Gerçek adının Tarzan olduğunu daha sonra Hamza diye değiştirdiğini belirten Mustafa Uysal, AFAD Başkan Yardımcısı hakkındaki görüşlerini paylaşarak şu ifadeleri kullandı:
AFAD Başkan Yardımcısı olan Hamza Taşdelen Belediye Başkanlığı için nabız yokluyor. Kendisini hiç tanımıyordum, sosyal medyada üst düzey bir hemşehrimizi ziyaretinde fark ettim. Hemşehrimizin AFAD gibi bir kurumda üst düzey yönetici olması elbette, tüm hemşehrilerim gibi beni de gururlandırıyor.
Yaptığım ironi bir paylaşım sonrası, kendisiyle kısa bir telefon görüşmesi yaptık. Kendi beyanıyla Ereğli’de özellikle haftasonları sık sık geliyormuş. Ereğli’de tanındığı iddiasında ama yaşıtım olmasına rağmen ben tanımıyorum. Bu elbette benim eksikliğim. Acaba bu eksiklik bende mi diye önce arkadaş ve yakın irtibat kurduklarım içinde sordum, tanıyan kişi sayısı az. Tabi bu hepimizin eksikliği! Ama bu eksiklik Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ta yokmuş. Tabi o Belediye Başkanı normal!
Sonra köydekilere sorayım dedim. Köylülerine ilk sorduğumda yeni kuşak pek tanımıyor, yaşıtım kuşağa sordum, biraz düşünerek “ Haa bizim Tarzan “ diyerek geç anımsadılar. Tarzan ne alaka dediğimde, “ onun nüfustaki adı Hamza Taşdelen değil, Tarzan Taşdelen’di. Sonradan mahkeme kararıyla değiştirmiş olması lazım. Onu Hamza diye sorsan kimse tanımaz. Sonraları Ankara’ya gitti. Şimdi maşallah çok iyi göreve gelmiş, gurur duyuyoruz”dediler.
GERÇEK ADI TARZAN!
Gerçekten de hemşehrimin ilk adı Tarzan’mış. Dedesi Manisa’da askerlik yapmış. Manisa Tarzanının hikayesinden o kadar çok etkilenmiş ki torununun adını TARZAN koymuş.
Ereğli’de seçmen Robin Hood isterdi ama buna da şükürki siyasette öngörü sahibi büyükler Robin Hood bulamayıp Tarzan göndermişler diye içimden geçirmedim değil hani!
Aynı zamanda yazar olan hemşehrim, kendisi ile ilgili işin magazin boyutunu yazdığım İçin umarım alınmaz.
Ama AFAD gibi önemli bir kurumun Başkan Yardımcılığı görevinde olan hemşehrim keşke Ankara’nın bir İlçesinden aday olmayı deneyip daha sonra Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanlığına aday olsa diye içimden geçmiyor değil. Önceden hemşehrimiz olan Ankara Yenimahalle Belediye Başkanımız Ahmet Duyar vardı. Şimdi de Hamza Taşdelen olsa fena mı olurdu?
"BELEDİYEYİ ALMAK İSTEYEN MACERA ARAMAZ"
Ben kendisini tanımadığım gibi, kendisi de beni tanımıyordur elbette. Ama ben Kdz.Ereğli’de bedenen yaşamayıp, beyinen şehirden hiç kopmamış biri olarak yıllardır siyasi analiz yaparım. Şehrin dokusunu, dengeleri, hamleleri ve beklentileri yakınen takip ederim. Bu bağlamda Ak Partinin Ereğli Belediyesini almasını isteyen hiçbir kimse böyle bir macerayı göze almamalı diye düşünüyorum. Bu Roben Hood’da olsa, Tarzan da olsa…
Çünkü, Kdz.Ereğlide Ak Parti önce kendi oyunu muhafaza etmeli, üzerine diğer partilerden oy almalı ki, Belediyeyi kazansın. Kdz.Ereğlinin nüfusu her ne kadar 100 binin üzerinde olsa da, burada seçimler büyük şehir mantığıyla yürümez. Denge ister, dokunmak ister, hukuk ister, hesap ister, öngörü ister!
Diğer taraftan Kdz.Ereğlide o kadar uzun yıllardır Belediye Başkanı olmak İçin mücadele eden ve bu şehirde siyaseten emek harcayan dava arkadaşlarımız varken, pişmiş aşa su katmanın çokta anlamı yok diye düşünüyorum. Siyaseti iyi okuyamayalar unutmamalıdır ki, Yerel Seçim Genel seçime benzemez! Son anda üstten getirilecek isim bu seçimde yemez!
Elbette demokratik tercih aday olmak. Kendi görüşüne saygı duyuyorum. Kimbilir belki oda seçim zamanı doğduğu ve büyüdüğü topraklara borcunu böyle ödemek istedi.
BÜYÜK YIKIMA NEDEN OLUR!
Ama bir gerçek varki, Ak Parti tabanında ve gruplarında üstten torpili patlatıp yapılacak böyle bir tercih, sismik hareketleri tetikleyeceği gibi, büyük yıkıma neden olup 8 büyüklüğünde deprem yaratabilir.
O kadar kısa seçim maratonunda deprem tedbirleri alınamayacağı gibi, artçıları bile yenilgiye yeter! Birkere yıllarını bu partiye vermiş dengeleri toparlayamazsınız. Haa Meclis listesine girmek için çok şakşakçı çokta ama bu seçimde herkes gemileri yakar ona göre!
Seçim yenilgisi sonrası kimse sorumluluk üstlenmez ama sonrasında AFAD’cıya ihtiyaç duyabiliriz. Ama altını çiziyorum sonrasında!
İşte o seçim yıkımı sonrası yaraların sarılmasında etkin rol oynarsa, aktif olursa, kendini tanıtır ve şehirle 5 yıl boyunca bütünleşirse birdahaki seçime neden olmasın!
Elbette herkes benimle aynı düşünmeyebilir. Ama ben en azından düşüncemi paylaşıyorum.
Ben şimdiden söyleyeyim de, olayın sorumluları dururken kimse beni enkaz kaldırmaya çağırmasın!
Vesselam,
Selam ve dua ile…