Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer daha önce Zonguldak’a geldiğinde eğitim yatırımları konusunda kesenin ağzını açarak; 
“Daha fazlasını isterseniz vermeye hazırız.” demişti.
“Zonguldak’ta 16 yılını geçirmiş, bu şehirde rektörlük yapmış biri olarak vefa borcumu ödemek istiyorum” demişti.
Sonrasında eğitim alanında kıpırdamalar başladı.
Ama Zonguldak Bakan Bey’in hızına, çabasına, yapmak istediklerine yetişemiyor.
Çünkü bu kentin başka dertleri var!
Sayın Özer bugün kısa süreliğine de olsa Zonguldak’ta yeniden.
Ve ne yazık ki Zonguldak, bağrından çıkmış Milli Eğitim Bakanının yeterince farkında değil.
Hala bir yabancı gibi görüyor bazı kafalar!
Çünkü Sayın Bakan Ereğlili değil.
Alaplılı değil.
Beycumalı değil.
Çaycumalı değil.
Devrekli değil.
Kilimlili değil.
Kozlulu değil.
Aşamadık gittik şu zavallı bakış açımızı!
Ne çektiysek bu kafalardan çektik!
Neyse eğitim alanında yeni hamleler, eğitimde fırsat eşitliği, modernizasyon ve teknolojik yenilikler için güzel bir gün olsun.

Bal ormanı – hafriyat ormanı!
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın özel talimatı başlayan Kilimli – Filyos arasındaki tüneller büyük bir hızla ilerliyor.
Fakat bu önemli ve güzel çalışma sırasında ilgili firmaların bazı gelişi güzel dolgu ve hafriyat boşaltma işleri var.
Örneğin Muslu’nun dört bir tarafını sarmış ‘bal ormanı’ denilen ormanlara, çukurlara hafriyat dolduruluyor.
Sayın Erdoğan tünel talimatını verirken “Boş bulduğunuz yere hafriyatı bırakın.” demez.
Sayın Vali ve ilgili kurumların dikkatine sunalım da belki bundan sonra daha özenli olurlar!

Ver coşkuyu!
Dün çok sayıda dostumuz - düşmanımız ile sohbet etme imkanı oldu.
Günlük gelişmeler.
Siyaset.
Zonguldak.
Köprü.
Ak Parti.
Fotoğraf paylaşan Ahmet.
Paylaşmayan Ahmet.
CHP.
MHP.
Kotra.
İncegül.
Tıskaoğlu.
Altun başkan.
Halit’in balıkları!
Ankara’da Merve.
Ve daha pek çok şey.
Hepsi ve daha fazlasıyla ilgili sohbetlerimiz oldu.
Bir kez daha anladım ki bu şehir için öyle ciddi işler, ciddi fikirler, samimi önerilere gerek yok.
Nasıl olsa pek ciddiye alan, yararlanma yoluna giden de yok!
Vallahi yok, billahi yok!
Bizim millete dedikodu lazım.
Ne köprü ne yol.
Ne üniversite ne Yayla!
Ne lavuar alanı ne kent meydanı.
Ver dedikoduyu şahlansın memleket!