Antalya'nın Kaş ilçesindeki Patara'da doğan ve yaşamını da Demre ilçesindeki Myra'da sürdüren Noel Baba'nın (St. Nikholaos) hikayesini, Myra- Antik Kenti Kazı Başkanı, Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Nevzat Çevik anlattı. Prof. Dr. Çevik, Noel Baba Anıt Müzesi duvarlarındaki freskolardaki çizimlerde, gerçek Noel Baba, Aziz Nikholaos'a ait resmin yer aldığını kaydetti.
NOEL BABA'NIN GERÇEK HİKAYESİ
Noel Baba'nın artık bir dünya markası olarak, herkesin bildiği, her eve giren, yılbaşında bütün insanların ve çocukların buluştuğu bambaşka bir fenomen haline geldiğini söyleyen Prof. Dr. Nevzat Çevik, “Esasında Noel Baba'nın gerçek hikayesini biliyoruz. O hikaye Patara'da başlıyor. Oralı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor. Gençliğinde ve olgun yaşlarında Myra-Demre'ye geliyor, kilisesini ve ruhban okulunu kuruyor ve orada yaşamını sürdürüyor. İznik konsüllüğü de yapıyor. Myra bir merkez, yönetim kenti oluyor, yoğun Bizans ve Hristiyanlık yerleşimi gören bir yere dönüşüyor" dedi.
PATARA'DA DOĞDU, MYRA'DA YAŞADI
Aziz Nikholaos'un 270'li yıllarda Patara'da doğduğunu, 342 yılında Myra'da öldüğünü söyleyen Prof. Dr. Çevik, “Öldüğünde Myra'ya gömülüyor, mezarı da Myra'daki kilisesindedir. Bugünkü kilise, o günkü erken kilisenin üzerine yapılmış büyük kilisedir. 6'ncı yüzyılda yine Demre- Karabelli Sion Manastırı'nın kurucusu Sionlu Nikholaos'un hikayesinde de asıl Nikholaos'un hayat hikayesini de öğreniyoruz. Kilisenin duvarlarına yapılan freskolarda da onun hayat hikayesi ve mucizelerinin işlendiğini görüyoruz" dedi.
1500 YILDIR HAC MERKEZİ
St. Nikholaos'un Myra'da yerleşmiş, orada ekolünü yaymış, konsül olmuş bir kişi olduğunu anlatan Prof. Dr. Çevik, “Hristiyanların cezalandırıldığı dönemde o da cezalandırılıyor, eziyet çekiyor. Roma pagan çünkü o sırada. Büyük Konstantin İmparatorluğu sırasında tekrar özgürlüğünü kazanıyor ve İznik Konsülü'nde üye oluyor. Ama 6'ncı yüzyılda Sion Nikholaos'un Myra'daki esas Nikholaos'un mezarını ziyaret etmesi ve Roselia bayramında sinoduların orada toplanmasıyla daha büyük bir uğrak merkezi haline geliyor ve neredeyse 1500 yıldır bir hac merkezine dönüşüyor" diye konuştu.
MEZARI ANTALYA'DA
Myra'nın Ortodoks Hristiyanların hacı olduğu bir merkeze dönüştüğünü kaydeden Prof. Dr. Çevik, bugün de Myra'nın bir hac merkezi olarak inanç turizminde en önemli yeri aldığını söyledi. Bunun nedeninin de bu erken hikayeye bağlı olduğunu belirten Prof. Dr. Çevik, "Hacılar, Aziz Nikholaos'un kilisesi ve mezarını ziyaret ediyor. Demre, her zaman turist ziyaret sayılarında Antalya'da rekor kırıyor. St. Nikholaos, Noel Baba'nın esas temellerini oluşturan bu figür, gerçek bir kişidir, yaşamıştır ve Antalyalıdır. Antalya'da doğmuş, büyümüş ve Antalya'da ölmüştür. Mezarı da Antalya'dadır" dedi.
KEMİKLERİ 1087'DE KAÇIRILMIŞ
1087'de bir talihsizlik yaşandığını, İtalyan Barili tüccarların mezarından kemiklerini alıp, Bari'ye götürdüklerini ve adına St. Nikholaos Kilisesi yaptıklarını dile getiren Prof. Dr. Çevik, sonrasında Bari'nin de bir inanç merkezi haline geldiğini ve ardından dünyanın birçok ülkesinde bine yakın St. Nikholaos kilisesi kurulduğunu anlattı. Prof. Dr. Çevik, kemiklerin 1087'de Bari'ye götürülmesiyle beraber aslında St. Nikholaos'un Anadolu'daki lokal yaygınlığının ötesinde dünyaya yayılarak, tamamen evrensel bir aziz haline geldiğini kaydetti.
ÇOCUKLARA ARMAĞAN VEREN BİRİ
St. Nikholaos'un, yılbaşında Noel meselesine de taşınan, çocukların koruyucusu ve onlara armağan veren biri olduğuna inanıldığını hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Çevik, “Bu armağan verici özelliğinden dolayı bugün yılbaşında, anlatılan modern hikayelerde bacadan gelip çocuklara armağanlar dağıtan aziz haline gelmesi, aslında onun o özelliğinden kaynaklanıyor. Başka mucizeleri de var ama Noel Baba olmasının esas nedeni buna bağlıdır. Bugünkü dünyada yaygın olan Noel Baba görüntüsünün hikayesi ise başka" diye konuştu.
