TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu pek çok alanda görevini başarıyla yürüttü.
Tevazuyu bozmadı.
Ama!
Son Amasra faciası ve Kozlu faciasından üzerinde kalan yük onu çok yordu.
Kurumun ayaklı kütüphanelerinden biri olsa da Amasra faciası sonrası Amasra İşletme Müdürü ile birlikte istifaya davet ettik.
Göz göre göre gelen faciada her zaman zincirin sol halkasındaki işçiye kusurlu bulma alışkanlığının son bulması gerekiyordu.
Baştan aşağı denetimin başında olması gerekenlerin, ön raporlara rağmen olma ihtimali olanlara kayıtsız kalması görmezden gelinemez.
Uzun zamandır Ak Parti milletvekillerinin hedefindeydi.
Kazım Bey emekliliğini istedi.
Hayırlı uğurlu olsun.
Zonguldak’a ve kuruma katkıları için teşekkür ederiz.
Keşke böyle olmasaydı.
Yerine vekaleten Muharrem Kiraz bakacak.
Muhtemelen bu süreç seçime kadar devam eder.
Sayın Kiraz ile devam ettirilme gibi bir durum yok.
Bu süreçte genel müdürlük için adı geçenler var.
Bunların başında halen Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Fazlı Uncu geliyor.
Diğer isim ise eski Çayırhan Belediye Başkanı ve eski TKİ Genel Müdürü Ömer Bayrak.
Başka isimler de olabilir.
Ancak burada TTK’nın ocaklarına kilit vurulma sürecine girilmişken zaman kaybı telafisi olmayan hatalara neden olabilir.
Fazlı Bey deprem bölgesinde kahraman madencilerimiz ile birlikte büyük mücadele verdi ve başarı gösterdi.
Kurum içinde de fazlasıyla kabul görüyor.
GMİS’in de sürecin hızlandırılması için elini taşın altına koyması şart.
Hem kuruma işçi alınması sürecinin hızlandırılması hem de Uncu’nun göreve başlama sürecinin hızlandırılması gerekiyor.
Çalışan sayısı önümüzdeki aylarda 5 binin altına düşüyor.
Maden ocaklarında güvenlik açıkları büyüyor.
Kaybedecek zaman yok.
Her gecikme beraberinde siyasi vebal getiriyor.
Bölge milletvekillerimizin de seyirci kalmak yerine sürece ve sonuca odaklanması şart!
Öyle değil mi Polat ağabey!
Halk salak değil!
Siyaset kirlendikçe kirleniyor.
Yerel tarafı da böyle genel tarafı da.
Bir kısım siyasetçi kirlenmekten hoşlanıyor.
Hep derim.
Toplumda karşılığı olan işler yapa yapa gelirseniz, insanları ötekileştirmeden, saflara bölmeden gelirseniz toplum sizi başının üzerinde taşır.
Fazla bağırmaya- çağırmaya gerek kalmaz.
Susmanız bile yeterlidir.
Bu insanlar salak değil.
Halk saygı duyuyor, nezaket gösteriyor, sabrediyorsa bunu yönetilebilir bir salaklık olarak görmekten vazgeçin.
Halkın parti bağlılıkları sizlerin şahsi oyunuz değil.
Halkın liderlere verdikleri oylar sizin babanızın malı değil.
Taş üzerine taş koymadan, hava üzerine hava atarak, ego üzerine ego şişirerek gideceğiniz yer bir enkazın altıdır!
Liderlerin ve partilerin oylarını kendi şahsi oyları gibi gören isimlerden Gazipaşa’da, Ereğli’de, Çaycuma’da, Devrek’te çok var!
Geçen birini Gazipaşa’da gördük.
Selam veren bulabilirse takla atıyor!
Ekonomi… Ekonomi!
Siyasetçilerin taverna havasındaki söylemlerinin aksine insanları çok daha zor günler bekliyor.
Dünyada yaşanan gelişmeler.
Pandeminin yıkıcı etkileri.
Ekonomide yapılan hatalar.
Artan tüketim azalan üretim.
İsraf politikaları.
Beleş fiyatına satılan milli kurumlar.
Göçmen politikamız.
Ve son olarak deprem.
Daha pek çok şey.
Sonuç ortada.
İnsanlar zorda.
Emekliye, asgari ücretliye, işçiye, memura ne verirseniz verin.
Makas kapanmıyor, açılıyor.
Ne af kurtarıyor ne yapılandırma.
Hepimiz çok değil bir yıl öncesini mumla arıyoruz.
Bir yıl sonra ne olacağını bilemiyoruz.
Bunu ben demiyorum.
Sıkı Ak Partili ayakkabıcı abimiz anlatıyor!
Doğruyu bulmak gerçekleri kabul etmekten başlar!
Listeler nasıl olacak?
Ak Parti ve MHP kendi listeleri ile!
Seçim sürecinde Altılı masanın ortaklarının bazı illerde ortak liste ile seçime gitmesi gündemde.
Bunların arasında Zonguldak da var.
Bu durumda listenin nasıl şekilleneceği belli değil.
Ancak CHP; “Biz güçlüyüz” diyerek kendi listesi ile gitmek isteyebilir.
Göreceğiz.
Diğer yandan Ak Parti ve MHP’nin de Zonguldak’ta ortak liste değil kendi bağımsız listeleri ile seçime gitmeleri bekleniyor.