Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliğinin çağrısıyla Çaycuma Öğretmenevi önünde yapılan basın açıklamasına kadınların yanı sıra Çaycuma CHP İlçe Başkanı Fahri Diler, CHP Çaycuma Kadın Kolları Başkanı Çiler Başoğlu, Çaycuma Belediye Meclis Üyesi Ferhan Nur, Çaycuma Çevre Gönüllüleri Sözcüsü Züleyha Nur ve ADD Çaycuma Şube Başkanı Ercan Başar katıldı.
"Karanlığa teslim olmayacağız, 6284 uygulansın, Kadın cinayetleri politiktir, Eşit işe eşit ücret" sloganlarının atıldığı basın açıklamasında konuşan Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliği Kadın Sekreteri Hatice Dilek, 2024 yılında kadın ve çocuk cinayetleri ile çocuk istismarının arttığına ve daha çok kadının erkek şiddetine maruz kaldığına dikkat çekti.
İstanbul Sözleşmesi fesih kararının geri çekilmesi için mücadele ettiklerini söyleyen Hatice Dilek şunları söyledi: "Sağ muhafazakâr iktidarların kadın bedeni üzerinden yürüttükleri kadın kazanımlarına dönük saldırılar arttıkça kadınların mücadeleleri de radikalleşiyor. İran İslami rejiminin kadın bedenini en önemli kontrol aracı olarak kullanması karşısında kadınların kamusal alanda başörtülerini çıkararak başlattıkları eylemler, 2022’de Masha Amini’nin’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alınarak işkenceyle katledilmesinin ardından, tüm dünyaya yayılan saç kesme eylemleriyle, isyana dönüştü. Geçen haftalarda Tahran Üniversitesi’nde Ahou Daryaei, kadın düşmanı rejimin bedenine dönük saldırısını kıyafetlerini çıkararak protesto etti. Hindistan’da bir stajyer kadın doktorun, çalıştığı devlet hastanesinde tecavüze uğrayıp öldürülmesi sonrası ülke genelinde kadınlar "geceyi geri alıyoruz" diyerek cinsiyet eşitsizliğine ve devletin önlem almamasına karşı seslerini yükseltti.
Türkiye’de de geçtiğimiz aylarda önce Narin’e, Sıla bebeğe yaşatılanlar, yine Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in yarımşar saat arayla vahşice katledilmelerine öfkemiz yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizin direncini arttırdı. Türkiye’nin tüm kentlerinde, okul önlerinden, üniversite kampüslerinden, mahallelerden, meydanlardan örgütlü bir ses yükseldi: ‘Kadın Cinayetleri Münferit Değil Politiktir.’ İstanbul Sözleşmesi’ni fesh ederek, 6284’ü etkin uygulamayarak, kadınların güvenli ve güvenceli yaşamasına dönük politikalar geliştirmediğiniz gibi var olanlara saldırarak, erkek yargının cezasızlığıyla siz besliyorsunuz şiddeti dedik.
KADIN VE ÇOCUK CİNAYETLERİ ARTIYOR
Türkiye’de sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını öldürdü, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse “şüpheli” olarak kaydedildi. 2023’ün ilk on ayıyla kıyaslandığında 2024’te kadın ve çocuk cinayetleri, çocuk istismarı arttı ve daha çok kadın erkek şiddetine maruz kaldı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke olarak kaldı.
Bizler kadına yönelik şiddetin münferit olmadığını biliyoruz. Bu düzen erkek yargısıyla tetikçilerini, iyi halden, kanıt yetersizliğinden serbest bırakarak bir cezasızlık zırhıyla koruyor. Kadına yönelik şiddetin sürmesini sağlayan ataerkil politikalarınızdır. Dini siyasallaştıran, siyaseti ise dinselleştiren politikalarınız eşit, özgür ve laik yaşama müdahaledir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirmektedir. Bunu kabul etmiyoruz ve bu 25 Kasım’da da Mirabal kardeşlere dair hafızayı bugünlere taşıyarak, kadınların kolektif hafızalarını katletmeye çalışanlara karşı, geçmişten bugüne kararlılıkla mücadele etmeyi sürdürdüğümüzü yineliyor, “Haklarımız ve Hayatlarımız için Mücadelede Birleşiyoruz” şiarını yükseltiyoruz.
Her dönem açıklanan verilerde kadın işsizliği tüm işsizlik türleri içinde en yüksek orana sahip. İstihdama erişebilen kadınlar içinse güvencesiz, evden, kısmi zamanlı, parçalı ve esnek istihdam düzenlemeleri yaygınlaştırılıyor. Enflasyon, ücretlerdeki düşüş, vergilerin yüksekliği ve her gün yeni bir verginin icat edilmesinin yanında sosyal güvenlik sistemindeki değişiklikler, başta sağlık ve eğitim olmak üzere kamusal hizmetlerin paralı hale getirilmesi kadınları daha da yoksullaştırıyor.
Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz.
Haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyor bizi, verdiğimiz mücadeleyi, kazanımlarımızı değersizleştirmeye, hayatlarımızdan ve haklarımızdan çalmaya çalışan iktidarlara inat işyerlerimizde ve alanlarda mücadelede birleşiyoruz.
ARTIK YETER!
Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı mücadelede birleşiyoruz!
Her gün katledilen kadınlar için mücadelede birleşiyoruz!
Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe hakkımıza sahip çıkmak için mücadelede birleşiyoruz!
Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala inşa edilmeyen kentlerde yaşayan kadınlar için mücadelede birleşiyoruz!
Dünyada yükselen göçmen düşmanlığına, savaşlara, ırkçılığa karşı mücadelede birleşiyoruz!
Ne giyeceğimizi, nasıl doğuracağımızı, nasıl yaşayacağımızı, erkeğe biat ve itaat etmemizi dayatarak bize sınır çizenlere karşı mücadelede birleşiyoruz!
Nefret söylemini yaygınlaştıran karşı mücadelede birleşiyoruz!
İstanbul Sözleşmesi fesih kararının geri çekilmesi 6284 Sayılı Yasa’nın etkin uygulanması için mücadelede birleşiyoruz!
Çocuklara yönelik şiddeti önlemeye yönelik Lanzarote Sözleşmesi’nin gereğinin yerine getirilmesi için mücadelede birleşiyoruz!
Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesine dönük ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunsun ve sözleşme yürürlüğe girsin talebiyle mücadelede birleşiyoruz!
İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, KHK’lerle gasp edilen çalışma hakkımıza karşı mücadelede birleşiyoruz!
Anadilde kamusal hizmetten yararlanamayan, kamusal hizmet alırken ayrımcılığa/şiddete uğrayan kadınlar için mücadelede birleşiyoruz!
Hayatı hiçe sayarak hayvan katlini yasalaştıran, rant uğruna doğayı talan etmeye devam edenlere karşı mücadelede birleşiyoruz!
Her türlü yasağa ve baskıya karşı eşitlik ve özgürlük için mücadelede birleşiyoruz!
Bizler dünyanın dört bir yanındaki kadınlar; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz için işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşeceğiz! Taleplerimizde ısrarcı, mücadelede kararlıyız! ‘Haklarımız ve Hayatlarımız İçin Mücadelede Birleşelim’ şiarıyla 25 Kasım’da alanlardayız!
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI"