Kahveci yaptığı açıklamada, yapılan tüm zamları eleştirerek, "Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bir kez daha haykırıyoruz!" dedi

Kahveci'nin yapmış olduğu açıklama şu şekilde;
"Bugün maaşlarımızı aldık ve gördük ki kamu emekçisi daha fakir hale gelmiştir! Kamu emekçileri enflasyona ezdirilmiş açlık ve sefalete mahkum edilmiştir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bir kez daha haykırıyoruz! Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin hakkı olan seyyanen zamlar değil, her dönem yaşadığı kayıpların giderilerek en düşük memur maaşının 32 bin TL’ye çıkarılmasıdır.
Çünkü biliyoruz ki; Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren maaş artışları gerçek enflasyona göre değil TÜİK enflasyonuna göre belirlenmiş ve ücretli emekçiler iki kez mağdur edilmiştir.

Kamu emekçilerinin sorunlarının yüzdelik ve ek zamlarla çözülmesi mümkün değildir ! Ülkemizde yaşam şartları ağırlaşmış pahalılık koşulları mutfakları kavurmuştur. Zam yağmuru; aralıksız şekilde doğalgaza, elektriğe, suya, benzine, motorine, gıda maddelerine, hijyen ürünlerine ve ulaşıma yağmaktadır.
Ankara’nın kavurucu sıcaklarında şemsiye altında aralıksız zam yağmurundan korunmaya çalışsak da bu şartlarda bunu başarmamız mümkün değildir. Zamlar artık sel olmuş mutfaklarımızı, dolaplarımızı, ceplerimizi bizimle birlikte önüne katıp süpürmektedir.
Sağanak zam yağmuruna karşı kamu emekçilerinin dayanma gücü kalmamıştır. Türk Lirası, dolar ve euro karşısında erimekte günden güne yurttaşların alım gücü düşmektedir. 28 Mayıstan bu yana ülkemizde %50 develi asyön olmuştur. TÜİK göre haziran ayı enflasyon verilerini aylık yüzde 3,92, altı aylık yüzde 19,77 ve yıllık olarak yüzde 38,21 olarak ortaya çıkmıştır. Zam oranı % 17,55 olarak belirlenmiştir. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda emekliye yüzde 25 zam verilse de 7 bin 500 TL olan emekli maaşı yerinde saymıştır.

Birleşik Kamu-İş KAMU-AR’ın araştırmasına göre Haziran enflasyonu yılın ilk yarısında yüzde 33, son bir yılda ise yüzde 81 e dayanan bir artış yaşanmıştır. Haziran ayı araştırmamıza göre 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 32 bin liraya, açlık sınırı ise 12 bin liraya dayanmaktadır. Dalga dalga yayılan zamlar ve kat be kat artan vergiler TÜİK rakamlarına göre değil gerçekçi enflasyon oranında yapılmaktadır.
Ülkedeki vergi kültürü ve vergi yükü AKP iktidarıyla boyut atlamıştır. Enflasyonun hızla artmasına paralel olarak yoksulluk da artmıştır. Yoksulluğun büyüdüğü bir ortamda katma değer vergisi (KDV) değiştirilmiş, mal ve hizmetlere uygulanan yüzde 18’lik KDV oranı yüzde 20’ye, yüzde 8’lik KDV oranı ise yüzde 10’a yükseltilmiştir. Ülkedeki ağır vergilere ek vergi yükü tamamen emekçilerin sırtına yıkılmıştır. İktidar bütçe açığını kapatmak için KDV artışına gitmiştir. Ücretli emekçiler zenginlikten en az payı alırken en çok vergiyi ödemektedirler. Yapılan KDV artışı verilen zamların daha cebe girmeden alınmasıdır. Emekçiler, ağır zamlar ve vergiler altında ezilirken patronlara vergi istisnaları yapılmaktadır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önce “en düşük memur maaşının 22 bin lira olacağı” vaadinin üzerinden 2 ay geçmemiştir ancak en düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılacağını açıkladığı günden bugüne çoktan erimiştir.

Zonguldaklı madenciler eyleme hazırlanıyor Zonguldaklı madenciler eyleme hazırlanıyor

En düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılacağını açıkladığı gün bu parayla 1157  dolar alınıyorken, şimdiki kur ile 837 dolar alınmaktadır. Bu kısacık zamanda bile en düşük memur maaşının alım gücü neredeyse 320 dolar erimiştir. Seyyanen yapılan 8 bin 77 TL’lik zammın bugün itibariyle  emekçilerin beklentisini karşılamadığını bir kez daha belirtiyoruz. Çünkü taban aylığına ve emekliliğe
yansımayan ek artışlar zam değildir. AKP iktidarı ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıkan, gelir adaletsizliğini derinleştiren, açlığı ve yoksulluğu artıran politikalara yönelmiştir.  Maaşla çalışanlar ağır vergiler ve enflasyon altında ezilmekte sözde maaş artışları da şimdiden yok olmuştur.
Buradan hükümete sesleniyoruz: Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; haklı ve meşru taleplerimizi duymazdan gelmeyin.

 Kamu emekçilerinin sorunlarının yüzdelik ve ek zamlarla çözülmesi mümkün değildir.  Enflasyona, açlığa ve sefalete karşı en az 32 bin TL olmalıdır.  8 bin 77 TL’lik zammın emekliliğe yansımaması kabul edilemez. 22 bin TL’lik maaş içindeki 11 bin 128 TL’lik kısım taban aylığına yansıtılmalıdır.  İktidarın acı reçeteleri IMF politikalarının kötü kopyasıdır ve kaldırılmalıdır. Vergi yükü emekçilerin sırtına yıkılamaz Enflasyon farkı, ortaya çıktığı ay itibarıyla ödenmelidir.  Seyyanen artıştan memur emeklisinin yok sayılması eşitlik ilkesi gereği adaletsizliktir.  Emekli olacak bir memurun emeklilik kaybı 201 bin 925 TL olacaktır.
 

Tüm bunların utancının sorumlusu TÜİK’tir.  Bundan sonra bu seyyanen rakam, maktu rakam olarak belirlenecek ve daha sonraki hiçbir artışa bu rakam baz teşkil etmeyecektir. Bunu kabul etmiyoruz ve altını çiziyoruz. Enflasyon zulmünün 1 Ağustos Toplu Sözleşme sürecine taşınmasına izin vermeyeceğiz. Birleşik Kamu-iş konfederasyonu olarak haksızlıklar ve itibar sarsıcı bu uygulamalar
karşısında susmayacağız ve emekçilerimizin sesi olmaya devam edeceğiz. Bu sefalet zammını da bordrolarımızı yakarak protesto ediyoruz."

Editör: Melisa Sapaz