TÜM YEREL-SEN Zonguldak İl Temsilcisi Melih Kumbas, 31 Mart yerel seçimlerinde “Oyumuz ve koşulumuz laik türkiye cumhuriyetine, insana, kente ve emeğe değer verecek” şeklinde basın açıklaması yaptı.
TÜM YEREL-SEN Zonguldak İl Temsilcisi Melih Kumbas'ın yaptığı basın açıklaması şu şekilde:
“OYUMUZ VE KOŞULUMUZ LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNE, İNSANA, KENTE VE EMEĞE DEĞER VERECEK!
Geçmiş ve gelecek için;
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, bizlere emanet ettiği çağdaş, laik, demokratik Cumhuriyete ve kazanımlarına her koşulda sahip çıkmak için sandıklara gideceğiz.
Yerel Yönetimler, çağın gereklerine ve ihtiyaçlarına cevap verecek; belediye başkanı ise geçmiş ve gelecek için kimsesizlerin kimsesi sesi çıkmayanların sesi olacak kişidir.
Günümüzde çağdaşlaşmanın en temel özelliklerinden biri yerel yönetimler ve gerçek anlamda ise kente hizmet edilmesidir.
Yerel ve kent meselelerinin çözümü her geçen gün biraz daha ağırlaştırmaktadır.
Başta iklim, deprem ve kentsel dönüşüm problemleri olmak üzere kentlerimiz bugün çözülmemiş sorunlarla doludur ve bu nedenle yerel yönetimlerde programı, söylemi, niteliği ve emeği ön çıkaran kapsayıcı kentler istiyoruz.
Tüm Cumhuriyetçileri ve yurttaşları göreve çağırıyoruz, bu yerel seçimlerde oyumuz ve desteğimiz;
Cumhuriyetin ve bu ülkenin kurucusu Atatürk’ün, ülkenin ortak paydası olduğunu kabul edenlere,
Demokrasimizin geleceği için geçmişin mirasını tüketen değil geçmişin mirasını geleceğe taşıyabilen başkanlara,
Cumhuriyetin modern, aydınlanmacı ve ilerici kazanım ve değerlerini savunanlara,
Cumhuriyet ile sorunu olmayanlara,
Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni savunmakla birlikte, gericiliğe karşı laikliği savunanlara,
Ekonomik krize, yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı kamucu politikaları gerçekleştireceklere,
“Enflasyonla topyekûn mücadele” kampanyası, “aynı gemideyiz” sloganları ve tanzim satışları gibi uygulamalarla, krizin yükünü halkın omuzlarına yıkmayacaklara,
Emekçileri, gençleri, emeklileri, kadınları, çocukları, hayvanları düşünenlere,
Halkın mülkiyeti olan ve onun hizmeti için kullanması gereken belediye olanaklarını o kentin yurttaşlarına ayıracaklara,
Kapalı kapılar arkasında, imar, ihale kararları almayacak belediye yönetimlerine,
Yerel yönetimlerde aklı ve bilimi uygulayanlara,
Rantçı ve piyasacı belediyeciliğin önüne geçeceklere,
Yerel yönetimleri, zabıta ve kaldırım taşı döşemek ya da çöp vergisi toplamanın dışında görenlere,
İnşaat, çöp, temizlik, ulaşım, park¬bahçe işleri, mezbaha, otogarlar, temiz su, atık su ve kanalizasyon hizmetleri alanlarında taşeron uygulamasına son vereceklere,
Kadınların kent yaşamına güvenli ve özgürce katılabilmesi için aydınlatma, hizmetlerine erişim, kolay ulaşım vb. konularında gerekli tedbir alanlara,
Kent içi ulaşım sorunlarını çözenlere ve engelsiz kent önceliği olanlara,
Tüm Sosyal hizmet ve yardımlar başta olmak üzere, halkın yaşam ve çalışmasını kolaylaştıracaklara,
Kentin planlanmasında, insanı ve doğayı esas alanlara, doğanın tahribini değil korunmasını gözetenlere,
Doğal, tarihi, kültürele mirası ve kent kimliğini koruyanlara,
Kentleri, işyerleri, mahalleleri ve sokaklarıyla halkın yaşadığı alanlara dönüştürenlere,
Maden arama noktalarında iş cinayetleri işleyenlere ruhsat vermeyeceklere,
Kadınların, çocukların, engellilerin ve yaşlıların toplumsal yaşama katılımını sağlayanlara
Yerel yönetimlerin şeffaf, hesap veren ve denetime açık olanlara olacaktır.
Sonuç olarak, değişen ve gelişen kentlerimiz için bu düşünceyi kabul eden, programı ve anlayış benimsemiş belediye başkanı ve belediye tüm kentin yararına çalışmış belediye olacaktır.
Unutmayalım ki, daha eşit bir ülke yerelden başlar.”
Editör: Şeyma Kaya