İLK SEKÜLER ÇİZİMİ 1863'TE
Hollandalıların 17'nci yüzyıldan sonra St. Nikholaos'u Amerika'ya taşıdığını belirten Prof. Dr. Çevik, “Hollandalılar kurduğu için eski adı New Amsterdam olan Newyork'a götürüyorlar. Bu şekilde Amerikan kıtasına da taşınmış. Asıl Nikholaos'un bugünkü marketing markası haline gelmesi ve kırmızılı giysiler içinde onu görmeye başlamamızın hikayesi de orada başlıyor. 1929'da büyük ekonomik kriz çıkıyor ve satış yapamayan markalar yol aramaya başlıyor. Aslında Thomas Nast 1863'te ilk karikatür çizimlerini yapıyor, çok dini mesaj vermeyen, biraz daha seküler çizimler" dedi.
EKONOMİK KRİZDE NOEL BABA
Krizde Coca Cola'nın ekonomik darlıktan çıkmak için yeni bir yol aradığını kaydeden Prof. Dr. Çevik, Noel Baba'nın ortaya çıkışını şöyle anlattı:
“Krizden bir yıl sonra 1930'da İsveçli sanatçı Haddon, yeni Noel Baba çiziyor. Artık Haddon'un çizdiği Noel Baba kırmızı giysiler içinde, kukuletalı bildiğiniz Noel Baba'nın rengini oluşturuyor. Giysilerin rengi, Coca Cola'nın rengi doğal olarak. O daha da tam seküler, piyasada saniyede 10 bin sattığını bildiğimiz Coca Cola meselesi aslında böyle doğuyor ve o ekonomik krizde yolunu böyle buluyor."
KAPİTALİZMİN YARATTIĞI BİR MARKETİNG
Prof. Dr. Çevik, bugünkü kırmızı giysili Noel Baba'nın tamamen kapitalizmin yarattığı bir marketing markası olarak kullanıldığını, dünyanın bildiği ve saygı duyduğu Noel Baba figürü kullanılarak reklam yapıldığını kaydetti. Yılbaşında Noel Baba'nın en çok anılan figür olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Çevik, “Bütün AVM'lerde, her yerde Noel Baba her şeyi satıyor. Cep telefonu ve bilgisayarları bile Noel Baba satıyor. Artık her sektörde kullanılıyor" diye konuştu.
ORİJİNALİ DEMRELİ ST. NİKHOLAOS
Bir gelenek olarak eski yıl bittiği, yeni yıl başladığında bütün dünya ve toplumlarda onun bir sevinç anı oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çevik, “Noel Baba'nın yılbaşında armağan dağıtması imajının güçlendirilmiş olması nedeniyle de böyle bir algının çoğalması anlaşılabilir görünüyor. Ama Noel Baba dediğiniz hayali bir canlı değildir. Orijinali Antalyalı, Demreli olan St. Nikholaos'tur. Mezarı da kilisesi de Demre'de olan, her şeyiyle bizim topraklarımıza ait bir kültür figüründen bahsediyoruz. Noel Baba'nın doğumu tamamen St. Nikholaos'un varlığına bağlı gelişmiştir" dedi.
KALAN KEMİKLERİ ANTALYA MÜZESİ'NDE
Myra'daki kiliseden çıkartılan ve bugün İtalya ve Antalya'da Aziz Nikholaos'a ait kemikler olarak sergilenen kemiklerin, 'Gerçekten St. Nikholaos'a aittir' demenin yanlış olacağına dikkati çeken Prof. Dr. Çevik, “Çünkü ona ait bir kemiği gerçekten bilsek karşılaştıracağız DNA analizleriyle ama sonuçta kilisedeki en önemli mezar içindeki yatan kişinin St. Nikholaos olması beklenir. O mezar içindekilerin 1087 yılında Bari'ye taşınması nedeniyle St. Nikholaos olduğuna inandık. Bizde de kalan parçaları var, Antalya Müzesi'nde korunuyor ve sergileniyor" dedi.
KEMİKLERİN PEŞİNDEYİZ
1087'de Bari'ye kaçırılan kemiklerin iadesi için İtalya'ya resmi yazı gönderildiğini de hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Çevik, “Çünkü bir insan nerede gömülmek istiyorsa orada bulunması lazım. Adam, 'Ben Myra'da yaşadım, oralıyım, kilisem- mezarım orada, buraya gömün beni' demiş. Oraya gömmüşler ve sonra bunu alıp, kaçırmak ve ona ait olmayan başka bir ülkeye götürmek ve orada bulundurmak doğru değil. Hümanizme de inanca da her şeye aykırı bir şey. Onun için o kemiklerin geri gelmesini de istemiştim ama bunu verme ihtimalleri elbette yok. Buna izin verileceğini sanmıyorum ama onun peşinde olduğumuzu bilsinler" diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Çevik-Haber Türk-18 Aralık 2020