Alaplı, Çatalağzı, Muslu gibi MHP adaylarının etkin olduğu yerlerde yarış çetin geçecek.
MHP’nin veya MHP adaylarının çok dirençli olacağı yerlerden sadece dördü böyle.
Üst kademeden; “Fazla asılmayın” demedikleri sürece MHP adaylarının alacağı her oy Ak Parti adaylarına eksi yazacak.
Bu durumun Zonguldak Belediyesi seçimlerine olumsuz bir yansıması olur mu?
Olursa ne kadar olur?
Ak Parti bu duruma karşı başka bir plan uygular mı?
Bunları bilemiyoruz.
Ancak diğer yerlerde sıkıntı kaçınılmaz!
Aslen nerelisin!
Yaşanmış bir olaydan yola çıkarak anlatıyorum.
Varsayalım aday olan benim.
Falanca mahallede vatandaşlara sesleniyorum.
Aynen şöyle;
“Ben Atilla Öksüz.
Zonguldak doğumluyum.
Aslen Kastamonuluyum.
Benim işim gazetecilik.
Haber uzmanıyım”
Vesaire vesaire!
Böyle bir detaya ne gerek var.
Aslen şuralıyım.
Buralıyım demeye.
Adama;
“Sen aslen şuralıyım dersen demek ki Zonguldaklı olamamışsın” derler.
Geçmişte her mahallede o mahallenin seçmen yapısına göre memleket ismi söyleyenler vardı.
Hiç olmadı; “Ben sizin eniştenizim” diyenler çıkmıştı.
Hatta; “Bende sizin hemşehrinizim çünkü benim de anam oralı” diyenleri de görmüştük.
Yapmayın böyle şeyler!
Burhan Sezgin – Hikmet Bektaş – Seyit Keskin!
Gelik’te ilginç bir durum yaşanıyor.
Ak Parti’nin gerekçesini açıklamadan aday göstermediği Burhan Sezgin CHP’den aday oldu.
“Yuvaya döndüm” dedi.
Onun yerine Ak Parti’nin adayı muhtar Hikmet Bektaş oldu.
Gerilim ve rekabet yüksek olacak.
Ama üçüncü bir isim var.
Hiç de yabana atılmaması gereken.
Saadet Partisi’nden Seyit Keskin.
Bireysel gücü partisinin çok üstünde.
Geçen dönem Kilimli’de Kamil Altun’un seçilmesi için çalışmıştı.
Ak Parti Hikmet Bektaş yerine Seyit Keskin’i gösterse daha çok karşılık bulabilirdi.
Ancak!
Gelik sıkıntılı yer.
Kömür ocakları.
Resmi çalışanı, kaçak çalışanı.
Hikmet Bektaş’ın da geçmişte böyle sıkıntıları olmuş.
Kısaca Gelik’te sıkıntı büyük!
İbrahim Sezer ne yapacak?
Ak Parti’nin Ereğli adayı açıklamadan 2 hafta önce kesinleşmişti.
Belki de en baştan belliydi.
Hatta yayınlamak için “İbrahim Sezer kimdir” diye biyografi yazısı istemiştik o gün kendisinden.
Şimdi yanıtı en çok merak edilen soru şu.
İbrahim Sezer ne yapabilir?
2009’un adayı Erol Şahin’e göre şansı yüksek mi düşük mü?
Milletvekili Saffet Bozkurt, Hüseyin Uysal’ın seçilmesinde çok etkin olan Ercan Candan kadar İbrahim Sezer’e katkı sağlayabilir mi?
İbrahim Sezer duyguları ile mi çalışacak matematik ile mi?
Meclis dağılımında Ereğli’yi tam anlamıyla kucaklayabilecek mi?
Ereğli için yapılan memnuniyet anketinde yüzde 70 civarında destek gören CHP’li Belediye Başkanı Halil Posbıyık karşısında dişe diş mücadele edebilen bir aday mı olacak yoksa Saffet Bey’in direktiflerinden çıkmadan bir an önce seçimin tamamlanıp bitmesini isteyen bir aday mı?
Daha ilk günler.
Bu soruların yanıtı birkaç güne netleşir?