Erdal Şeker’in ardından

Abone Ol

Yaklaşık bir ay önceydi.
Dükkanda sohbet edeli.
Çocukluk arkadaşı Tahsin Güner'in de esprilerle geldiği dükkanda keyfi oldukça yerine gelmişti.
Öğrendim ki son gidişiymiş o gün.
Yaklaşık 10 gün önce aradı.
Sesi yorgun.
Bir önceki görüşmemize göre daha bitkindi.
O her zaman olduğu gibi işlerimin nasıl olduğunu sordu.
Sık sık kullandığı ‘aferin’i tekrarladı.
“Yapmamız gereken bir şey var mı? “ diye sordu.
“Sağlığına duacıyız. Sağlığın olsun yeter” dedim.
Sağlığımız yerindeyken çalışmamız gerektiğine vurgu yapardı.
Yine yaptı.
Ve boşa kürek sallamamak gerektiğine atıfta bulunurdu.
Yine yaptı.
O yorgun sesi ile memnuniyetini dile getirip hayır dualarını sıralıyordu.
Ölürken bile bizleri düşünüyordu adeta.
Ardından oğlu Erman’a durumu sordum.
Gidişatın iyi olmadığını biliyorduk ama bu kadar da hızlı olmasını beklemiyorduk.
Üç gün önce Selçuk arayıp hastaneye yatırmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Ve sabah erken saatlerde gelen acı haber.
Her evde olduğu gibi Şeker Ailesi’nin de acılarına bir yenisi eklendi.
Ağabeyi Hüseyin Şeker’in ardından Erdal ağabey de hayata veda etti.
Aslında bu şehrin gerçek anlamda ağabeylerinden biriydi Erdal Şeker.
Derin bir hafıza.
Geçmişten geleceğe köprü.
Siyasetten şehir ekonomisine analist.
Söylemek istediklerini kırmadan paylaşmak için özen göstermekle kalmaz öncesinde dinlemeyi tercih ederdi.
Tavsiyelerini paylaşsa da; “Benimkisi sadece bir fikir. Yine en iyisini sen bilirsin tabi” cümlesini dikkate alan siyasetçi veya bürokratın yanlış yapma ihtimali her zaman düşük olurdu.
Çok uzun bir hikaye.
Çok dolu dolu bir hikaye.
Kendisini en iyi anlatacak olan Tahsin Güner,  Turhan Demirtaş ve Namık Aşçı’dır sanırım.
Kardeşi Zeki bey, evlatları Erman ve Selçuk başta olmak tüm Şeker Ailesine ve dostlarına sabır diliyoruz.
Onun adını yaşatmak bundan sonra oğulları Erman ve Selçuk ile torunlarının görevi. 
Mekanın cennet olsun Erdal ağabey!

Asıl sorumlu milletvekillerimiz!
Bir önceki yazıda ve daha önceki yazılarda çok paylaştım.
Bir şehirde bazı basit meseleler çözülemiyor, kronikleşiyor ve bu şehrin insanları bu sorunlar üzerinden yıllarca polemik yapmaktan bıkmıyorsa sorun siyasetçilerdedir.
Hep diyoruz.
İyiyi tebrik edeceğiz.
Kötüyü hatırlatacağız.
Bu şehirde herkes her şeyi konuşuyor.
Ama kapalı kapılar ardında.
Millet sorumluları biliyor.
Çok değerli milletvekillerimiz.
Biz bunu açık açık yazıyoruz.
Milletvekillerimiz ki başta şehrin Polat abisi gerçekten görevlerini yapsalar rödevanslı sahaların sorunları gibi pek çok sorun daha hızlı çözülürdü.
Yani hepimiz sorundan bahsederken milletvekillerimizin adını ağzına almıyor.
Bu durumda havaya konuşuyoruz demektir.
Bu düpedüz samimiyetsizlik olur.
Evet bugün bu şehirde doğru işler varsa da eksik işler varsa da, bazı sorunların çözümü için kimse kılını kıpırdatmıyorsa da en büyük sebebi sayın iktidar partili milletvekillerimizdir.
Ak Parti tabanı da böyle düşünüyor!
Ak Parti örgütleri de!

{ “vars”: { “account”: “G-PS7CWR0GE0” }, “triggers”: { “defaultPageview”: { “on”: “visible”, “request”: “pageview”, “vars”: { “title”: “Name of the Article” } }, “clickOnHeader”: { “on”: “click”, “selector”: “#header”, “request”: “event”, “vars”: { “eventCategory”: “examples”, “eventAction”: “clicked-header” } } } }