Çaylar TTK’dan!

Abone Ol

Sayın Vali Mustafa Tutulmaz’ın TTK’nın zararının azaltılarak daha sürdürülebilir bir duruma gelmesi gerektiği üzerine sarf ettiği sözler önemli.
Kısaca diyor ki;
İşçi alınır da zarar devam ederse TTK’nın genel bütçeye yükü artar.
Sözlerin tamamına bakıldığında; “TTK yük oluyor” demiyor ama bu yükün asıl nedenini kuruma işçi alınsın diyenlerin üzerine bırakır gibi görünüyor!
İşçi ve sendikal camia tepkili.
Bazen bir şeyi yarım anlatacağınıza hiç anlatmamak en doğrusudur.
Sayın Vali bence başka bir şey söylüyor.
Onu da biz uyduralım veya yakıştıralım.
Veya anlamak istediğimiz gibi yazalım.
Demek istiyor ki;
“İşçi alınması gerekiyorsa alınsın. Ama burada 4 harcayıp bir kazanmak sürdürülebilir değil.
Benim işçi ile bir derdim yok.
Çünkü yönetimsel yanlışlar çok.
Bir kurum zarar ediyorsa ve bir kamu kuruluşu zorunlu zararların ötesinde zarar ediyorsa orada birinci sorumlu işçi değil yöneticiler ve siyasi yönetimdir.
Bakanlık nezdinde yapılan planlama hatalarıdır.
İşe gitmeden maaş alanların, TTK’yı arpalık olarak görenlerin, liyakatsiz atamaların, üretim denilince sıvışıp adam atamaya gelince yarışanların asıl sorumlusu kurumu seçimden seçime hatırlayanlardır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yanıltıp, sendikacıları ve işçiyi şu partili bu partili diye sınıflandıranlardır”
Sayın Tutulmaz kusura bakmasın.
Burası bir yer üstü işletme değil.
Mesela bunları derken Çaykur’un neden ve nasıl zarar ettiğini de düşünmek gerekir.
Dünyada kişi başına en fazla çay tüketilen Türkiye'de pazarın hakimi konumundaki Çaykur’un 2021 yılı zararı 503 milyon TL
Rize Valisi Sayın Kemal Çeber’i açıklama yapmaya davet ediyoruz.
Özetle;
Sayın Tutulmaz’ın tespitleri doğru olmak hatta eksik kalmakla birlikte bu faturanın sorumlusu çok ağır bedeller ödetilmiş maden işçisi, bu şehrin esnafı veya şehir insanı değildir.
Yönetimsel, disiplinel, politik hataların ve zaaflarının faturası bu kente ödetildi hep.
Son üç yılda yaşanan değişim ve yatırımlarla heyecanlanırken söz konusu maden olduğunda şehir çok ağır bedeller ödedi ve ödüyor.
Daha fazla işçi ve daha fazla üretimin yolu Zonguldak’ta konuşmaktan değil Ankara’yı doğru bilgilendirmekten, doğru ve kararlı yönetmekten geçiyor.

Sayın Çolakoğlu’nun 4 işçisi ve TTK!
Zonguldak’ın çok değerli vekili Sayın Ahmet Çolakoğlu bir – kaç yerde TTK’ya işçi alınması söz konusu olduğunda dolaylı da olsa aslında TTK’ya işçi alımının çözüm olmadığına vurgu yapıyor.
Diyor ki özetle; 
“Her işçi alımında bizim mobilya fabrikamızdan 3-4 işçi kurayı kazanıp TTK’ya giriyor. Biz yetiştirdiğimiz elemanları bir daha baştan bulup yetiştireceğiz diye uğraşıyoruz”
Yalan ise yalanlayabilir.
Bu kadar açık sözlü olması alkışlanır.
Ama gül gibi mobilya fabrikasını bırakıp yer altında toz solumayı göze alan işçilere bunun nedenleri de bir sormak lazım sayın vekilim.
Sizin fabrikanızdan 3-4 işçinin ayrılma ihtimali TTK’nın, şehrin ve ülkemizin enerji stratejisinden önemliyse o zaman kapatalım TTK’yı!
Haydi kömürün enerji ile birlikte sağladığı katma değer faktörlerini de çöpe atalım, şöyle 5 – 6 bin kişinin çalışacağı, emeklerinin karşılığını tam alabilecekleri bir fabrika kurun.
O zaman zaten kimse kömür tozunun içine gidip ciğerlerini tüketmez!
Neden bir gün girip şu işçi ile kömürün gerçekten üretildiği alanlarda 8 saat geçirmediniz!
Geçen sefer de parti yöneticileri ve dönemin milletvekilleri işçi alımına sıcak bakmıyor, “bu şartlarda işçi alınmaz” diyordu.
Ne oldu da Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan işçi aldı.
Sayın vekilim.
Bizim bir eksiğimiz varsa buyurun düzeltelim.
Bunları samimiyetle yazınca bozuluyorsunuz ancak stratejiniz yanlış.
Siz maden şehitlerinin evladı, torunusunuz!
Keşke hepiniz daha çok fabrikalar kursaydınız da TTK’da işe girmek için adam bulamasaydık!

Teşekkürler Mehmet Karaman
Başımız sıkıştığında, bir hastamız olduğunda, uzakta bir hastaneye yolumuz düştüğünde aradığımız dostlarımız var çok şükür.
Onlardan biri Mehmet Karaman.
Öz Sağlık İş Sendikası Şube Başkan Yardımcısı.
İstanbul’da bir öğrenci kardeşimizin yaşadığı küçük bir olay ve başta yaşadığı panik halinde yalnız kalmaması adına kendisini aradık.
Anında öğrencimize ulaştılar.
Kendilerine ve aynı çaba ile çalışan arkadaşlarına teşekkür ediyoruz.

Hakan Hoca uyarmıştı
Ne zaman deprem olsa ZBEÜ Mühendislik Fakültesi eski dekanı ve şimdiki Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sayın Hakan Kutoğlu ve ekibinin yıllardır verdiği mücadele ve çırpınışları hatırlarım.
Düzce depremi ile birlikte Zonguldak ve çok sayıda il sallandı.
O dakikalarda beklenen büyük Marmara Depremi’nin yaşandığını düşünmeye başladık.
Çok şükür Allah’a.
Ucuz atlattık.
Ama bilimin dediğini ne kadar yaptığımız hala tartışılır.
Sayın Kutoğlu’nun özellikle binalar konusunda dediklerini çok uzaklarda değil acaba Zonguldak’ta ne kadar dikkate aldık, alıyoruz ve alacağız!
Bir gün binaların altında kalacağız.
Ve diyeceğiz ki; “Hakan Hoca çok uyarmıştı”

{ “vars”: { “account”: “G-PS7CWR0GE0” }, “triggers”: { “defaultPageview”: { “on”: “visible”, “request”: “pageview”, “vars”: { “title”: “Name of the Article” } }, “clickOnHeader”: { “on”: “click”, “selector”: “#header”, “request”: “event”, “vars”: { “eventCategory”: “examples”, “eventAction”: “clicked-header” } } } }