Evet, yanlış okumadınız Gülüç değil Güdül.
Milli Mücadelenin karargâhı, zaferin ardından “Başkent” unvanıyla ile taçlandırılan Ankara’nın saklı ve “en sakin” kasabası Güdül.
Normal şartlarda Ereğli ile onun beldesi Gülüç dururken Ereğli ile Güdül yan yana gelmemeli.
Bu ikilinin yan yana gelmesinin gizemi de, Güdül’ün “en sakin” kasaba olmasında saklı.
Hızlı-yavaş…
Üretimde, ulaşımda günümüz dünyasının her alanında yeni hız rekorları kırılıyor.
Hıza hız katılıyor.
Otomobiller, uçaklar, trenler…
Sanki gözlerini ışık hızına dikmişler!
Kullanılan internet, binilen araba, uçak ve trenin hızı yetmezmiş gibi yenilen yemeğin de hızlısı (fast food) olsun isteniyor.
Bir güne yirmi dört saat yetmiyor, bir koşuşturmacadır gidiyor.
Ultra hızlı atlet Usain Bolt’a özenmek gibi beyhude ihtirasların peşinde bitap düşülüyor.
En büyük sermayesi sıhhatini kaybediyor, kendinden uzaklaşıyor.
Ya sonra?
Özüne dönüyor; kaybettiği huzuru arıyor.
Dingin ve sakin yaşamın kıymetini idrak ediyor.
Tebrikler Güdül
Günümüzün baş döndürücü hızlı yaşamına mukabil, son yıllarda huzurlu ve sakin yaşama olan artan ilgi, yeni anlayışlarını da beraberinde getirdi.
Hayatın koşuşturmayla geçtiği endüstri şehirleri yerine otantik değerlerini koruyan endüstri dışı küçük ve sakin şehirlerin önem kazandığı bir akım gelişti.
Üstelik bu akımın ilk meşalesi de fast food karşıtlığı olarak, İtalyan yazar Carlo Petrini liderliğindeki bir grup tarafından yakıldı.
İtalya’da başlatılan slow food (yavaş yemek) eylemi, zamanla Cittaslow (yavaş/sakin şehir) hareketine dönüştü.
- Hayattan zevk alındığı, sevdiklerimize ve kendimize zaman ayrıldığı, hız için dünyaya zarar verilmeyen yavaş yaşam.
- İyi, temiz ve adil gıdanın tercih edildiği yavaş yemek,
- Tarihi, yerel özellikler gibi geçmişten gelen kent kimliğini unsurlarını koruyarak geliştirilen sürdürülebilir kalkınma modeli,
‘Salyangoz’ sembollü Cittaslow felsefesinin ana temasını oluşturuyor.
Zaman içinde uluslararası birliğe dönüşen Cittaslow’un üyesi olmak şehirlere marka değeri kazandırdığı gibi tanıtımını kolaylaştırmasıyla turizmin gelişmesine büyük katkı sağlıyor.
Şehir nüfususun 50 binden az olmasının ön koşul olduğu Cittaslow’a üyelik için İtalya’nın Orvieto’daki Uluslararası Sakin Şehirler Birliği’ne başvuruluyor.
Türkiye’den şu ana kadar sadece 21 şehrimizin üye olabildiği şehirlerden birisi de Ankara’nın güzide yerleşim merkezi Güdül ilçesi.
Bilinen tarihi MÖ 3.500 yılına kadar giden 850 yıl önce Ankara Emiri Şahabüddevlet Güdül Bey tarafından kurulmuş, bugün yaklaşık 9 bin nüfuslu şirin mi şirin bakir bir kasaba.
Tarih ve kültürel mirasına sahip çıkarak, doğası ile birlikte tarım ve hayvancılığa dayalı kalkınma modelini hayata geçiren Güdül, iki yıl önce İç Anadolu ve Ankara’nın ilk Sakin Şehri (Cittaslow) statüsünü kazandı.
Ereğli ile Güdül benzerliği
Türkiye’nin 18. Cittaslow kenti olmayı başaran Güdül’ü tebrik ederken, gözlerimizin önüne Karadeniz’in şirin ilçesi Ereğli geliyor ve hayıflanmadan edemiyoruz.
Zira Erdemir fabrika sahası için iş makinalarının Fil ve Elma tepelerini tıraşlamaya başladığı 1961 yılına kadar Ereğli de bugünkü Güdül gibi yaklaşık 8 bin nüfuslu bir kasabaydı.
Milattan Öncesine uzanan bir tarihi, Güdül’ün üzümü, kirazı ve hayvancılığına karşılık Ereğli’nin çileği, kestanesi ve balıkçılığı vardı.
Güdül gibi el sanatlarıyla, tarihi, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle zengin bir kasabaydı.
Kısaca, yeşille mavinin bütünleştiği, Karadeniz’in yamaçlarına kurulmuş, Baba Burnu ile Çengel Burnu arasındaki doğal bir koyda gizlenmiş saklı bir cennetti Ereğli.
1961 yılı bir yaz gününde Manisa Şilebi kurulum malzemelerini Ereğli sahiline indirmese! Erdemir kurulmayacak, Ereğli de muhtemelen bugün Güdül gibi sakin ve dingin bir Cittaslow kenti olacaktı.
Çileğin başkentinden çeliğin başkentine dönüşmeyecekti.
Dalgalar, yalıları dövmeye devam edecek, balkonlardan oltayla balık tutmanın tarifsiz hazzı yanacaktı.
Neyse… Bizimkisi bir hayal işte!
Zaten olan oldu. Ereğli tercihini endüstrileşmeden yana kullandı.
Erdemir, memleketimizin binlerce insanına iş-aş kapısı oldu.
Kdz. Ereğli şimdi böyle de şirin, böyle de efsunlu.