Eğitim Sen Zonguldak Şubesi Yürütme Kurulu TÜİK enflasyon oranı hakkında birtakım değerlendirmelerde bulunarak TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerinin gerçekliği yansıtmadığını, özellikle düşük gelirli kesimin yaşadığı sıkıntıları göz ardı ettiğini vurguladı.
TÜİK verilerine göre enflasyonun düştüğü gösterilse de vatandaşların günlük hayatta yaşadığı fiyat artışları bu verilerle uyuşmadığını ifade eden Eğitim-Sen Zonguldak Şubesi konuyla ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu;
“Şaşırdık mı? ASLA !
TÜİK ocak ayı enflasyon oranlarını açıkladı. Buna göre Ocak'ta enflasyon aylık bazda yüzde 5,03 oldu, yıllık bazda yüzde 42,12'ye geriledi. Yapılan araştırmaya göre Türkiye dünyanın en kötü enflasyonuna sahip 6’ncı ülkesidir. Şaşırdık mı? Asla…
TÜİK’e göre 2003’ten bu yana ortalama fiyatlar 24 kat, gıda fiyatları ise 35 kat arttı! Toplumun alt kesimleri enflasyon sonucu ortaya çıkan geçim sıkıntısını oldukça farklı hissediyor. Nüfusumuzun %80’lik alt gelir grubu gelirinin büyük çoğunluğunu gıda harcamasına harcarken, %20’lik üst düzey gelir gurubundaki zenginlerin gıda harcaması %15 düzeyinde kalmaktadır. Çarşıda, pazarda, markette her gün değişen fiyatlar ile karşılaşan yoksul insanlar enflasyonun ne denli arttığının farkındayken, enflasyon rakamlarını açıklayan TÜİK verileri üzerindeki şaibe sürmeye devam ediyor.
Üzerinde oynanmış rakamlara göre TÜİK’in açıkladığı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine göre, TÜFE’deki değişim oranını, bir önceki aya göre yüzde 5,03 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 42,12 olmuş, 12 aylık ortalamalara göre enflasyon ise yüzde 56,35 olarak açıklanmıştır. "Ücretlileri, emeklileri enflasyona ezdirmedik" iddiası, yılın ilk ayında TÜİK’in resmi enflasyon verisiyle tekzip edilmiştir. Daha yılın birinci ayında asgari ücrete yapılan yüzde 30, memur aylıklarına yapılan yüzde 11,54 ve işçi emeklileriyle en düşük emekli aylığına yapılan yüzde 15,75 oranındaki artışlar 5 puan eridi. Asgari ücret zammı yüzde 25’e, memur ve memur emekli zamları yüzde 6,5’a, en düşük emekli aylığıyla SGK’lı işçi ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına yapılan zam yüzde 10’a geriledi. Kısacası 22 bin liraya çıkartılan yeni asgari ücretin 1100 lirası, 42 bin liraya yükselen en düşük memur maaşının 2100 lirası, 19 bin lira olan en düşük memur emekli aylığının 950 lirası, 14 bin 469 liralık en düşük emekli aylığının 723 lirası daha cebe girmeden enflasyon nedeniyle buharlaşmıştır.
Türkiye enflasyon verileri açısından açık ara dünyanın en kötü ülkelerinden biridir. Türkiye’den daha kötü enflasyona sahip ilk 5 ülke yüzde 404,8 ile Zimbabve, yüzde 242,2 ile Sudan, yüzde 216,4 ile Güney Sudan, yüzde 139,7 ile Arjantin ve yüzde 60 ile Venezuela’dır. TÜİK’in rakamlar üzerinde bu kadar oynamasına rağmen ülkemiz enflasyonu IMF verilerine göre 190 ülkenin 185’inden daha kötüdür. Şaşırdık mı? ASLA!
Daha geçtiğimiz günlerde TÜSİAD’ın yıllık değerlendirme toplantısına katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek TÜİK vasıtası ile enflasyonu düşük gösterme hilesini şu sözlerle itiraf etmiştir.
“Enflasyon sepetinde bir karşılığı olmayan ürünleri Yeniden Değerleme Oranında (%43,93) arttırdık. Enflasyon sepetinde ağırlığı olan, karşılığı olan ürünleri ise enflasyon hedefi ile tutarlı bir şekilde hatta onun altında arttırdık”
Bakan Şimşek gülümseyerek, deyim yerinde ise ballandıra ballandıra anlattığı bu hileyi örneklendirmekten geri durmamıştır.
Milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin ücretlerinin, maaş artışlarının TÜİK tarafından açıklanan bu sanal enflasyon rakamlarına göre arttırıldığına dikkat çekiyoruz.
Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonun en az yarısını yutan bu sanal TÜİK rakamlarına dayalı maaş-ücret artışları soncunda milyonlarca çalışanın her geçen gün daha fazla yoksulluğa, sefalete itildiğinin altını çiziyoruz.
İktidar sözcüleri tüm kamuoyunun bildiği bu gerçekleri ısrarla inkâr etmeye, pembe tablolar çizmeye, “İşçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik” nutukları atmaya devam ediyorlar.
22 yıldır ülkeyi yönetenler emekçilere, yoksullaştırdıkları halka tamamen sırtını dönmekle kalmamış, her gün sarf ettikleri sözlerle hepimizle dalga geçer hale gelmiştir.
Çocuklarımızın okullarda temiz su ve bir öğün ücretsiz yemek haklarını bir kez daha haykırıyoruz.
Emeği ile yaşam savaşı veren tüm kesimleri, gözlerinin içine baka baka kendilerini nasıl yoksulluğa, sefalete terk ettiklerini anlatanların dayattığı kölelik düzenine karşı “Artık Yeter” demeye, insanca bir yaşam için mücadele etmeye çağırıyoruz.”