Belediye işçi alırken!

Abone Ol

Zonguldak Belediyesi’nin işçi alımı gündemde.
Konu politik tartışma olunca tartışacak da çok şey oluyor.
Belediyeler işçi alır.
Asıl sorun gerçekten çalışacak, verim alınacak isimleri alıp almamalarında.
Selim Alan’ın başkanlık döneminde gereksiz pek çok kişi alındı Zonguldak Belediyesi’ne.
Bu kadar çok tartışılmadı.
Tahsin Erdem aynı odaya karı kocayı işe alarak kötü başladı.
Dolayısı ile parti tabanında da ciddi bir hayal kırıklığı yaşattı.
Şimdi elbette binlerce partili veya işsiz işe girebilme umuduyla yaşıyor.
Liyakat tartışması hep olacaktır.
Ak Partili Selim Alan döneminde çok sayıda CHP’lin işe alınmış olması dikkat çekiyordu.
Hatta o işe aldıkları seçimlerde bizzat aleyhine çalıştılar.
Ama Tahsin Erdem’in temel kriterlerinden biri partili olmak olacaktır.
Artık partili olup olmamanın da ötesinde en önemli mesele gerçekten çalışacak ve verimli olacak isimler mi yoksa iş bilmeden alınacaklar mı?
Kaldı ki temel problemlerden biri mevcut çalışanların ne kadar verimli çalıştığı ve çalıştırılabildiği.
Çok sayıda çalışanın işe gitmeyip, gitse de kaytarıp farklı ticaret hayatı içinde olduklarını görüyoruz.
Keşke Tahsin başkan gerçekten çalışmayan ve belediyenin üzerinde kene gibi duran o isimleri temizleyip 50 değil 150 kişi alsaydı.
Bakalım gelecek günler neler getirecek?

Vakıf yönetimi ve beklentiler!
Zonguldaklılar Vakfı çağrımızı ve önerilerimizin ardından farklı öneriler geliyor.
Konu ileriki günlerde daha fazla tartışılacaktır.
Biz buradan isimleri tartışıp hedef yapmak istemiyoruz.
Önemli olan Zonguldak’ın ve Zonguldaklıların böyle bir çatıda birleştirilmesine ihtiyaç olup olmadığı.
Bizim Zonguldaklıların bu dernek işlerinin … çıktı çoktan.
Yani başaramıyoruz.
Niye başaramadığımızı yıllardan beri yazıyoruz.
Ama ders çıkaran da pek yok.
Şimdi; “Vakıf da başarılı olamaz” düşüncesinde olanlar var.
Çünkü olumsuz örnekler çok.
Ben pek öyle düşünmüyorum.
Vakıf olgusu, yönetim anlayışı ve kalitesi çok daha başka.
Elbet zorlukları, zorluk çıkaranları olacaktır.
Ama bu şehrin aklı selim, ortak akla inanan, ağabeyleri var.
Onlar Zonguldak’ta yıllardan beri devam eden kirlenmişlikten sıkılmış ve bu kirlenmişliklere bulaşmamak için kenarda köşede duruyor.
Zonguldak’ta entelektüel derinliği olan bir vakıf anlayışı için bu isimlere ihtiyaç var.
Paralarına değil yanlış anlaşılmasın.
Çabalarına, işe el atmalarına, ihtiyaçtan bahsediyorum.
Onların samimiyet, siyasi beklentiden uzak duruşları ve geçmişteki çizgileri bu vitrini fazlasıyla doldurur ve kentin belleğindeki hayal kırıklıklarını temize çekebilir.
Bu çaba ve sonuç Zonguldak’taki tüm dernek ve kurumlara da örnek olur.

Gazi’nin müfettişi nerede?
Zonguldak Gazi Mustafa Kemal Ortaokulu’nda yaşananlara yenileri ekleniyor.
Konu hakkında farklı kaynaklardan ilginç bilgiler geliyor.
En baştan beri söyledik.
Dedik ki;
 “Okul Müdürü Hakan Acar’ın da daha fazla ağzının tadı kaçmadan başka bir okulda veya valilik emrinde görevlendirilmesi ortamın sakinleşmesinde etkili olur”
Ancak bunun için bir müfettiş raporu ve o raporun sonuçlanması gerekiyor.
Burada müfettişlerin kim olduğu önemli.
Müfettişlerin görevi burada suçlu- eksik veya hatalı aramaktan ziyade gelinen sürecin, öğretmenleri, velileri, ve çocukları nasıl etkileyip etkilemediği ile doğru orantılı olmalı.
Yani olaylar bir yere sarıyor.
Olay bir öğrencinin falancanın baskısı ile yerinin değişmesinin çok ötesine geçmiş durumda.
Hakan Hocayı korumak istiyorsanız da bu görev değişikliği kaçınılmaz.
Okuldaki öğretmen arkadaşlarımız dışardaki aile ilişkileri ile okuldaki öğretmen – öğrenci ilişkilerini karıştırıyorsa burada en büyük zararı da çocuklar görür.
Eğitimcilerin ve idarecilerin en çok dikkat etmesi gereken konulardan biri budur.
Bakın yeniden yazıyorum.
Başka detaylara girmiyorum.
Şu işi uzatmadan güzelce bitirmek herkesin lehine!

Hayata dair!
Zaman geçtikçe, büyüklerimizi kaybettikçe dönüp tekrar bakıyoruz geçmişten bugüne.
Kimse tek başına bir şey olamıyor.
Hayat sandığımızdan daha müşterek.
Ve her ayrılıktan geride kalan çekmecelerde hüzün taşıyor.
Yazmaya vakit yok.
Bazen bir sürü anlamsız koşuşturma bazen uğradığımız büyük haksızlıklar.
Pek çoğunu Allah’a havale ediyorum.
Sonuç olarak yüz üzerinde 49’unda iyi niyetimden kaybettiysem biliyorumki yüz üzerinden 51’ini de o iyi niyete – çabaya- doğruluğa borçluyum.
Bunu sadece kendi adıma söylemiyorum.
Hepimiz için biraz geçerli bu durum.
Sabırla çalışıyoruz.
Daha çok işimiz var.

{ “vars”: { “account”: “G-PS7CWR0GE0” }, “triggers”: { “defaultPageview”: { “on”: “visible”, “request”: “pageview”, “vars”: { “title”: “Name of the Article” } }, “clickOnHeader”: { “on”: “click”, “selector”: “#header”, “request”: “event”, “vars”: { “eventCategory”: “examples”, “eventAction”: “clicked-header” } } } }