Eğitim Sen Zonguldak Şubesi, 22 yıllık iktidarın uyguladığı politikaları sert bir dille eleştirerek, çalışanların ve özellikle de öğretmenlerin yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Şube tarafından yapılan açıklamada, iktidarın "reform" ve "tasarruf" adı altında uyguladığı politikaların aslında halkın sırtından zenginlere aktarım olduğunu öne sürüldü.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi;

Adalet Bakanı İl Kongresi için Zonguldak'a geliyor! Adalet Bakanı İl Kongresi için Zonguldak'a geliyor!

"22 Yıldır ülkeyi yönetenler bugüne kadar sayısızca  “reform” , “dönüşüm”, “istikrar”, “atılım” gibi adlar altında onlarca program, paket açıklamıştır. Bu atılım ve tasarruf  paketlerinden  her defasında emeği ile geçinen kesimlerin , halkın yaşadığı sorunları daha da ağırlaştıran düzenlemeler  çıkmıştır. Tasarruf tedbirleri adı altında kamunun tasfiyesini ve her hizmetin özelleşmesini amaçlayanlara bir söz de bizden gelsin diyerek soruyoruz. Eğer sözünü ettiğiniz gibi kamu verimsizse 22 yıldır bu kamu sizin elinizde değil mi ? Eğer  bir yerlerde israf ve gereksiz harcama varsa 22 yıldır bu ülkeyi kim  yönetiyor  Yok eğer elinizden gelen bu kadar diyorsanız, “ gölge etmeyin , başka ihsan istemeyiz”

Krizi bahane ederek çalışanlardan ve yoksullardan kestiğinizi silahlanmaya ve patronlara aktarmaktasınız. Öğrencilere bir öğün yemeği çok gören iktidar 3 yıl boyunca tasarruf etmeyi planladığı 150 milyar doların  40 katını Kur Korumalı Mevduat faizi ve para babalarının  vergilerindeki “indirim , istisnalar ve aflar  “ ile çoktan patronlara ödemiştir. Tasarrufa yoksulun sofrasındaki ekmeğe göz dikerek yapacağınıza   zenginlerden bir defalık servet vergisi neden almıyorsunuz ? Çalışan nüfusun % 42’ sini oluşturan asgari ücretlilere artış söz konusu olduğunda çoktan belirlediğiniz ancak verdiğinizi bir “ulufe “ gibi görüp rakamları açıklamayarak insanların umutları ile oynuyorsunuz.

İktidar 22 yıldan beri yoksul edebiyatı yaparak ülkenin tüm kaynaklarını zenginlere aktarırken bunun pazarlamasını da çok iyi yapmaktadır. Rakamlar ortada… Kamu Özel İşbirliği Projesi adı altında,  şehir hastanelerinin, havalimanlarının, yol ve köprülerin müteahhitlerine hazineden garanti olarak milyarlarca dolar aktarılmaktadır. Tüm bunların faturası ise maaşlarımızdan-ücretlerimizden kesilen adaletsiz gelir vergisiyle, İğneden ipliğe tükettiğimiz her şeyden alınan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerle ödenmektedir. Bir yandan zenginlere harcanan bütçe diğer yandan gerçek enflasyonun yarısını bile bulmayan sanal TÜİK rakamlarıyla yapılan ücret ve maaş zamları. İktidar 22 yıldır  tercihini halktan ve haktan yana değil zenginlerden yana kullanmaktadır.

Yaklaşık 100 gün önce okullarımız açılırken  temizlik işlerini görmek üzere kadrolu istihdam yerine kısmi zamanlı olarak alınan temizlik görevlilerinde bu yıl tasarruf yapılarak hem çalışacak sayısında  hem de çalışılan gün sayısında azaltmaya gidilmiştir. Temizlik yapan sayısındaki azalma nedeniyle okullarımız  hiyen koşullardan uzaktır. Okullarımız İshal ve kusma gibi  rahatsızlıkların edinildiği  adreslere dönüşmüştür.

İktidarda olanlar eşlerini, dostlarını, hısım akrabalarını, mülakatla, torpille kamu kadrolarına doldururken yandaşlarını  üç , dört  yerden maaş alacak şekilde istihdam etmekte , emeği ile geçinenler ise krizin faturasını öderken daha da yoksullaşmaktadır. Sahi, siz neden tasarruf etmiyorsunuz?

Kariyer basamakları adı altında öğretmenleri ayrıştıran , hiçbir seçiciliği olmayan sınav ile başöğretmen, uzman öğretmen, öğretmen, sözleşmeli öğretmen ve  ücretli öğretmen adı altında öğretmenleri bölen anlayış “ ödenek yokluğu “ nedeniyle bazı ücretli öğretmenlerin maaşını 2 aydır ödememektedir. Ücretli öğretmen dediğimizin bir kısmı atanmamış öğretmen , diğerleri ise 4 yıllık üniversite mezunudur. Aldıkları ücret ise asgari ücretin altındadır. Yani bir okulda aynı seviyede bir sınıfı okutan başöğretmen, uzman öğretmen, öğretmen, sözleşmeli öğretmen ve ücretli öğretmenin hepsinin aynı işi yapmasını isteyecek 55, 50, 45, 40 bin gibi ücretler vereceksiniz,  asgari ücretin altında çalıştırdığınız ücretli öğretmene ise 2 aydır alacaklarını ödemeyeceksiniz.  Tasarruf tedbirleri adı altında usta öğreticilerin kurslarının kesilmesi, okullarda öğrencilerin yararlandığı DYK ların açılmadığı bir ortamda eğitimde çağ atladığımızı söyleyecek kadar gerçeklerden uzaksınız. Eğitimin ve çocuklarımızın geleceğinden tasarruf olmaz. Çalışanların maaşları bir an önce ödenmelidir."

Editör: Tuğçe Atalar