CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın açık daveti için geldiği Çaycuma’da yaptığı miting üzerinden polemikler devam ediyor.
Bunu daha önce yorumladım.
Son bir not düşmek lazım.
Birincisi saat değişikliği ve yağmur nedeniyle mitinge katılım elbette olumsuz etkilendi.
Ancak böyle bir dönemden geçerken, CHP tabanı veya kitleler Cumhurbaşkanı adayı ararken az bir katılım CHP örgütleri için yeterliyse tembellikte, yetersizlikte sınır yok demektir!
Yaz yağmurunu bahane eden pek çok CHP’linin, yağmur altında konuşurken sırılsıklam olmuş Kılıçdaroğlu’nu paylaşmaları ise çok daha acı!
Bu iş elbette parti içi mesele olmalı.
CHP’liler bunu konuşmayacaksa neyi konuşacak?
Eski İl Başkanı Umut Başoğlu’nun açıklamaları da ayrı bir tartışma yarattı.
Sözler kendisini bağlar ancak Başoğlu’ndan önce örgütlerin kendi özeleştirilerini yapmaktan kaçınması veya topu farklı ortamlarda Başkan Kantarcı’ya atması olayı daha da dramatize hale getiriyor!
Örgüt olarak sen, genel başkanın o yağmur altında ıslanmak için geldiği halde orada aynı yağmur altında ıslanacak beş bin kişi bulamıyorsan daha neyi konuşuyorsunuz?
Çaycuma İlçe Başkanı Şeref Köktürk; “para ile adam getirmedik” diyerek Ak Parti İl Başkanı Zeki Tosun’a veya diğer eleştirilere yanıt vermiş.
Sayın Başkan,
Bu görevler şahsın için zaten beş gömlek fazla.
Siz ve sayın il başkanınız daha Çaycuma Belediye Başkanı’nın CHP’li bir isim olduğunun farkında değilsiniz ki para karşılığında bile adam toplayamazsınız!
Veya şöyle mi bakmak lazım?
Siz ve tüm örgütler süper ötesi çalıştınız ama Sayın Kılıçdaroğlu’na artık bir teveccüh kalmamış ki vatandaş katılmamış!
Hangisi?
Uzaylı Neco Zonguldak’ta!
Zonguldak’ta gelmiş geçmiş milletvekillerimizden belediye başkanlarımıza, valilerimizden STK başkanlarımıza ve bürokratlarımızdan proje sorumlularımıza kadar herkes süper!
Naşallah... Süphanallah... Müthiş başarılılar hepsi!
Yahu Allah aşkına!
Hepiniz ve hepimiz o kadar süper isek, çok başarılı isek bu kadar yanlış işleri kim yapıyor bu şehirde?
Kimlerin imzası ve yetkisi dahilinde yapıldı bu kadar yanlış iş!
İsraf!
Hırsızlık! Kaçak köçek işler... Yanlış projeler... İmalat hataları... Keyfi uygulamalar... Devletin, belediyelerin parası ile aziz milletimize kerizleme dalışı yapanlar!
Soygunlar!
Kim yaptı bu kadar yanlışı? Uzaylı Neco mu?
Zonguldak’ı sel alacak!
İklimler değişiyor.
Denizler kabarıyor.
Yağmur alışkanlıkları değişiyor.
Ankara’nın başına gelenler ortada.
Zonguldak’takiler sırıtıyor!
Şehirler, dere ıslah projeleri, deniz kıyısı yapılaşmalar bilim insanlarının gelecek 30 - 50 yıllık öngörülere göre değil, belediye başkanlarının egolarına, bürokratların sorumsuzluğuna, müteahhitlerin aç gözlülüğüne göre göre dizayn ediliyor.
O nedenle ki dere yataklarına yeni yapılar yapmaya, dere yataklarını daraltarak üzerini kapatmaya devam ediyoruz.
Ankara ve pek çok yerde yaşananlar ortada.
Daha önce çok yazdık anlattık.
Asma ve Üzülmez’in arka planındaki dere yataklarının nasıl daraltıldığını, üzerlerinin kapatılmaya devam edildiğini de not düşelim!
Şöyle bir Vali de gelip;
“Bir dakika arkadaş bu ne iş” demedi ki bugüne kadar!
Efendim böyle yazınca sayın vali kızarmış.
Yahu neden kızsın.
Sayın Tutulmaz sırf şirin gözükmek için ‘kem- küm’ eden, kendisini yanıltan yalama tipleri sevmez ki!
Ama inisiyatifi de bu kadar bırakmamalıydı!