Şimdi şöyle bir durum var.
Zonguldak’ta bir şeyler değişiyor.
Çok şükür.
Bin şükür.
Son üç- beş senede yapılanlara elbette sevinmek lazım.
Ama!
Karmaşanın giderek arttığı bir şehir haline geldiğimizi de görmek lazım.
Bir şehirde büyük binalar, yeni binalar yapmayı yenilik, gelişme, büyüme falan sanıyoruz.
Şehrin yeni yaşam alanı olacakken kamu binalarının plansız bir şekilde doldurulduğu 69 Ambarları bölgesi bunlardan biri.
Zonguldak’ın her alanda geri kalmışlığını kapatalım derken iyice çirkinleşmesi için yapılması gereken ne varsa onlar yapılıyor.
Bu şehri yaşanır, yaşanabilir olmaktan çıkarttığımız her gün için bizlerden alkış koparmamızı bekliyorlar.
Bu şehrin geçmişten bugüne gelen plansızlığı üzerine yeni plansızlıklar ekleyen belediyeler ve tüm siyasetçilerimizi de kutluyoruz.
Sahil Projesi bu şehir için çok önemlidir.
Bizim orada eleştirdiğimiz tek konu her fırtına ve dalgada zarar görmeyecek şekilde bir planlama yapılmamasıydı.
Ahmet Çınar Vali oraları yıkmasaydı, Ömer Selim Alan Belediye Başkanı seçilmeseydi buralar olmayacaktı.
Ancak bunların yanında yanlışlarda inat etmenin anlamı yoktu.
Maden Mühendisleri Lokali’nin alt balkonunun önünde yol geçirme çabasının nasıl bir çelişki olduğunu görüyoruz.
Bu şehrin her köşesi dışarıdan gelenleri kendine hayran bırakacakken bir şehrin böyle katledilmesi kabul edilebilir gibi değil!
O kadar kötü işler yaptınız ki yapılan güzel işler bile arada kaynadı!
Ama aynı kafa devam ediyor!
Çok güzel!
Ve her yanlışta bu kadar alkış aldığınız sürece ne yapsanız yeridir!
Bizim vatandaşımız da garip!
Bazen fazlasıyla hak ediyoruz!
Zonguldak’ta at, eşek ve domuz eti!
Gıdalarla ilgili sürekli gündeme gelen konular var.
Gıda güvenliği konusunda yaşanan sorunlar, ihmaller, bilerek veya bilmeyerek yapılan yanlışlar çok.
Çok daha sıkı ve doğru denetimler yapılsa çok daha vaka çıkar ortaya.
Öncelikle gıda üzerine çalışan tüm işletmelerin bu konuda hassasiyet göstermesi şart.
Bakanlık taklit-tağşiş yapılan ve sağlığı tehlikeye düşürebilecek gıdalar listesini güncelledi.
Bazen farkında olmadan sizin dışınızdaki etkenler nedeniyle de başınız ağrıyabilir.
Ancak en çok üzerinde durulan konu Zonguldak’ta at ve eşek eti gibi etlerin varlığı.
Yani lokanta veya toplu yemek yapım merkezlerinde bu duruma rastlanıyor olması vahim.
Daha önce de buna benzer olaylar yaşandı.
Zonguldak küçük yer.
Bu işler kolay kolay olmaz ancak oluyor.
Mesela Sakarya – Düzce gibi yerlerden Zonguldak’a et sokuluyor.
Bu etlerin bazıları firmalara doğrudan veriliyor.
Daha önce yaşanan olayda kebapta at etine rastlanmıştı.
Kebapçı; “Olamaz. Tanıdık kasaptan alıyoruz” diyerek kasabı sorumlu tuttu.
Kasap da eti Düzce’den gelen firmadan aldığını açıkladı.
Sonuçta bu işlerin faturası son üreticiye çıkıyor.
Domuz eti meselesine gelince zaten sektör.
Zonguldak’ta Çinli kardeşlerimiz tüketiyor.
Arada başka yerlere karışıyor mu onun da garantisi yok!
Son bir not daha.
O da otobüs bagajlarında veya farklı yollarla şehre gelen üzerinde SKT olmayan, her türlü faturasız ve irsaliyesiz ürünler.
Tarım Müdürlüğü’müz nasıl denetim yapıyorsa bunları göremiyorlar sanırım?
Burak Erol
Partisinin oy oranı diplerde olmasına rağmen sorunlar, talepler ve öneriler konusunda en fazla sesini çıkaran isimlerden biri Saadet Partisi İl Başkanı Burak Erol.
Eski Milli selamet, Refah ve Saadet’te siyaset yapmak böyle bir şey işte.
Bize daha çok fikirleri, çabası ve çözüm önerileri ile öne çıkacak siyasetçi lazım.
Bazen oy gelmeyeceğini bile bile de olsa şehir için bunlar gerekli.
Ancak çok bağırmak, iyi hatip olmak, sorun ve çözüm önerilerini doğru izah etmek yetmez.
Kitlelere doğru ulaştırabilmek lazım.
Bizim esnaf ve kazık!
Biz her defasında yerli üreticilerin desteklenmesini öneriyoruz.
Yani Zonguldaklı'dan para kazanan bir esnaf, çok zorunlu olmadıkça tedarik zincirini Zonguldaklı esnaf ve iş dünyası ile kurmalı.
Biz böyle diyoruz da bir de esnafa soruyoruz.
Zonguldak’taki toptancı ve diğer tedarikçilerin nasıl kazıkladıklarını tek tek anlatıyorlar!
O zaman kazıklayan kazıklayana.
Yani birbirinden mal almayan ama vatandaşa gelince kazığı dayayan bir esnaf kitlemiz var!
Sonra da hepsi ağlıyor!
Muharrem Başkan ne diyorsun bu işlere?