Zonguldak tarih sayfası editörü Hayati Yılmaz, Batı Karadeniz’in Popülasyonu adlı yazı kaleme aldı. Yılmaz, “Kömür yatakları yüzyıllardır kullanılmayan Zonguldak ve Kandilli arasında yer aldığı için bu tarihten sonra şehirleşme, Kozlu ve Zonguldak'ta meydana gelmeye başlamış” dedi.
Yılmaz’ın yazısı şu şekilde:
“BATI KARADENİZ POPÜLASYONU
Daha önce size Bartın Çayı ve Filyos Vadisinin, M.Ö'den bu yana nasıl hinterlantların ( Liman veya kalelerin arkasındaki toprak parçası) şeklinde kullanıldığını yazmıştım.
Bu yazımda, Batı Karadeniz haritasını daha geniş açıdan alarak aslında bu hinterlandın, bir değil 3 tane olduğunu göstermek istedim.
Kömürün bulunmasına kadar geçen yüzyıllarca yıl bu topraklar işlenmiş, ekilmiş ve ürünler dışarıya ihraç edilmiş.
Ereğli, Filyos bir, Amasra'da muhteşem iki antik limanın varlığı bize, Batı Karadeniz'in verimli topraklarından insanların nasıl yararlandığını gösteriyor.
Sinope (Sinop) Kalesini de eklersek aslında; Safranbolu, Eflani , Sinop'a kadar Küre Dağların öbür yamacında da başka hinterlant olduğu ; Ereğli Kalesinin hinterlandının ise Devrek'e doğru uzandığını görüyoruz. Ereğli Popülasyonu bugün adı Aydınlar Deresi olan antik adı Lykos Irmağının vadisi doğrultusunda diğer hinterlandını oluşturmuş.
Ana kaleler genelde hinterlantların önünde kurulmuş ve ulaşımı kolay lokalizasyonlarda yer almış. Ana kalelere bağlı küçük kaleler mevcutmuş.
Bu popülasyonlar arasında da geçitler mevcut.
Kastamonu Popülasyonundan Filyos Vadisine geçiş Eflani, Bartın güzergahından (Karabük- Bartın Yolu Güzergahı), Filyos popülasyonundan , Ereğli Bölgesi'ne geçişin ise Devrek tarafından oluştuğu görülüyor.
Kömürün bulunmasına kadar geçen sürede; bugün Kilimli'den Köseağzı'na kadar herhangi büyük bir kale varlığı bulunmaması ve yerleşim olmaması, tepelik arazilerin geçit vermez ulaşım imkanları dolayısı ile sadece balıkçılık yapan kişilerin oluşturdukları köylerle sınırlı kalmış.
Antik dönemden Osmanlı'nın son dönemlerine kadar bölgede sistem bu şekilde belirlenmiş ve tarım ürünü halkın geçim kaynağı olmuş.
19.yy'ın ortalarında bulunan kömür ile birlikte bu durum tam tersine dönmeye başlıyor. Ne garip ki kömür yatakları yüzyıllardır kullanılmayan Zonguldak ve Kandilli arasında yer aldığı için bu tarihten sonra şehirleşme , Kozlu ve Zonguldak'ta meydana gelmeye başlamış , hinterlantların önemi yitirilmiştir.
1900'lü yılların başlarında bile Zonguldak merkez nüfusu sadece 5 bin olduğu gözüküyor. Cumhuriyet'in ilk yıllarında ise bu sayı 35 bine çıkıyor.
Son 30 yıla kadar bir sürede ise ; yerli kömürün önemi azaldığından, bu sefer gelişim yine ters istikamette meydana geldiğini görüyoruz. Tekrar Filyos Vadisi'nin gelişimi Devrek , Çaycuma Bartın'ın hızlı bir şekilde Zonguldak Şehir Merkezinin önüne geçmeye başlaması ve bundan sonra giderek daha da önem kazanacağını göreceğiz.
Kömür ile birlikte pek önemsenmemesine rağmen günümüzde maden ocaklarının küçülmesi ile merkezin , ilçeler arasındaki kopukluğunun nedeni de ortaya çıktığını görüyoruz.”
Editör: Şeyma Kaya