Aktaş Köyü'nde 50 hanenin bulunduğu Kadiroğlu Mahallesini Söğütlü Deresi ikiye ayırıyor. Kadiroğlu Mahallesi'nde derenin bir tarafında kalan kısmında 47 ev bulunurken diğer tarafında ise aynı mahalleye bağlı 3 ev yer alıyor. Yarım asırdan fazla zaman öncesinde yapılan 3 evin bulunduğu bölgeye ulaşım ne araçla ne de yaya sağlanabiliyor. Mahalleyi yaklaşık 50 yıl önce 6 parça kütükten yapılan 30 metre uzunluğundaki ahşap köprü birbirine bağlıyor. Yaklaşık 30 santimetre genişliğinde bulunan ve tek tarafında ise geçerken tutunulabilen korkuluğu bulunan köprüden hem araç geçişi mümkün olmadığı gibi iki insanın yan yana yürümesi mümkün olmuyor. Yıllardır atalarından kalan evlerde yaşadıklarını belirten bölge insanı ise yarım asrı aşkın süredir ahşap köprüyü kullanarak, evlerine ulaşabildiklerini ifade etti.
Düğün, cenaze gibi merasimlerde ise büyük zorluk yaşadıklarını anlatan bölge halkı, sel felaketlerinde ise köprünün yıkılarak dünya ile bağlantılarının koptuğunu ifade etti. Her kış mevsiminde derenin yükselmesi ve taşması durumlarında köprülerin yıkıldığını ve zarar gördüğünü belirten mahalleli, sular çekildikten sonra yeniden köprüyü yaptıklarını ve onardıklarını ifade etti.
Gözlerinin önünde ev kül oldu hayvanlar yandı
3 evden birinde oğlu Erdal Zortaoğlu ve 2 torunu ile yaşayan Asiye Zortaoğlu, itfaiye ve jandarma araçlarının dereden geçememesi nedeniyle gözlerinin önünde evin kül olduğunu kaydetti. Abiye Zortaoğlu, "Bu bölgede 3 ev var. Yangın çıktığında itfaiye gelemedi, jandarma gelemedi. Ev cayır cayır yandı. Gözlerimizin önünde hayvanlar yandı. İnsanlar zor kurtuldu. Hasta oluyoruz ambulans gelemiyor. Hasta halimle köprüden geçerken, az kalsın suya düşüyordum. Çok büyük zorluk çekiyoruz" dedi.
Yıllardır ulaşım çilesini çektiğini anlatan Erdal Zortaoğlu ise "Yıllardan beri aynı çileyi çekiyorum. Çocuğum seneye okula gidecek, nasıl okula gidip gelecek bilmiyorum. Ufak bir geçit olsa, çok iyi olur. Şeker hastasıyım. Babaannem, İstanbul'da yaşamak zorunda kalıyor. Köyde kalmak istiyor ama ulaşım sıkıntısı nedeniyle gelemiyor" ifadelerini kullandı.
Derenin karşı tarafında yaşayan Mustafa Akın ise, misafirliğe gittiklerinde köprüden geçmekte zorlandıklarını ifade etti. Her selde köprünün yıkıldığını ve yeniden yaptıklarını da hatırlatan Akın, "Bu mahallede yaşayanlar gerçekten zor durumda. Hasta olduğu zaman karşıya ambulans ulaşamıyor. Köprüden geçerken, bir çocuk düşse sorumlusu kim olacak. Vatandaşlarımızın köprüden geçerken hiç bir can güvenliği yok. Devlet büyüklerimizden yardım istiyoruz. Benim çocukluğumdan itibaren bu köprü, bu durumda. Sel geldiğinde köprüyü alıp götürüyor. Ama yıkıldığı zaman, zarar gördüğünde yeniden yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Mahalle Muhtarı Mustafa Aktaş ise küçük de olsa bir köprü yapılması için defalarca kez müracaatta bulunduklarını ve netice alamadıklarını belirtti. Devlet yetkililerinden yardım isteyen Muhtar Aktaş,
"Vatandaşlarımız yıllardır bu ağaç köprüden geçiyor. O kadar müracaat ettik. Hiç bir sonuç alamadık. Bu mahallede yaşayan 50 kişi. Dedelerimizden yapılma köprü, her selde yıkılıyor. tamir ediyoruz, kepçe çağırıyoruz, millete öyle ulaşabiliyoruz. Hasta olduğunda yangın çıktığında, ambulans yada itfaiye karşıya geçemiyor. İstanbul'da yaşayan hemşehrilerimiz var, burada arazileri var. Ev yapacaklar ama araç geçiremedikleri için ev yapamıyorlar. En azından bir aracın geçebileceği köprü olsun istiyorlar. İlla eski köprünün olduğu yere değil, yakın bir yere de yapılabilir. Müsait görülen bir yere de yapılabilir. Bize devlet malzeme gibi bazı desteği versinler. Biz kendi imkanlarımız ile de yapmaya talip oluruz" diye konuştu.
Mahalleye yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta bir beton köprü bulunduğunu hatırlatan Muhtar Aktaş, bu köprünün ise hem çok uzak olduğunu hem de 3 evin bulunduğu bölgeye hiç bir faydasının bulunmadığı kaydetti.
Editör: Şeyma Kaya