Alkışlıyoruz!
Yıllardır bu şehrin çok iyi ve kolay tanıtılabileceğini yazdım.
Ağır yazılarım da oldu.
“Öküzün trene bakması gibi bakıyoruz” dediğim zamanlar da oldu.
Bu şehrin belediye başkanlarına, turizm müdürlerine, valilerine ve daha pek çok kişiye yeterince anlatamadık.
Bizler gazeteci ve medyacıyız.
Bir şehrin nasıl doğru pazarlanacağını da anlatmakta az buçuk tecrübelerimiz vardır.
Kimse bize de arada fikir sormayı akıl edemez!
Ama sorun memur kafası ile nefes alıp veren boş boş trene bakanların kafasındaydı!
*
Olduğu yerde ot bitmeyen adamların yönettiği, söz ve yetki sahibi olduğu şehir yıllarını kaybetti turizm konusunda.
*
Çok doluyum bu konuda.
Çok da ağır yazabilirim.
Sayın Yavuz Erkmen’in vali olduğu dönemde bir maden müzesini bile hayata geçirmek için verdiği mücadeleleri, karşılaştığı engelleri biliyoruz.
Allah’tan TTK eski Genel Müdürü Sayın Rıfat Dağdelen vardı da her ne kadar çok çirkin bir bina olarak doğmuş olsa da müzenin bugün bulunan yerine yapılmasının önü açıldı.
O gün de söyledik.
Dev bir baret görünümlü olmalıydı!
Bizim ‘656.5 kafalılar” onu da başaramadı!
*
Neyse!
Zonguldak Valisi Sayın Mustafa Tutulmaz ilk günden beri çırpınıyor.
Afyon’dan tecrübeli.
Tutulmaz’ın da başını çektiği Zonguldak Kömür Jeoparkı ekibinin sürekli çalışması ile ortaya güzel çalışalar çıkıyor.
*
Sercan Akar kardeşimizin çekim ve kurgularıyla hazırlanan videolar izleniyor büyük beğeni topluyor.
Görüntüler milyonlara ulaşacak.
10 – 15 sene önce yaptıramadığımız şeyleri bugün görebiliyoruz.
Zonguldak’ta yaşayan binlerce insan bile; “Aaaa burası Zonguldak mı?” diye soruyor.
Şehrinden bihaber yaşayanların şehri Zonguldak.
*
Zonguldak Ankara arası tren seferlerini başlatıp binlerce Ankaralıyı hafta sonu Karabük ve Zonguldak’a getirmenin çok kolay yolları vardı.
Yanarız yanarız kayıp yıllara yanarız!
Milletvekilleri de bugün o videoaları paylaşıyor.
Yahu 20 senedir neredeydiniz Allah aşkına!
Sizin böyle dertleriniz hiç, ufkunuz hiç olmadı ki!
Olsa bu işler bu günü beklemezdi!
*
Şimdi son olarak bu güzelim görüntülerin olduğu yerlerde olan çevre kirliliği ve çirkinliklere bakalım!
Bu tanıtım oluyorsa her belediye şehrini temiz ve özenli tutmak zorunda.
Sayın Vali ve Sayın Milletvekillerine düşen görev acilen Liman Arkası’nın tamamını halka açarak doğal bir Açıkhava müzesine dönüştürmektir.
Filyos’a disiplin getirmektir!
Bunun için üç dakika beklemeye gerek yok!
*
Artı, şehirde tuvalet yok!
Fener’de tuvalet yok.
*
Mesela şehrin tam merkezinde Valilik girişinde prostatı olanların koştuğu bir tuvalet var!
Böyle bir yere yakışıyor mu Allah aşkına!
Bu tanıtımların yapıldığı bir şehire yakışıyor mu Allah aşkına!
Nasıl başarıyorsunuz!
*
Mesela şehirde lezzet durakları yok.
Vali Bey ve Belediye Başkanlarının acilen üzerinde durması gereken bir olay.
Her anlamda güzel lezzet duraklarının olmadığı, mevcut restoranların hizmet eğitimine tutulmadığı ve sık sık denetlenmediği, teşvik edilmediği, desteklenmediği bir şehirde bu güzel görüntülere kanıp gelenleri nerede ağırlayacağız!
Çorbacı Suat’ta mı?
*
Biz daha Tülin Papila’nın işlettiği mekanı kapatma, köfteci Murtaza’ya verme çabasındayız!
Milletin parasıyla içtiği rakıya baskın yapıp işletmeyi mühürleme sevdasındayız!
*
Tarihi Deniz Feneri’nin altında misafirim olan Fransa Büyükelçiliği Başkatibi ve Basın Ataşesi Nicolas Broutin’e Fener’in tarihini anlattığımda çok etkilenip; “Büyükelçilik olarak burada bir çalışma yapabiliriz, Fransa’da burayı tanıtabiliriz” demişti.
O günlerde bu konuda ilgilenen, dert edinen; “Çok büyük bir fırsat olabilir” diyen kişi şimdi ki ZBEÜ Rektör Yardımcısı çok değerli hocamız Prof. Dr. Hakan Kutoğlu olmuştu.
*
Bırakın millet gelsin.
Gelsin de memnun dönsün.
İster Fener’e balık rakı yapmaya ister Uzun Mehmet Camisine secde etmeye gitsin.
Hayaller Paris gerçekler Zonguldak olmasın!
*
Bir düşünün.
Düşünecekseniz büyük düşünün!
Emeği geçenlere teşekkür ederiz ama dost acı söyler!