Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğalgaz müjdesiyle ilgili farklı görüşler var.
Ulusal basın kanallarının Zonguldak’ı mesken tutmasının ardından Erdoğan’ın bir rafineri için Sakarya’yı işaret etmesinin hayal kırıklığı yaşanıyor.
Ancak sosyal medya üzerinden hepimizi kahkahaya boğan geyikler de dönmüyor değil.
Geçen de söyledim.
Önemli olan böyle bir kaynağın varlığı ve çıkarılmasıdır.
Olsun da Antalya’da olsun.
Elbette pek çok soru işareti var.
Tüm politik yaklaşımların ötesinde bunların yanıtını en iyi verecek olan zaman.
İş dünyasından pek çok isme sordum bu konuyu.
Büyük çoğunluğu rezerv ve Erdoğan’ın kararlı açıklamasına inanıyor, güveniyor.
Ortak görüş; “Bölgede zaten gaz vardı. Ancak tahmini ve kararlılık olması ülkemizin geleceği için harika. Bu olaya biraz siyaset üstü bakmak lazım. Türkiye bu adımları atmak zorunda. Yapılan da budur.”
Bu arada hemen belirtelim.
TPAO Filyos Liman bölgesinde lojistik ve laboratuvar merkezi kurmaya başladı. Yani bir üs kuruluyor. Fatih sondaj gemisinin bağlantı limanı Filyos yeni liman.
İleride ne olur bilemiyoruz. Sakarya yerine Filyos’a yönelim olur mu?
Bizim milletvekillerimiz bu işleri geriden takip ediyor.
Yani yıllardan beri olduğu gibi.
Bu aynı zamanda siyasi bir karar.
Sakarya kadar düz ovamız yok.
Ama arama noktasına en yakın Zonguldak ve Ereğli.
Hiç mi şansımız yok?
Zonguldak ve Filyos alternatifleri değerlendirildi mi acaba?
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’a soralım.
Ne diyorsunuz Yılmaz bey?
Odun kafalı ve hödük!
Nejdet Tıskaoğlu başkanlığındaki ZONSİAD, yani merkezi İstanbul’da bulunan ve son dönem hem hayır çalışmaları hem de sosyal projeleriyle dikkat çeken takdir kazanan Zonguldak Sanayici ve İş Adamları Derneği Zonguldak’a bir çıkarma yaptı. Bu kardeşinizin yıllardan beri anlatmaya çalıştığı medya pazarlamasının önemli bir adımıydı. Seslerine aşina olduğumuz ünlü radyocular Zonguldak’taydı. Detayına burada girmiyorum. Önemliydi ve önemli bir başlangıç oldu. Emeği geçenlere ve radyo spikerlerimize teşekkür ediyorum. Zonguldak’ı gösterdik. Beğendikleri yerler oldu.
Beğenmedikleri oldu.
Ama o radyocular en çok da şehrin sahipsizliğine üzüldüler.
Şehrin nasıl bu kadar pis olabildiğine şaşırdılar.
Secaattin Gonca’nın Belediye Başkanlığı’ndan itibaren pek çok fikrimizi söyledik.
Ne bizlerin ne de diğer insanlarımızın fikirlerine değer veren olmadı.
Eğer bizim belediyelerimiz biraz kafayı kaldırıp baksalardı bugün bu şehre insanlar akın akın gelirdi.
Adım gibi eminim ki turizm ve tanıtım adına son dönem çeken pek çok etkinlik bu şehrin asıl kaymağını yiyen pek çok kişi için gereksiz, abartılı veya reklam kokan hareketler olarak görülüyor.
Zaman o kadar hızlı akarken, yıllarımız heba olurken bizim şehrin odun kafalı ve hödük kafalı yöneticilerine sövesim geliyor!
Kusura bakmayın.
Ama bazıları ancak bundan anlıyor!
Kim buranın müdürü?
İçi muhteşem olsa da mimari olarak ucube bir maden müzesi kazanmak için tam 25 yıl konuştuk.
Sonunda dönemin Valisi Yavuz Erkmen ve TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen çıktı ve süreç başlamış ve sonuçlanmış oldu.
Öncelikle her ikisine teşekkür etmek lazım.
Radyocuların programı öncesi Cumartesi maden müzesine uğradık.
Onlar gecikince ayrıldık.
Bu arada gördüklerimizi fotoğrafladık.
Ana kapının 15 metre önünde mangal yakılmış.
Etrafta bolca su şişesi.
Otlar kesilmemiş.
Bir – iki bira kutusu ve envai çeşit çöp atıkları.
Burasının yönetimi TTK’ya geçecek.
Ama henüz İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde.
Şahsen ben utandım.
Kim buranın görevlisi?
Kim buranın müdürü?
Kimler buranın personeli?
İl Kültür ve Turizm Müdürü kim?
Buraya bir tane davar getirseniz daha temiz olur!
Vali Beye açık bir çağrımız olacak.
Lütfen buradaki sorumsuzların icabına bakın.