CHP Merkez İlçe Başkan Adayı Ebru Uzun Ak Parti’nin tüm yanlışlarına her zaman karşı olduklarını belirterek şahsına yönelik iftiralara karşı da hukuk mücadelesini sürdüreceğini ifade etti.
Uzun konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Sevgili dostlar, hepimizin her geçen gün daha derinden hissettiği zor ve çileli bir dönemi yaşamaktayız.
Gittikçe içinden çıkılamaz bir şekle dönüşen yönetim krizi başta dar gelirli vatandaşlarımız olmak üzere tüm kesimler için yaşamı ciddi anlamda tehdit eden bir şekle dönüşmüştür.
Ülkemizdeki en büyük sorun ve hatta bütün sorunların kaynağı adaletin terazisinin bozulmuş olmasından kaynaklanmaktadır.
Adaletin olmadığı, hukukun işlemediği bir ülkede demokrasiden insan hak ve özgürlüklerinden bahsedebilmek tabi ki hiç uygun değildir.
4+4+4 eğitim sistemine geçilmesinden buyana maalesef milyonlarca yavrumuz hızla eğitim sisteminin dışına itilmiştir. 21 yıllık AKP iktidarı döneminde sürekli değişen Milli Eğitim Bakanları ve uyguladıkları eğitim sistemi adeta yazboz şekline dönüşmüş ve sistemi inanılmaz bir şekilde olumsuzlaştırmıştır.
Düşünce ve ifade özgürlüğü sorunlarımız çığ gibi büyürken bir yandan da sığınmacı problemi ülkemizin yaraları onarılmaz hale getirmektedir.
On milyonlarla ifade edilen kaçak nüfus sadece ülkemizin kaynaklarını tüketmekle kalmayıp yaşam maliyetlerini de katlayarak arttırmaktadır.
Ucuz işçilik/ pahalı kira kıskacına giren ülkemizde artık bir memur yada işçi ailesi sadece hayatta kalma gayretine düşmüş ve en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için büyük bir savaş vermektedir.
Ülkedeki bir avuç zengin azınlık fakirin, fukaranın, dulun, yetimin gırtlağına kadar çökmüş vaziyettedir. Anlaşılan adaletsizlik boğazımızdaki tek bir lokmaya bile göz dikmiş durumdadır.
Hal böyle iken saraylarında zevk ve sefa sürenler halktan tamamen kopmuş tüm gerçekliklere kendilerini kapamış halkı da kendileri gibi ejder meyveli smoothie, manda yoğurdu, anzer balı velhasıl sofralarında kuş sütü eksik besleniyor sanmaktadırlar.
Çocuk tecavüzcüleri, mafya liderleri, uyuşturucu baronları ve satıcıları, kadın ve çocuk katilleri, sapık tarikat şeyhleri, anayasal düzene karşı eylemler yapan dinci teröristler ve liderleri bu günlerde cezaevlerinden hızla salınırken bu pislikleri yazan, haber veren, rezillikleri belgeleyen gazeteciler başta olmak üzere cezaevlerine doldurulmaktadır.
Ülkemiz böylesine sıkıntılı bir süreçten geçerken şehirlerimizi de, yaşadığımız kenti de bundan soyutlamak mümkün değildir.
Zonguldak Merkez İlçe özelinde, görevde olduğumuz süre içerisinde Belediye Başkanlığının ama aslında da ağırlıklı olarak TOKİ’nin ve diğer kurumların faaliyetleri karşısında ve halkımızın çıkarları karşısında gördüğümüz eksiklikleri, kusurları, yanlışlıkları kamuoyumuzla paylaştık ve takipçisi olduk.
Halk otobüslerinin seferlerinde yaşanan uzun süreli olumsuzluklara, sahildeki TOKİ marifetiyle yapılan ve bir türlü bitirilemeyen düzenlemelere, lavuar alanında devamlı değişen projelerin anlamsızlığına, fevkani köprüdeki asıl niyetin teknik raporlarla üstünün örtülerek yaşatılan belirsizliklere hep karşı durduk.
Merkezi Hükümetin idari ve mali destekleri ile iş çözme kolaycılığı dışında hiçbir yaratıcı ve planlayıcı özelliği olmayan Zonguldak Belediye Başkanı ile yapmış olduğumuz siyasi mücadeleyi hiçbir zaman bırakmadık.
Bütün bunların neticesinde Belediye Başkanı’nın o süreçte şahsıma atmış olduğu adi iftiraya karşı hukuk savaşını başlattım ve sürdürüyorum.
Zonguldak Belediye Başkanı’nın delege seçimlerinin başlamasına çok az bir süre kala şahsın ile ilgili söylediklerinden kendilerine siyasi bir rant sağlamaya çalışan bazı arkadaşların(!) bunu fırsat bilip siyasetin etik değerlerinden ne denli uzakta olduklarını da bu vesile ile bir kez daha görmüş olduk.
