Aralarında Türkiye Taşkömürü Kurumunun (TTK) da bulunduğu devlete ait 19 Kamu İktisadi Teşebbüsünün (KİT) hazırlanan bir kanun teklifi yoluyla özelleştirileceği yönündeki tartışmalar sürerken, Hazine ve Maliye Bakanlığı günler sonra yaptığı açıklamayla özelleştirmelerin yapılmayacağı, hazırlanan teklif ile söz konusu 19 şirketin verimliliklerinin artırılacağını açıklanmıştı.
Bakanlığın, kanun teklifi taslağını bir şekilde kabul eden açıklamasının ardından gazetemize konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise kamuoyundan gizlenen kanun teklifi taslağının ortaya çıkmasıyla birlikte örtülü özelleştirmenin de ortaya çıktığını söyledi.
GİZLİ TASLAK ORTAYA ÇIKTI, NİYET GÖRÜNDÜ
Bakanlığın özelleştirme yapılmayacağı yönündeki açıklamasının içinde aslında itirafı da barındırdığına dikkat çeken Yavuzyılmaz “Öncelikle Hazine ve Maliye Bakanlığı, böyle bir kanun teklifi taslağı hazırladıklarını kabul ediyor. Yani kamuoyundan gizledikleri bir konuyu ortaya çıkarmamızla birlikte onlar da bu durumu kabul eden bir noktaya geldiler, yani şeffaf bir şekilde bu kanun teklifi taslağını kamuoyuyla paylaşmadılar. Biz gizli yürüttükleri süreci ortaya çıkarmış olduk. Böylelikle taslak ortaya çıktı, niyet göründü” dedi.
TIPKI BİR KAYYUM GİBİ KİT’LERE ÇÖKÜLECEK
KHK taslağıyla bahsi geçen 19 KİT’in yönetim kurullarında da yapısal değişiklikler yapılacağını belirten Yavuzyılmaz; “Şu anda mevcut KİT’lerin yönetim kurulunda 6 olması gereken sayı kiminde 5, kiminde 6, yani görevden alınanların yerine yeni atama yapılmayınca eksik sayıyla devam ettikleri oluyor. Bu sayı 6’dan 7’ye çıkacak. Normal koşullarda bu 6 yönetim kurulu üyesinin arasında 1 tane Hazine ve Maliye Bakanlığı Temsilcisi oluyor, hazine, maliye, bütçe, ödeneklerle ilgili bilgi sağlamak ve çeşitli hükümet uygulamalarıyla ilgili alınan kararların maliye boyutunu takip etmek için. Şimdi bu değiştiriliyor ve işin kritik kısmı da aslında burası. 7 yönetim kurulu üyesinin 4’ünü Bakan Şimşek belirliyor. Yönetim Kurulu Başkanını da Mehmet Şimşek belirliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Temsilcisini de Mehmet Şimşek belirliyor. İki bağımsız üyeyi de Mehmet Şimşek belirliyor. Yani Mehmet Şimşek, 7’de 4 yönetim kurulu üyesi çoğunluğuyla birlikte tıpkı bir kayyum heyeti gibi bu kuruluşların yönetimine çöküyor. İlgili sektör bakanlığı ise yönetim kabiliyetini büyük ölçüde kaybediyor. Şirketlerin yönetim kurulu ağırlığı ve kararlarının nasıl alınacağını, bu şirket ve kuruluşlarının kaderini tayin etme konusunda diğer bakanlarının tümü üzerinde hareket eden adeta bir Başbakan Şimşek karar veriyor. Eğer ilgili kuruluş zarar eden bir kurulaşsa bu zarar eden kuruluşu parçalara bölerek bir kısmını kapatma kararını yine Mehmet Şimşek alabilecek güce ulaşıyor.” ifadelerine yer verdi.
SICAK PARA İÇİN TAKİYE VE ÖRTÜLÜ ÖZELLEŞTİRME SÜRECİ
Bakanlığın zor durumdan kurtulmak amacıyla inkâra giderek takiye yaptığına işaret eden Genel Başkan Yardımcısı, kurumların sıcak para için örtülü şekilde özelleştirme sürecine sokulduğunu şu sözlerle anlattı: “Aynı zamanda bu kanun teklifi taslağında kurumları genel müdürleri yönetim kurulu başkanı olamaz deniyor. Şu anda genel müdürler mevcutta yönetim kurulu başkanıydı, bu değiştiriliyor. Genel müdürler yönetim kurulu başkan vekili de olamıyor. Hatta yönetim kurulu üyesi olarak atanmayabilirler de, bu kararı yine Mehmet Şimşek verecek. Genel müdür yardımcıları da yönetim kurulunda yer alamayacaklar. Yani kuruluşların icracı kısmı olan genel müdürlükler yönetim kurulunda yer alamaz duruma geliyor. İlgili sektör bakanları da mesela enerji şirketleri açısından Enerji Bakanı, TTK’dan uzaklaştırılıyor. TİGEM açısından Tarım ve Orman Bakanı veya Devlet Hava Meydanları için Ulaştırma Bakanı… Bu kuruşlar ve şirketlerin bağlı olduğu sektör bakanlıkları yönetim kabiliyetlerini büyük ölçüde kaybediyor. Karar mekanizmasının dışında itiliyorlar. Bildiğiniz gibi özelleştirme sürecinde kuruluşlara Özelleştirme İdaresi Başkanlığındaki bürokratlar atanır, onlar yönetim kurullarında yer alır ve özelleştirme sürecini götürür. Burada da aslında adına özelleştirme demeden örtülü bir özelleştirme süreci bizzat Mehmet Şimşek tarafından şirketlerdeki çoğunlukla birlikte kendisinin uygulayacağı bir süreç haline gelmiş oluyor. Özelleştirme işlemlerini olağan uygulamalarmış gibi hiç özelleştirme adını kullanmadan şirket yönetimlerindeki çoğunluk gücüyle hayata geçirebilecekleri bir formülü uygulamış oluyorlar. Burada anlaşılan şey, bu 19 devlete ait şirketin yapısı ve kar zarar durumuna göre bu şirketlerin bir kısmını kısmen veya tamamen örtülü olarak özelleştirilmesi. Ancak kendileri bu konuda yaptıkları açıklamalarda yine süslü kelimelerle işte biz yönetim reformu yapıyoruz diyorlar. Önce inkar ile takiye yapılıyor, sonra 19 devlet şirketinin peşkeş çekileceği örtülü özelleştirme sürecinin taşları döşeniyor.
BÖL-PARÇALA-SAT-KAPAT İLE PEŞKEŞE HAZIRLANACAK
Hiçbir zaman dertleri kamu kurumlarının uluslararası standartlarda rekabet edebilmesi olmadı. Ne zaman ki ekonomik kriz iyice derinleşti, içinden çıkılmaz bir hal aldı, sıcak para ihtiyacı söz konusu… Bir şeyleri satmamız lazım dediler. Peki nasıl satacağız, kim eliyle satacağız, Mehmet Şimşek eliyle satılacak. O nedenle yurtdışına gitti, yabancı sermayedarlarla masaya oturdu, onlara dedi ki gelin Türkiye’ye paranızı getirin biz size çok karlı imkânlar sağlayacağız. 19 tane KİT’i kısmen ya da tamamen bölerek parçalayarak karlı kısımlarını ayırarak bu yabancı sermayedarlara veya AKP’li yandaşlarına peşkeş çekebilecekleri ve günü de kurtarmak için belli bir miktar parayı kasaya hazineye sokabilecekleri bir formülü hayat geçiriyorlar.