Sözlerimin başında 04.03.2021 Perşembe günü Bitlis Tatvan'da meydana gelen helikopter kazasında şehit olan kahraman askerlerimize yüce Allah'tan rahmet, kıymetli ailelerine, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve aziz milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Allah necip milletimize bir daha böyle acılar göstermesin.
Yazımıza “Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir” diyerek siyasete giren ve yaptığı muhteşem icraatlarla adını tarihe altın harflerle yazdıran 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin başbakanı, Milli Görüş Lideri, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızı saygı ve rahmetle anarak devam etmek istiyorum.
Merhum hocamızın ilmi ve siyasi yaşamından alınacak çok büyük dersler vardır. Bu dersler de sadece belirli bir kitleye has değil kendi ifadesi ile “aziz milletimizin kıymetli evlâtları”nın her birine şâmildir. Çünkü o, bilgeliği ülke sınırlarını da aşmış büyük bir dâhidir.
“Erbakan” milli ve yerli duruşun adıdır. Onu yüreklerin en güzel yerine oturtan da; “ Ben ne yaptımsa Allah rızası için yaptım” sözlerinde ifadesini bulan, Rabbimizin rızasını kazanma arzusu ile yaptığı çalışmalardır.
Karşılaştığı engellere ve çektiği büyük çilelere rağmen onu çalışmalarında başarılı kılan pek çok faktör vardır. Bu faktörlerin en önemlilerinden biri de hepimize örnek olan; “heyecan” faktörüdür. Bunu anlamak için tertemiz vicdanlarda derin izler bırakan onun şu muhteşem sözlerini hatırlamak yeterlidir;
“Bir şey istiyorum; Heyecan istiyorum, heyecan, heyecan…
Neyin heyecanını istiyorum biliyor musunuz? Varoşlarda yaşayıp evine ekmek götürmeye çalışan çocuğu kurtarmanın heyecanını, Filistin'deki savunmasız yavruyu üzerine sıkılan kurşundan kurtarmak için heyecan istiyorum! Afrika'da en basit bir ilacı bulamadığı için ölen küçük yavrunun kurtulması için heyecan...”
Varoşlar demişti hocamız. Yani kimsesizler, garipler, fakirler, mağdurlar…Bunları kurtarmanın heyecanı. Yoksulları doyurma, fakirleri giyindirme, işsizlere iş, aşsızlara aş bulma heyecanı.
Filistin ve Afrika özelinde yer yüzündeki bütün mazlumlara, mağdurlara ve hatta hastalara, yoksullara el uzatma ve dertlerine derman olma heyecanı. İşte bu heyacan’dı onu Erbakan yapan, milletin umudu kılan…
Fikir ve düşünce hayatının usta kalemlerinden Cemil Meriç “Bu Ülke” isimli kitabında coşku ve heyecan konusunda şunları söyler: “Coşkun heyecanların olduğu yerde güç tükenmemiştir, ümit vardır henüz. Ama ya kıpırdanışlar sona ermiş, nabız durmuş, kalp soğumuşsa…”
Einstein da “Coşku, zekâ’dan daha önemIidir.” derken işte bu gerçeğe dikkat çeker ve adeta şunları ifade eder; "Zekâ’nız olabilir, ama heyecan ve coşkunuz yoksa bir adım ileri gidemezsiniz. Her şeyi tam olan bir otomobilin yakıtsız gidememesi gibi. Yani, otomobilde yakıt ne ise insanda da coşku ve heyecan odur.
Özetle söylemek gerekirse bilhassa halka hizmet faaliyetlerinde (sosyal-siyasal-kültürel vs) başarı elde edebilmek için coşku ve heyecanla çalışmak ve gönüllere dokunmak şart…
Bir Hadis-i Şerif
“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez.
Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir.
Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir.
Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”
Kaynak: Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58.
Günün Sözü
Hazreti Mevlâna diyor ki;
“Sen, varını yoğunu, malını mülkünü ver de bir gönül yap! Yap da o gönül; mezarda, o kapkara gecede sana ışık versin!..
Allah’ın huzûruna altın dolu binlerce kese götürsen, Cenâb-ı Hak:
Bize bir şey getirmek istiyorsan, kazanılmış bir gönül getir! Çünkü altın, gümüş bizim için bir şey değildir. Eğer bizi ve rızamızı istiyorsan, bunun ancak bir gönül kazanmaya bağlı olduğunu unutma! buyurur.”
Selâm ve dua ile…