Zonguldak Tarih Editörü Hayati Yılmaz, Osmanlı’nın yıkılmasının başlangıcının Zonguldak ile ilgili olduğunu anlattığı yazısında “Kömür ocakları doğru işletilmedikçe kişileri zenginleştirir, devletleri çökertir” dedi.
Yılmaz’ın yazısı şu şekilde:
“OSMANLI’NIN ÇÖKÜŞÜ VE ZONGULDAK'IN ETKİSİ
Osmanlının yıkılmasının başlangıcı bana göre ; Zonguldak ile bire bir alakalıdır.
"Bunun Zonguldak ile ne ilgisi var ?" derseniz ; Osmanlı’nın borçlanması ve Emperyalist kıskacına girmesi, aynı dönemlerde bulunan kömürün Zonguldak’ta işletilmesi ile başlamıştır.
Osmanlı Padişahı II. Mahmut , Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Girit’in kendisine bağlanması isteği sonrasında çıkan isyanında çok çaresiz kalmış , sonrasında İngiltere ile 1838 yılında Serbest Ticaret Anlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır. (Zonguldak'ta kömürün bulunmasından 10 sene sonra)
Osmanlı'da Gayrimüslimlerin mal edinme ve işletme hakları yoktu. Böylelikle İngiliz şirketleri ile Rum ve Ermeniler de Zonguldak madenlerini bu şirketlerin üzerinden işletme hakkı aldılar. Ereğli kömür ocakları 5 Kasım 1842 tarihlerinde ilk defa , bir grup Ermeni ve Rum Galata sarrafı Kömür Kumpanyası adı altında , Ereğli kömür ocaklarını işletilmeye başlamıştır.
Aslında İngilizlerin başından beri hedefi, Rusya'ya saldırı planı idi. Olayın Ortadoğu‘dan başlaması yine bugün Filistin - İsrail bölgesinde bulunan Kudüs üzerinden yapılması ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanı , hepsi bir Emperyalist oyun kurucuların işiydi. Rusya bu durumda Osmanlı'ya ittifak yapma teklifi bulunmasına rağmen , Osmanlı bunu kabul etmedi. Zonguldak madenleri de İngiltere için son derece önemli bir konumdaydı. İngilizler , Rusya'nın Güney'e doğru inmesini istemedikleri için Osmanlı'yı yanına çekmeye çalıştılar. Bu bakımdan Osmanlı , Mısır Valisinin Emperyalizmin oyununa gelerek başlattığı isyanda, tarihinin en hazin savaşına doğru çekiliyordu. Rum, Ermeni zenginleri de bunu fırsat bulacaklardı.
Kırım Savaşı 1853 yıllında başladığında, Zonguldak'taki kömür işletmeciliği İngilizlerle, Fransızlara verilmiştir. Yani Emperyalistlerin planları, Osmanlı üzerinde tıkır tıkır işliyordu.
Savaş boyu kendi gemilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları kömürden arta kalan stoklarını da, yine Osmanlı’ya satmaktan da geri durmamışlardır.
Savaş sırasında Osmanlı oldukça borçlanmış ve maden bölgesinde daha fazla kömür çıkartılması gerektiği ve işçi sayısının artırılması için rapor düzenlenmiştir. Bunun üzerine Fransız ve İngilizlerle bir anlaşma daha yaparak; aslında Osmanlı daha da çaresiz duruma düşmüştür. Anlaşmaların gereğini yerine getiremeyen Osmanlı, bir de üstüne üstelik savaş sonrası maden ocaklarında İngilizlerin yaptığı modernizasyon çalışmalarının masrafını da İngiltere'ye ödemek zorunda bırakıldı.
İngiltere savaşın sona ermesiyle ocakların idaresini tekrar Osmanlı İmparatorluğuna geri vermiştir. Fakat bu sefer de Osmanlı yaşadığı sıkıntılar sebebi ile ocakları işletememeye başlamıştır.
Ve devreye yine Gayrimüslimler girer.
Zafirovilo Yorgaki Bazergan havzaya talip olmuş ve yaptığı anlaşma ile önemli kar payı ile ocakların işletmeciliğini almıştır. Fakat İngilizlerin oyunları halen devam etmiş ve gayrimüslimlerin bilerek maden ocaklarından yeteri kadar kömür çıkarmayarak , Osmanlı'nın kömür ihtiyacının önemli kısmının İngiltere'den karşılanmasını devam eritmesini sağladılar.
Osmanlı bu durumda yine bir başka Gayrimüslim olan Höce Abraham Bazirgan'dan borç almış ve bu borcu yine Zonguldak kömürü ile ödemiştir.
Bütün bu gelişmelerden sonra 1861 yılında ilk defa Maden Nizamnamesi çıkartılmıştır.
1867 yılında çıkartılan “Dilaver Paşa Nizamnamesi”nde, Ereğli ve Zonguldak kömür havzası işçilerinin dinlenme ve tatil zamanları, barındırma yerleri, çalışma saatleri ve onların sağlıkları ile ilgili çeşitli konular ele alınmış ve Nizamname 1921 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. Bu aynı zamanda ilk mükellefiyet Yasasıdır. (Çalışma Koşulları Kanunu)
Dilaver Paşa ismi bu yüzden Zonguldak'ta bir mahalleye verilmiştir.
Fakat yine bir Rus savaşı ile (1977-78) ve Birinci Dünya Savaşı sırasında aynı düzen kurulmuş , Zonguldak madenlerine yine aynı ülkeler (Emperyalistler) ve Gayrimüslimler üşüşmeye başlamış , Osmanlı'nın çöküşü hazırlanmıştır.
Osmanlı kömür çıkardıkça güçsüz duruma geliyor , borçlanıyor, üstelik bölge yabancıların eline geçmeye başlıyordu.
Yani Osmanlı yine eğitim eksikliğine takılmış ve , kömürün bulunması ile beraber , kömürü çıkarma konusunda bilgisiz ve çapsız bürokratları ile Emperyalizmin kıskacına girdi ve çöküşü de başlamıştı.
Cumhuriyetin kurulması ile eğitim politikaları etkili olmuş ve Zonguldak’taki madenler 1950 yıllarına kadar Türkiye’nin kalkınmasına etkisi olmuştur, Fakat yine yanlış politikalar yüzünden bugün yine kömür çıkarımı devlete zarar vermeye başlamıştır.
Sonuç :
Kömür ocakları doğru işletilmedikçe kişileri zenginleştirir ,devletleri çökertir.”