30 Kasım’da başlayan Ankara’da başlayan Genel Kurul’un ikinci gününde TÜRK-İŞ’e bağlı sendika genel başkanları konuşmaları yapmasıyla devam etti. GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, yaptığı konuşmada GMİS’in Türkiye’de kurulan ilk 3 sendikadan biri olduğunu ve 17 Kasım’da 77’inci yıllarını kutladıklarına dikkat çekti. 77 yıllık sürecin mücadelelerle dolu tarih içerdiğini ifade eden Genel Başkan Yeşil, “Sendikamız işimize, aşımıza, ülkemizin ve milletimizin geleceğine sahip çıkarken her ortamda ve her şart altında çözüm önerilerimizi de ortaya koyduk.

Bir yandan ülkemizin bulunduğu coğrafyada süren çatışma ve savaşlar, dünyada ve özellikle Avrupa’da sıklıkla yaşanan enerji krizleri, diğer yandan uluslararası piyasalarda enerji fiyatlarının istikrarsız hale gelmesi ve tedarikte yaşanan sorunlar, yerli ve milli kaynakların değerlendirilmesinin önemini ortaya koymaktadır.Bizler işimize, ekmeğimize, işyerimize sahip çıkmanın, halkımızın ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmak olduğunu çok iyi biliyoruz.Biz madenciler, iş sağlığı ve güvenliğinin tam anlamıyla sağlandığı çalışma şartlarında ülkemize ve milletimize daha çok hizmet etmek istiyoruz.” dedi.

‘KURUMLARIMIZA SAHİP ÇIKILMALI’

Türkiye’nin ithalatçı politikalardan vazgeçmesi gerektiğini, yerli ve milli kaynaklarını harekete geçirmesi gerektiğini ifade eden Genel Başkan Yeşil, şöyle konuştu:

“Bu nedenledir ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Cumhuriyetimizin ilk yıllarında büyük önem verdiği ve Türkiye’de madencilik sektöründe tarihsel birikime sahip olan Türkiye Taşkömürü Kurumu’na,  Türkiye Kömür İşletmeleri’ne, ülkemizde yeraltı zenginliklerimizi arayan ve bulan bir kurum olarak milli kaynakların değerlendirilmesinde ülkemiz ekonomisine büyük katkılar sağlayan Maden Tetkik Arama Kurumu’na, özkaynaklarımızı ülke ekonomisine katan madencilik sektörümüze sahip çıkılmasını istiyoruz.Kurumlarımızın geleceği için umut olan 2 bin işçinin TTK’ya alınmasında bizlere büyük destek veren TÜRK-İŞ Genel Başkanımız Sayın Ergün Atalay’a, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

‘EMEKÇİLER YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA ÇALIŞMAKTADIR’

Ülkemizde genel ücret haline gelen asgari ücret 11 bin 400 lirayken, açlık sınırı ise 14 bin lira. Yoksulluk sınırı olan 45 bin 686 lira, asgari ücretin tam 4 katı.

Bu tablo milyonlarca emekçinin açlık ve yoksulluk sınırının altında çalıştığını gösteriyor.Diğer yandan yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle düşen alım gücünü yükseltmek için asgari ücretten, memur ve emekli maaşlarına kadar yapılan ek zamlarla, yeni yeni ekonomik paketlerle önlemler alınmaya çalışılsa da hayat pahalılığına kalıcı bir çözüm bulunabilmiş değil.Bugünden yarının hesabını yapamaz hale geldik.

Türkiye’nin sorunlarını çözecek, her engeli aşacak güçlü bir potansiyeli mevcuttur. Milli sosyo-ekonomik politikalar üretilerek, bu potansiyel acilen harekete geçirilmeli, yüksek enflasyonla birlikte gerileyen alım gücü artırılmalı, halkımızın ve emekçilerin refah düzeyi yükseltilmelidir.”

SENDİKAL ÖRGÜTLENME ARTTIRILMALI

Vali Bey müdahale etmeli! Vali Bey müdahale etmeli!

Genel Başkan Yeşil, Türkiye’de resmi rakamlara göre yaklaşık 16 milyon işçiden yalnızca 2 milyon 330 bini sendika üyesi olduğunu vurgulayarak sendikal örgütlenmenin arttırılması gerektiğini ifade etti. Bu tabloyu tersine çevirme mecburiyetinde olduklarını anlatan Yeşil, “Bu nedenledir ki sendikal özgürlüklerin genişletilmesi ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması için emek örgütlerinin kararlı mücadelesine ihtiyaç var.Ülkemizde çalışanlar üzerinde büyük bir vergi yükü bulunuyor. Biz emekçiler; vergide adaletin sağlanmasını istiyoruz.Ocak ayında aldığımız maaşı aralık ayında da almak istiyoruz. Düşük ücret sorununun çözülmesini istiyoruz.Eşit işe eşit ücret ilkesinin hayata geçirilmesini istiyoruz. Kıdem tazminatımızın korunmasını istiyoruz.Bu yolda omuz omuza, birlikte mücadelemizle tüm engelleri aşacak; Sendikalarımızı, kurumlarımızı, ülkemizi ve milletimizi daha ilerilere taşıyacağız.” diye konuştu.

MADENCİLER TARİH YAZDI

Maden işçilerinin 6 Şubat depreminin ardında Türkiye’nin ve dünyanın takdirini kazandığını sözlerine ekleyen Yeşil,şöyle dedi:

“Emeğin ve alın terinin simgesi olan, aydınlık bir gelecek için dünyaya ışık veren, enerji veren, değer katan, elleri nasırlı, yüzleri kömür karası, yürekleri tertemiz tüm madencilerimizin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutluyorum.Depremi haber alır almaz madenciler olarak deprem bölgesine yardıma koştuk.Gönüllü 3800 maden ve 51 MTA işçisi arkadaşımız ile arama-kurtarma çalışmalarına katıldık.Biz de GMİS yönetim kurulu olarak deprem bölgesindeydik.

Girilemez denilen en riskli enkazlara büyük bir cesaret, madencilik tecrübesi ve teknikleriyle girerek, yüzlerce insanımızı o enkazların altından sağ çıkararak sadece o insanlara değil ülkemize de acı günlerde umut olduk. Maden işçisi, yeraltında olduğu gibi yerüstünde de ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Ülkemizin kahramanları haline gelen madencilerle gurur duyuyoruz.Tüm kahramanlarımızın alınlarından öpüyorum.Biz madenciler, ülkemizin bize ihtiyacı olduğu her yerde ve her an göreve hazırız.”

Genel Başkan Yeşil’in konuşması sırasında GMİS Genel Merkez Yöneticileri ve şube yöneticileri ‘Maden işçisi demokrasi işçisi’, ‘İşte madenci işte sendika’, ‘TÜRK-İŞ nerede biz oradayız’ sloganları attı. Kongre, 2 Aralık’ta gerçekleştirilecek seçimle sona erecek.

Editör: Bekir Ekici