Bu şehirde insan yaşamına verilen önemin çoğu zaman lafta kaldığını üzülerek görüyoruz.
Fevkani Köprüsü’nün yıkılması ile şehir içi geçiş yolu üzerinde yaşadığımız saçmalıkların boyutu içinden çıkılmaz bir hale geliyor.
Sorun üzerine sorun yaratma becerimiz muazzam.
Dere ıslah projesine mi sevinelim ortaya çıkan manzaraya mı üzülelim.
Daha önce vatandaşlarımızın hayatını kaybettiği bu rezil durumu dün tekrar bir durup izledim.
İnstagram sayfamız zhabertv’den kısa bir yayın yaptım.
Özellikle son dakikaları iyi izleyin.
Araçların ortasında kalan insanlarımız ve yanlarında biri olmadan geçmeye çalışan çocuklarımızın panik hallerini videolu olarak paylaştık kaldığımız 10 dakika içinde.
Bizim için Devlet yücedir.
Devletimiz bu kadar aciz olamaz.
Bunu kabul etmiyoruz.
Yöneticilerin ve kişilerin acziyeti kabul edilemez.
Burada çalışmalar devam ederken insanların karşıdan karşıya geçebileceği geçici bir üst geçidi yapmak kaç günümüzü alır ki?
Kaç para tutar ki?
Bunu da mı Sayın Cumhurbaşkanımıza soralım.
Bu şehirden sorumlu siyasetçi, bürokrat yok mu?
Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Karayolları yöneticileri ve orada iş ve çevre güvenliğini alamayan DSİ’nin ve müteahhit firmanın sayın yetkilileri.
Orada bir çocuk, bir lise öğrencisi araç çarpması ile ölürse bunun sorumlusu o sürücü değil sizlersiniz!
Şimdiden belirtelim ki hepinizden şikayetçiyiz!
Yapmayın lütfen!
Böylesi vurdumduymazlığa tahammül edemiyoruz!
Aylardır alınmayan bu kadar basit bir tedbir konuşulacak şey mi?
Bu şehir bunları mı konuşmalı!
Allah aşkına.
Trafik komisyonu ne iş yapar?
Zonguldak Belediye Başkanı sayın Tahsin Erdem’e çağrıda bulunuyoruz.
Yolların her iki tarafı otopark olmaz.
O da yetmiyor otoparkların yanına ikinci sıra otopark olmaz.
O da yetmez hastaneye gelmiş vatandaşa ücretli otopark olmaz.
Sosyal belediyecilik sadece bir reklam ve inat uğruna açılmış kent lokantası değildir.
Sokakların hali ortada.
Bu caddelerde yaşanan rezilliği sadece biz mi görüyoruz.
İnanılmaz sahipsiz, çirkinleşen bir otopark çılgınlığı inadı ile bu şehirde kaosu tetiklersiniz.
Bir de bu kentin bir Trafik Komisyonu vardı.
Sahi nerede?
Kime hizmet ediyor?
Neden sorumluluk almıyor?
Radikal kararlar neden alınmıyor?
Herkesin şikayetçi olduğu bu rezilliklere neden izin veriliyor?
Belediyemiz otopark gelirleri ile kalkınacaksa o zaman kapatalım caddeleri her tarafı ücretli otopark yapın!
Müze Kent ve Harun Demir’e çağrı!
Zonguldak’ın inanılmaz ve bilinenden çok daha fazla değerli hazineleri var.
Bunun en başında insan hazineleri.
Her alanda.
Zonguldakspor'un efsane futbolcularından "Ayı Orhan" lakaplı Orhan Ünal hayatını kaybetti.
Bir yıldız daha kaydı.
Ve daha pek çok isim aramızdan ayrıldı.
Zonguldak’ın büyük bedeller ödediği yıllar ve o yıllara, güzel günlerine, zor günlerine eşlik eden nice insanlarımız var bizim.
Hala yaşayanlar var yaşarken değerini anlayamadığımız.
Çok azını biliyor veya sahip çıkıyoruz.
Böylesine derinlikleri, böylesine maziye iz bırakmış isimleri bir büyük müzenin dört bir köşesinde gibi.
Ama ne öyle bir müze var.
Ne de dert eden.
Zonguldakspor’un başkanı Harun Demir’e buradan bir çağrımız var.
Geç de olsa bir Zonguldakspor müzesi size yakışır.
Hem şehre hem takıma değer katar.
Takıma gelir sağlar.
Ekrem Murat Zaman ağabeyimi hazır yaşıyorken bu işi halleder.
O da giderse vay halimize!
İyiliği de kalleşliği de unutmayız!
İşimiz gereği hem mesleki hem de hayatın zorlukları ile mücadele ediyoruz.
Pek çok olayı burada size taşımıyorum.
Yani burada sizlerin duygularına tercüman olma adına daha çok toplumsal olayları paylaşıyoruz.
Sabrımızı zorlayan olaylar, baskılar yaşadık ve yaşıyoruz.
Biz sabredip işimizi yapmaya çalışıyoruz.
Elimizden geldiğince dürüst insanların yanında olmaya çalışacağız.
Ancak unutulmasın ki iyiliği de kalleşliği de unutmayız!
Beycuma’da kesim işleri!
Adam gecenin bir vaktinde Beycuma’dan arıyor.
“Hasta, kayıt dışı hayvanları kesip Zonguldak kasaplarına yerel marketlere veriyorlar diyor”
İnanmıyoruz tabi!
Niye inanalım ki!
Ama devam ediyor;
“Ben biliyorum, ben görüyorum”
Yok ya yapmazlar!
Sonra mandalara geliyor iş!
Beycuma’da kim ne kesiyor, kim ne kesmiyor bilmiyoruz!
Ama adamın muhtemelen kafası güzel!
Veya işine taş koymuşlar.
O kadar güzel ki tarih tarih, gün gün hatırlıyor her şeyi!
Hocaya sorular -1
İsa hocam.
Adam beş vakit namaz kılıyor ama beş vakit çalıyor.
Nasıl mı?
Vergiden çalıyor.
Çalışandan, onun alın terinden, sağlığından çalıyor.
Yakıttan çalıyor.
Gramajdan çalıyor.
Yetmiyor başka imalatçıların nasibine de göz koyuyor?
Cuma olunca hepimizden önce koşuyor, hepimizden daha fazla Müslüman oluyor?
Şimdi sen bize söyle;
Bu nasıl oluyor?