Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, geçtiğimiz günlerde Zonguldak’taki Fevkani Köprüsü’nün yıkılacak olması nedeniyle özel açıklamalarda bulund. Başkan Kantarcı, tarihi dokularda Avrupa’yı ön plana alarak, Viyana, Budapeşte Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan tarihi dokulara zarar verilmediğini kaydetti.
“AVRUPALILAR ŞEHİRLERİN TARİHLERİNİ KORUMUŞLAR”
Başkan Kantarcı açıklamasında; “Bizim şehri yöneten insanlar olarak herşeyden önce var olan mirasımızı korumamız gerekiyor. O tarihi şehir dediğimiz onun ögelerini korumamız gerekiyor. Avrupa’ya baktığımız zaman turizm olarak gezdiğinizde Viyana’ya, Budapeşte’ye, Paris’e gittiğinizde hiç yeni yapılan mahallelere götürmezler. Şehrin çekirdeğinde yer alan tarihi yerlere götürürler. Ama onlar bu şehirlerin tarihlerini korumuşlar” dedi.
“MERKEZE DOKUNMAMAMIZ LAZIM”
Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı ayrıca, yıkarak yeni şehirler yapılmaya kalkışıldığını da ifade ederek açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Biz ise Türkiye olarak bunu Çaycuma ve Zonguldak olarak söylemiyorum. Yıkarak yeni şehirler yapmaya kalkıyoruz. Halbuki şehir bir ağacın büyümesi gibi bir çekirdekten dışarıya doğru halkalar halinde büyümesi lazım ve merkeze dokunmamız lazım. Merkezin yıllar ve yüzyıllar önceki dokusunu muhafaza etmesi gerekiyor.
“ÇAYCUMA’DA AZ SAYIDA KÜLTÜR VARLIĞI VAR”
Zaten Zonguldak geçmişi derinlere inmeyen bir şehir. İki yüz sene mazisi yok. Şunun şurasında 100-150 senelik. Biz işte Hükümet konağını yıktık. Onu da şuanki serginin içine yer ettik. Bunun yanında birçok şeyi yıkıyoruz. Bizim Çaycuma’da kültür varlığı çok az var. Bunun hepsini korumak için çaba sarfediyoruz.
“ZONGULDAK’IN YAPISI ÇAPRAŞIK”
Ben yaklaşık 50 yıla yakın bir mühendis olarak Fevkani Köprüsü’nün üst ve alt geçit gibi hiç olmadığı dönemde yapılarak Zonguldak’ın çapraşık yapısı içinde insan, araç, demiryolu trafiği ve bunun hepsini rahatlatan ve o derelerin geçtiği o yapıda çok fonksiyon gördüğünü ve günümüzde iklim krizini de bir şekilde yaşıyoruz.
“KÖPRÜNÜN MÜHENDİSLİK ESERİ OLARAK ŞEHRİN HAFIZASI KALMALIDIR”
Geçmişte Zonguldak’ı sel basıyordu. Deniz kenarındaki yeri sel basar mı? O yüzden de böyle bir köprünün hem mühendislik eseri olarak hemde şehrin bir hafızası olarak kalmasının gerektiğine inanıyorum. Ben bunu örneklerle de verebilirim. 1800’lü yıllarda Paris’teki Eyfel Kulesi yapılırken, halk isyan etmiş durdurmuşlar. Demişler ki ‘Paris’in ortasında demir yığının ne işi var?’ Eyfel Kulesi şuanda dünyada en çok tanınan çok değerli bir yer.
“BEN YIKILIRSA ÇOK ÜZÜLECEĞİM”
Bizim, bence bizim yapmamız gereken, bu köprünün altındaki dükkanların kaldırılarak köprünü ortaya çıkarılması, temizlenmesi, bakımının yapılması ve oranın Türkiye’nin ve dünyanın her tarafından ziyaretçilere açılması benim arzumdu. Ama şimdiki idarenin aldığı ve tedbirler var. Halkın da durumu belli. Ben yıkılırsa çok üzüleceğimi söylüyorum. İnşallah sağ duyu galip gelir. Belki yıkılması önlenir. Bir şey diyemiyorum.”