Kanaryaların madenlerde kullanımı, tarihsel olarak maden işçilerinin güvenliği için önemli bir rol oynamıştır. Özellikle kömür madenciliği gibi yeraltı madenlerinde, havada tehlikeli gazlar birikme eğilimindedir. Bu gazlar arasında metan, karbon monoksit ve hidrojen sülfür gibi zehirli ve patlayıcı maddeler bulunur.
Eskiden, madenlerde gaz detektörleri ve diğer modern güvenlik ekipmanları bulunmuyordu. Bu yüzden, maden işçilerinin güvenliği için basit ancak etkili bir yöntem kullanılıyordu: kanaryalar. Küçük ve hassas olan kanaryalar, insanlardan daha hızlı bir şekilde bu zehirli gazlara maruz kalarak tepki verirlerdi. Maden işçileri, kanaryaların davranışlarını gözlemleyerek ortamda tehlikeli bir gaz birikimi olup olmadığını anlayabilirlerdi.
Eğer kanarya bir anda ölmeye başlarsa veya davranışları değişirse, bu madende zehirli gaz birikimi olduğunu işçilere haber verirdi. Bu sayede işçiler zamanında güvenli bir şekilde madenden çıkabilir ve tehlikeli bir durumdan kurtulabilirdi.
İngiltere’de kömür madenlerinde kanarya kullanımı, modern güvenlik ekipmanlarının geliştirilmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte giderek azaldı ve sonunda sona erdi. Kanaryaların madenlerde kullanımı, 20. yüzyılın ortalarına kadar devam etti. Ancak 1980’lerin sonlarına doğru, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte gaz detektörleri ve diğer modern güvenlik ekipmanları yaygınlaşmaya başladı.
İngiltere’de son kömür madenlerinde kanarya kullanımı, 1986 yılında gerçekleşti. Bu tarihten sonra, kanarya kullanımı yerini daha güvenilir ve etkili güvenlik önlemlerine bıraktı. Günümüzde, kömür madenlerinde güvenlik, daha gelişmiş detektörler, hava izleme sistemleri ve diğer teknolojik araçlarla sağlanmaktadır.