TTMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı kazalardan maden mühendislerinin sorumlu tutulmasına tepki göstererek “Maden Mühendisleri gnah keçisi değildir” dedi.
Kaymakçı yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı “Ülkemiz madencilik sektöründe sıkça yaşanan bu kazaların madencilik bilim ve tekniğine uygun önlemler alınmadıkça devam edeceği ortadadır. Bugün insanoğlunun elinde geçmişin tüm olumsuz örneklerinden süzülerek oluşturulmuş son derece kapsamlı kurumsal ve akademik bir birikim bulunmaktadır” diyerek şunları söyledi:
“Söz konusu birikim, insani, toplumsal ekonomik ya da çevresel bakımdan doğru çalışma yöntemlerini belirleyebilmek, işçi sağlığı ve iş güvenliği, çevre ya da çalışma koşulları gibi alanlarda uyulması gereken standartları oluşturmak bakımından madencilik endüstrisine en doğru yolu gösterebilecek niteliktedir. Bu birikim, endüstrideki teknoloji ve inovasyonun (yeniliklerin) günümüzde ulaştığı düzeyle birlikte değerlendirildiğinde, madencilik faaliyetlerinde artık “sıfır kaza” ya da “çevreye en az zarar” hedeflerine ulaşabilmek hiç de zor olmamaktadır. Bu nedenle; kazaların önlenebilmesi için ilk olarak Maden Mevzuatı; sektör temsilcilerinin, üniversitelerin, sendikaların, meslek odalarının ve kamunun ortak görüşleri doğrultusunda, sıfır kaza hedefiyle, yeniden düzenlenmelidir.
Amasra’da Hattat Enerjide meydana gelen ve bir maden emekçisinin hayatını kaybettiği olayla ilgili olarak dile getirmek istediğimiz başka bir gerçek daha bulunmaktadır.
Kazadan hemen sonra olay yerini inceleyen bilirkişilerin ki içlerinde sadece bir maden mühendisi olan 3 kişilik bir heyetin hazırlamış olduğu rapora dayanarak 4’ü meslektaşımız 5 kişi kelepçeli bir şekilde gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Bilirkişi heyetindeki kişilerin sadece biri maden mühendisidir ancak yeraltı tecrübesi söz konusu değildir, diğer ikisinin ise meslekle ilgisi bulunmamaktadır. Meslekle ilgisi bulunmayan bilirkişilerin İş Güvenliği Uzmanı olması yeraltının zor ve karmaşık yapısını değerlendirmede, kazanın oluşum mekanizmasını ortaya koymada yetersiz kalacağı açıktır. Dolayısıyla bilirkişi heyeti yetersiz durumdadır.
Olayda kusuru bulunan kişi ya da kişilerin elbette yargılanarak kusurları oranında ceza almaları doğaldır. Ancak meslektaşlarımız kelepçe takılarak bu adli işleme maruz kalmışlardır. Bu tür kazalarda asıl sorumluluk işverende olmasına rağmen sadece meslektaşlarımız kelepçeli olarak tutuklanmaktadır. Deliller toplanmıştır, kaçma şüphesi de bulunmamaktadır.
Ülkemizde neredeyse sadece madencilik sektöründe yaşanan ölümlü kazalarda üyelerimiz tutuklanmakta bu durum diğer işkollarında ise ya nadiren ya da hiç görülmemekte eğer varsa failler tutuksuz yargılanmaktadırlar. Dolayısıyla yargı mensupları arasında da sektörde çalışan meslektaşlarımıza peşinen suçlu gözüyle bakılmaktadır.
Evet kusurlu ya da kusurlular yargılanmalıdır. Ancak suçu ispatlanana kadar herkes masumdur ilkesinden hareketle davranılmalıdır. Yeraltı kömür sektöründe çalışan meslektaşlarımız her gün yeraltına acaba bugün ne olacak korku ve endişesiyle girmektedirler. Böyle giderse ülkelerin kalkınmasına yön veren ve ülkemiz için de çok önemli olan madencilik sektöründe bu koşullarda çalışacak bir maden mühendisi bulunamayacaktır. Kazada hayatını kaybeden maden emekçisini saygıyla anarken ailesine ve madencilik camiasına bir kez daha başsağlığı diliyoruz”