Zonguldak’ta samimi olmayı başaramamış isimler sürekli bir niyet okuma çabasıyla şehri yönetmeye çalışıyor.
Aşk.
Entrika.
Macera.
Rüşvet.
Komplo.
Zonguldak’ta siyaset bunların üzerinde dönüyor.
Niyetini okuduğumun niyetlisi!
Niyetini niyet ettiğimin niyetsizi!
Ortada bu kadar çok niyet okuma derdine düşmüş isim olunca romanın sonu gelmiyor!
Dürüst olmak, dürüst kalmak bu kadar mı zor!
Zonguldak Bartın’a kayıyor!
Dün bir girişimcimiz Zonguldak’ın neden adam olmayacağı(!) üzerine düşüncelerini paylaştı.
Bizlerin anlatmaya çalıştığı şeyleri özetleyen cümlelerle şehrin izdüşümünü anlatıyordu!
*
Bartın’da işletme açmaya karar vermiş.
Nedenini anlatıyor.
Sonra Bartın’ın büyüme hızı üzerine analiz yapıyor.
Nedenleri ve sonuçları arasında köprü kurmak için biraz sosyal zeka yeterli!
*
Mesela Zonguldak’ta bir mobilyacılar sitesi bile oluşturulamadı.
10 tane mobilyacı bir araya gelip bir sitede buluşamadı.
Zonguldaklılar olarak çok güzel ahkam kesiyoruz ama icraat yetersiz!
*
Mesela yine bu mobilyacılar sitesinde daha önce yer alan milletvekilimiz Ahmet Çolakoğlu da vazgeçmişti.
Çolakoğlu, Keleş Ailesinin Bartın’ın en güzel yerinde büyük bir arazisini alıp yatırım yapma kararı almıştı.
*
Milletvekili olarak bakarsanız yanlış olduğunu düşünebilirsiniz. Eleştirebilirsiniz.
Ama ticari açıdan bakarsanız Ahmet Bey de Zonguldak merkezde bir gelecek olmadığını görüp yatırımı Bartın’a kaydırmış olmalı!
Durum bu kadar açık!
İhaleler kime gidiyor?
Belediyelerde, kamuda, özel idarede adrese teslim ihaleler, aynı adreslerden doğrudan teminler devam ediyor.
İsimler değişiyor ama sistem değişmiyor.
Mesela TTK’da bir idarecimiz var.
İhaleyi istemediği firma alınca onu iptal edip ilave bir madde koyuyor.
Sadece bir kişide bulunabilen bir özellik. Rakamlar küçük olabilir ama bunlar güven sorunu doğuracak işler.
Mesela Belediyede doğrudan teminin adresi belediye meclis üyesinin firması.
Mesela bir çok kamu kurumu.
Aynı kişinin malını farklı firmalar üzerinden alıyor.
İsteyen istediği yerden alsın.
Ancak gerekli rekabet şartlarının yaratılmadığı durumlarda hem adaletsizlik hem kamu zararı doğuyor.
Mesela 40 liralık ürünün 400 liradan satıldığını gördük!
Muhtemelen bir sıfır yanlışlıkla atıldı!
Bazı belgeler var elimizde.
Devamında bazı yeni belgeler bekliyoruz.
Hangi kurum olursa olsun elinde bilgi ve belge bulunanların bize ulaşmalarını rica ediyoruz.
CHP’li belediyeler!
İktidar partili siyasetçilerimizin muhalefet partili belediyelerin taleplerine veya o bölgelerin bazı taleplerine mesafeli durduklarını, yeterli oranda referans olmadıklarını görüyoruz.
Bu durumu eleştiriyoruz.
Peki muhalefet partili belediye başkanlarımızın hiç mi hatası yok.
Kabuğuna çekilip beklemekle olmaz.
İstemek, milletvekillerini sürekli rahatsız etmek lazım. Bu işler basın yoluyla mesaj vermekle olmaz.
Milletvekillerini aramaz sormaz, konuşmaz, bilgi aktarıp destek istemezsen kaybeden yine halk olur.
Karabük bu işi nasıl çözdüyse aynı yöntemle çözmek zorundayız.
Biraz empati yapmaya ne dersiniz.