Sorumlu belediyedir!

Abone Ol

Son günlerin en fazla şikayet alan konularının başında Zonguldak Belediye Otobüsleri’nin işlememesi geliyor.
Hep sorun hep sorun.
Halk mecburi olarak dolmuşlara yönlendiriliyor.
Sıkış sıkış.
Yazıktır günahtır bu halka.
Belki de bir şehrin mutlaka çözülmesi gereken en basit sorunlarından biri olması gerekirken kangren olmuş durumda.
Hem de iktidar partili bir belediye döneminde yaşanan rezilliklere bakın.
Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sık sık görüşebilen nadir belediye başkanlarından biri olan Selim Alan döneminde.
Sorun ötelenerek sorun çözülmüyor.
Falancaya- filancaya köfte atarak da çözülmüyor.
Sorun hep var ve devam ediyorsa bunun ana sorumlusu Zonguldak Belediyesidir.
Belediye başkanı adına çemkirmek isteyenler varsa bize değil gidip mağdur halka çemkirsin!

Açılmadan - dökülmeye başladı!
Çok yazdık.
TOKİ’cilerin dayatma ahşap döşemeli sahil projesi bu şehre atılmış kazıklardan biri.
Emeğe geçen herkese teşekkür ederken bu yanlışları da tarihe not düşelim.
Bu proje aşamasında ve sonrasında denetlemesi – şekillendirmesi gereken ise Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan olacaktı.
Belki de yarı fiyatına yapılacak proje ile tam anlamıyla şehre döşediler.
TOKİ müteahhidinin keyfine göre.
Onlar da diyor ki; “Dolar arttı – demir pahalandı para lazım”
Sonuç olarak Zonguldak bu yanlışları hep yapıyor.
Proje hem bitmedi.
Hem de şimdiden dökülmeye başladı.
Fırtınalarda ortaya çıkacak manzarayı hep birlikte göreceğiz.

Memleket hali!
Kim yazdıysa doğru bir analiz yapmış.
“Marketlerde müze havası yok mu? 
Çok acayip. 
İnsanlar eserin önünde duruyor, düşünüyor, geri çekilip biraz uzaktan bakıyor. 
Sonra yaklaşıp eser hakkındaki açıklamayı  bir daha okuyor. Uzaklaşıp esere son kez bakarken 'Vay bey' diyor!”

Bu muhalefet iktidar olamaz!
Türkiye’de pek çok tartışma, ekonomide dalgalanma, pazarda belirsizlik olurken muhalefet kanadının itirazları yükseldi.
Şöyle kötü.
Böyle kötü.
Şu yanlış.
Bu yanlış.
Peki doğrusu ne?
Dövizin yüksek tutulması mı?
Bu kroşelerle iktidara tepkiler ne kadar artmış olsa da muhalefetin inandırıcılık ve toplumu iknadan uzak hali dikkat çekiyor.
Biz bunu bunu şöyle yapacağız diye formülüze edilmiş, inandırıcı veya ikna edici bir izahları yok.
Diyelim ki kurtuluş reçeteleri var ama halkı ikna edecek vitrinleri yok! 
O nedenle; “İktidar artık gitti naraları” atarak şimdiden iktidar olduklarını zannedenler ilk seçimde bir darbe daha yemeye hazırlanıyor!
Toplumun davranış biçimlerini, algı etkileşimlerini veya gerekçelerini doğru anlayıp okumadan sözlerin çoğu duvara toslar! Böyle bir muhalefet varken geçmişten bir gönül bağı olan vatandaş kızar- bağırır ama gider yine oyunu iktidara verir! Asgari ücrete yapılan yüzde 50 zam sonrası bunu kısmen gördük aslında. Vatandaş hayat pahalılığı ve diğer pek çok etken karşısında haklı olarak iktidara kızıyor ama diğer partilerde de beklediği geleceği görmüyor!

Çaturoğlu!
Ak Parti Milletvekili Faruk Çaturoğlu verilen fırsatları değerlendiremeden yeniden aday gösterilmeyen bir isim oldu. Şimdilerde Zonguldak Ereğli’den belediye başkan adaylığını kovalıyor.
Keşke milletvekilliği dönemini daha iyi değerlendirmiş, Ereğlilileri daha fazla kucaklamış bir isim olsaydı.
Yaptığı da yapmadığı da bugün önüne gelir!

Ereğli- Alaplı!
Ereğli ve Alaplı’nın cezalandırıldığını yazdım.
Nedenlerini, gerekçelerini sıraladım.
Ve aynı şeyi söylüyorum.
İktidar kanadı olarak, Ereğli’de CHP’li Halil Posbıyık, Alaplı’da CHP’li Nuri Tekin belediye başkanı olduğu için bu ilçeleri cezalandırmaktan vazgeçin.
İşler bu kadar uzuyor, ‘meydana cami izni yoksa destek de yok’ anlamına gelebilecek uzatmalar, yokuşlar, bahaneler veya gerekçeler bitmiyorsa siz bu iki ilçeyi cezalandırmaya devam ediyorsunuz demektir?
Ne dersiniz Sayın Fatih Çakır.
Sayın Saffet Bozkurt.
Ereğli’den yana mısınız iktidardan yana mı?

Gazeteciye tokat!
Yılların Muharrem Sarıkaya’sı tokatlıyor.
Aileden sorumlu bakanlık yapan Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin nefes almadan baklavanın sarısını anlatıyor, tokatı görüyor ve susuyor.
İHA Müdürü Haberturk’ten gelecek paraya odaklanmış olmalı ki tokat yiyen kameraman Ahmet Demir’in susması için baskı yapıyor, özrü kabule zorluyor.
Görüntüler yayınlanmasa hepsi pişkin pişkin ortalarda dolanacaktı.
Bu efendi- köle ilişkisi içinde benzerleri çok yaşanan olayı sanki ilk kez yaşanıyormuş gibi davranan yaygın medyanın hali ise çok trajikomik!

{ “vars”: { “account”: “G-PS7CWR0GE0” }, “triggers”: { “defaultPageview”: { “on”: “visible”, “request”: “pageview”, “vars”: { “title”: “Name of the Article” } }, “clickOnHeader”: { “on”: “click”, “selector”: “#header”, “request”: “event”, “vars”: { “eventCategory”: “examples”, “eventAction”: “clicked-header” } } } }