İnsan bir şeyi seviyorsa zaman – mekân tanımıyor,
Hele bir de yaradan bir yetenek verdiyse zaten;
Onun için zaman kavramı hiç olmaz.
Benim için de yazmak!
Yazmak, yazabilmek, en azından yazmaya çabalamak…
Kendimce, kendi kalemimce, dilim döndüğünce yazıyorum.
Yeni yılın ilk saatinde daha ilk dakikalarında da yazmak geldi içimden.
Yine ne saçmalıyor bu? diyenler olabilir.
Nereden bilsin ki yazabilmenin hissettirdiğini,
Kader ortaklığını,
Hayata tutunma yolunu,
Haykırışı – nefes alışı,
Göz yaşını – umut yoksunluğunu,
Ve daha nicelerini…
Evet, 2023 yılı da geldi, hoş geldi;
Jelibon rezervlerini çıkaracağımız sempatik,
Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayacağımız gururlu yıl.
Sağlık – sıhhat, hak – adalet, barış – huzur dışında çok değil,
3 şey diliyorum senden:
Biri sandıkta; cennet vatanım için,
Biri yeşil sahada; Türk futbolu için ( Yalan değil tarafım Fenerbahçe ),
Biri de gönlümde; ömrü hayatım – geleceğim için.
Hadi bakalım bu sene o sene olsun :)
He bu arada Sevgili 2023 kardeş,
Aklımı yitirmez, nefes almaya devam edebildikçe,
Ben bir kitap daha çıkartırım herhalde,
Zonguldak’ı da işlerim her yerinde.
Ama Zonguldak bu sefer de pek ilgilenmez…
“ Sevgi ve Saygılarımla “ sözlerime son vermeden önce herkesin yeni yılını kutluyor ve Nazım’dan dizelerle veda etmek istiyorum sizlere.
“ Şehrime gel sevgili,
Yarın çık gel,
Bırak her şeyi, bir bekleyenim var de gel.
Gel ki, bu şehir adımlarınla anlamlansın,
Gel ki, bu şehir nefretim olmaktan çıksın.
Gel ki, nefes alayım,
Gel. “