Dokuz ortak ve Kurbanlık Zonguldak!

Abone Ol

Geçen de yazdım.
Her köşesi güzellikler ve zenginliklerle dolu bir Zonguldaktayız.
Değerini bilemediğimiz, şehirleşmeden sanayileşme alanlarına yeterince doğru dizayn edemediğimiz, toprağından insanına, doğasından sahiline hızla talan ettiğimiz bir memleket.
*
Yöneticilerin ve yönetenlerin en önemli görevlerinden biriydi aslında şehri bütünüyle planlayıp, doğru adımlarla daha yaşanabilir bir şehir haline getirmek.
Bugün kimse kendinden kusur bulmuyor.
Geçmiştekiler de öyleydi.
*
Tüm yöneticilerimiz muhteşem.
Doğru ne?
Doğru diye geçmişten bu güne savunduklarımız gerçekte ne kadar toplum – insan ve şehir öncelikli?
Nerelerde hata yaptık?
Ve nerelerde ısrarla hata yapmaya devam ediyoruz?
Hipnoz olmuş yönetim anlayışı veya gelenekselleştirilmiş hatalar sinsilesinin kahramanları, ne zaman seçim kaybetme veya sistemle ters düşme pahasına cenk edip gerçekten doğrular için mücadele edecek?
*
Hiç eksikleri yok mu?
Bazıları geldi geçti!
Sıra son dönemin atanmış ve seçilmişlerinde.
Onların da bazıları kısa süre sonra dizlerine vuracak?
Son pişmanlıklar işe yaramayacak?
Bu güne kadar uydukları, yol verdikleri homurtuların arasında bir eşya gibi yok olup gidecekler!
Hem onlara hem şehre yazık olacak.
*
Gerçi onlar olmasa zaten bu şehirdeki insanların yiyebilecek ekmekleri içebilecek suları da yoktu!
*
Bunu neden hep yazıyoruz.
Çünkü biz bu şehri ve bu şehrin insanlarını, ömürlerini bu ülkenin kalkınması için adamış insanları ve o insanların bağrımızda bıraktığı sızıyı seviyoruz!
Bu şehrin acıları ve umutları üzerinde tepinen kim olursa olsun tahammül edemiyoruz!
*
Ortak aklın olmadığı yerde çakma akıl padişah olur!
*
Çünkü bu şehrin, bu şehir için yapılan iyi şeylerin de kıymetinin çöpe atıldığı, değersizleştirildiği çok sayıda örnek görüyoruz.
*
Ve pek çok yönetici, atanmış ve seçilmiş insanımızın olmasını istedikleri ile gerçekte yapılanlar arasındaki derin çelişkilerde boğulduğunu görüyoruz!
*
Başka Zonguldak yok!
Lütfen politik körlüklere, inatlarla daha fazla kurban etmeyin bu şehri!
Sonra dokuz ortak, hissenize düşen lop etleri kıyma çektireceğiz diye Ankaralarda birbirinizi yiyorsunuz!
*
Diğer bir tabir ile;
Gazoz olmayın!
Efsane olun!

Bayramın ardından!
Yeni umutlar ve dualarla karşıladığımız mübarek bayramda kavuşmanın, paylaşmanın önemini anladık bir kez daha.
Herkes karınca kararınca.
Herkes gücü, vakti, imkanı yettiğince bayram telaşına kapıldı.
Bayram aslında bahane.
Eşe, dosta, aileye vakit yaratabilen, ekmeğini, suyunu, vaktini, kalbini paylaşabilene her gün bayram.
Dualarınız kabul olsun.
Allah herkesin kalbine göre versin!

{ “vars”: { “account”: “G-PS7CWR0GE0” }, “triggers”: { “defaultPageview”: { “on”: “visible”, “request”: “pageview”, “vars”: { “title”: “Name of the Article” } }, “clickOnHeader”: { “on”: “click”, “selector”: “#header”, “request”: “event”, “vars”: { “eventCategory”: “examples”, “eventAction”: “clicked-header” } } } }