Şehirde insanların kavgasına bakıyoruz.
Siyasilerin.
Bürokratların.
Medyanın.
STK’ların.
Kişilerin.
Kurumların.
Seçilenlerin.
Seçilemeyenlerin.
Atananların.
Atanamayanların.
*
Yok be!
Benim bu şehirde bazı şeylerin düzelmesi adına hiç ama hiçbir ümidim kalmadı.
*
Günü kurtarıyoruz işte.
Nasıl işimize gelirse öyle!
*
Bunca adam.
Bunca yüksek perdeden konuşan ses.
Bunca çok bilmiş.
Bunca alanında uzman.
Bunca memleket sevdalısı.
Bunca söz veren siyasetçi.
Bunca söz ve yetki sahibi.
Sonuç cacık!
*
Zonguldak her ne kadar mahrumiyet bölgesi olarak kalsa da Türkiye’nin en güzel, en avantajlı şehirlerinden biri olmasına rağmen egolara kurban edilmiş bir şehir!
*
Açık ve net!
Şöyle çalıştık!
Böyle hizmet ettik.
Biz şöyle harikayız!
Millet istedi biz yaptık!
Bunların yüzde 90’ı safsata!
*
Ben demiyorum bunları.
Bu şehrin insanlarını dinleyin.
Şu şehrin haline, şu şehrin çözemediği konulara, şu şehirde cücük kadar olsa da yapılan işlerin nasıl abartıldığına bir bakın, bir de Türkiye’nin denizi olmayan, demir çelik fabrikaları bulundurmayan, enerji santralleri olmayan, limanları olmayan şehirlerde ki değişime, sosyal gelişime, ekonomik gelişime bir bakın!
*
Birbirimizi kandırmakla, birbirimizi pohpohlamakla, birbirimizin egolarına katlanmakla geçti yıllar!
*
Kabul edelim.
Zonguldak’tan seçilenler şehre sahip çıkamadı!
Bundan sonrakiler için de ümidim yok!
*
Olmadı yani bu iş.
Algılarla, siyasal tehditlerle, sendikal dayatmalarla, garip hemşehricilik ilişkileri ile, samimiyetsiz insanlarla bu şehrin geleceği üzerine hayalleri olan pek çok kişi de kabuğuna çekildi artık!
*
Boşuna birbirimizi kandırmayalım.
Nezaket saygı eyvallah ama mesele yol, tünel, bazı kamu binalarının yapılması, çarpık kentleşmenin hızla yükselmesi değil.
*
Yazık oldu geçen yıllara.
Yazık!
Çok yazık!
Bu şehrin insanı mütevazi.
Alçakgönüllü.
Sesini çıkaran olursa da zaten hedef tahtasında.
Onlar da sessiz artık!
*
Zonguldak’ta politik inancı, felsefi inancı, imanı itikatı ne olursa olsun insanlar kırgın.
Küskün.
Bu kadar ihaneti, hadsizliği, aşağılanmayı hak etmiyor!
*
O nedenledir ki siyasetçiler, seçilmişler kendi kibrinde, egosunda boğulmaya devam ediyor, ötekileştirdikçe ötekileşiyorlar!
*
Sonunda yine şehir kaybediyor.
Yine Zonguldaklı kandırılıyor!
*
Eyyy Zonguldaklı.
Eğilme.
Dik dur.
Sen ki; ülkemizin kalkınmasında, aydınlanmasında, bu günlere gelmesinde çok büyük bedeller ödemiş acılar yaşamış bir neslin evladısın!
Sen ki henüz 13 - 15 yaşlarında dipçik zoruyla maden ocaklarına sürülmüş evlatların babasısın
Sen ki hayalleri göçüklerde söndürülmüş, canlı canlı grizu ateşlerinde yakılmış babaların, genç maden işçilerinin evladısın.
Sen ki her dönem bir maaş üç ikramiye ile kandırılmış, ciğerleri kömür tozuna bulanmış insanların teneffüs edemediği oksijenisin!
Binlerce maden şehidinin belki de son nefesisin.
*
Eyyy Zonguldaklı!
Eğme başını.
Dik dur!
Diz çökme hiçbir düzenbaza.
İte - çakala.
Kişilere değil, şehrine, ekmeğine, geleceğine, adalete ve vicdana sahip çık!