Akrabalık bağları ile arkalarına aldıkları siyasi güç ve menfaat ilişkilerinin oluşumundan başka hiçbir özellikleri olmayanların, kaybettikleri koca bir seçim sonrası hain aramaları, aslında kendi siyasi yeteneksizliklerine ve beceriksizliklerine uydurmak istedikleri bir “kılıf” çabasından başka bir şey değildir.
Öyle inanıyorum ki; bütün Cumhuriyet Halk Partiler olarak başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tümüyle kuruluş değerlerimizin her birimizin örgütsel kimliğinde en yüce, en ulaşılmaz bir noktayı teşkil ettiğini hiç birimiz ve hiçbir kimse unutmamalıdır.
Hepimizin böylesine en temel ilkeleri yaşamımızın değişemez, değiştirilemez şifreleri haline getirerek bu uğurda ki kavgamızı koşulsuz bir şekilde ve yüzyıldır sürdürdüğümüz bir süreçte yanımızda olmayanların, olamayanların şimdilerde M.Kemal Atatürk ile birlikte meydanlarda, billboardlarda olmalarını biraz garip ama aslında endişe ile izliyoruz.
Keşke bu arkadaşlar 21 yıldan buyana AKP İktidarlarının ve en tepeden en aşağıya onun sözcülerinin M.Kemal Atatürk’e, onun devrimlerine, Cumhuriyetin bütün kazanımlarına karşı hayasızca yapılan en ağır saldırılarda da bu cesareti gösterip bu pozları verebilselerdi.
Ve keşke geçmişteki kendi siyasi izlerini silebilme adına bir ilçe kongresi için Atatürk’ü bu denli siyasi emellerine alet ederek bu cüreti göstermeselerdi.
Buradan bir kez daha şiddetle kınıyorum…
Adaylık ile ilgili yaptığım basın açıklamasında bu çalışma dönemimiz için örgütsel olarak eksiklerimizin, hatalarımızın, kusurlarımızın olduğunu ve olabileceğini söylemiştim.
Buradan bir kez daha ifade ediyorum ki; bunlar yaşanmıştır ve başka dönemlerde de yaşanabilecektir.
Bu tür yapılacak eleştirilere her zaman olduğu gibi sonuna kadar saygı duyuyoruz.
Ancak bu eleştiriyi yapan arkadaşların bir önceki 31 Mart 2019 Belediye seçimlerine göre Zonguldak İline bağlı olana sekiz ilçe içerisinde bir tek Merkez İlçe’nin hem Milletvekilli hem de Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanarak birinci çıkılmasını da istem dışında olsa da arada bir telaffuz etmelerini öneriyoruz.
Daha öncede ifade ettiğim gibi biraz sonra oy kullanacak olan mahalle delegelerine güvenim tamdır. Onların vereceği irade ve karara daha öncesinde olduğu gibi sadece sonsuz şükranlarımı sunacağımı buradan bir kez daha ifade ediyorum.
Güzel ve yalnız şehrimin 19 mahallesinden,3 beldemizin farklı mahallelerinden ve uzaklardaki 23 köyümüzden gelen tüm delegelerimize sonsuz teşekkürler sunuyor aileleri ile birlikte sağlıklı yarınlar diliyorum.
Sözlerimi bitirirken örgütsel çalışmalarımızda çok büyük emek ve katkıları olan yönetici arkadaşlarıma, kadın kollarımızın çalışkan yönetici ve üyelerine, gençlik kollarımızın atom karıncalarına, belde başkanlıklarımıza, mahalle ve köy temsilcisi yoldaşlarıma, her zaman yanımızda duran çok değerli bağışçılarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
İl Gençlik Kolları Başkanımız Doğukan GÜNEY’e özellikle seçim döneminde yeniden örgütümüzü gençlerle buluşturduğu onların müthiş enerjilerini ve gayretlerini bizlere kazandırdığı için teşekkürlerimi, takdirlerimi sunuyorum.
Son teşekkürüm Merkez İlçe’mizde uzun yıllardan bu yana mesaisini bizlerle paylaşan inanılmaz bir özveri ve mükemmel bir iş disiplini göstererek hepimizin haklı takdirini kazanan çok kıymetlimiz Nagihan KİVİK’e olacak…
Huzurlarınızda kendisine merkez ilçe yönetimi olarak en kalbi şükranlarımı sunuyor ve teşekkür ediyorum.
Beni dinleme sabrını gösterdiğiniz için ayrı ayrı teşekkür ediyor, diğer başkan adayı iki değerli arkadaşıma başarılar diliyor en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”