Sol Parti Zonguldak İl Örgütü, iktidarı hedef alarak Zonguldak halkına çağrıda bulundu. Sol Parti Zonguldak İl Başkanı İsmail Yıldız; “Enflasyon, zamlar, vergiler vatandaşın belini bükmüştür. Vatandaşın mutfağında yangın vardır. Bu karanlık ve örgütlü kötülüğü yok etmekten başka çaremiz yoktur. Bu iktidarı değiştirmezsek çok daha kötü günler bizleri bekliyor” dedi.

Yıldız’ın açıklaması şu şekilde:

“ZONGULDAK HALKINA ÇAĞRIMIZDIR.

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Şehrimizde işsizlik hat safhada, gençlerimiz il dışına, yurt dışına gitmeye çalışıyor. Zonguldak’ta kalanlar ise uzun çalışma süreleri, iş güvencesizliği, iş güvenliğinden yoksun iş hayatı, kar öncelikli üretim zorlamaları, düşük ücretler, kısacası bu çağda köle düzeni ile çalışmaktadır.

Şehrimizle özdeşleşmiş Türkiye Taşkömürü Kurumunu işlevsizleştirilerek istihdamın, üretimin azalması, rodövans sahalarının vahşi çalışma koşulları ve kar hırsı sonucu üretimden el çekmesi. Hayali projelerle istihdam yerine yandaşlara kaynak aktarma sonucu Zonguldak işsizlikte en önde, emeklilikte de en çok olan şehir durumundadır.

Emeğin başkenti, artık işsizin, emeklinin başkenti haline dönüştü.

SİYASİ İKTİDAR BİZE NASIL BAKIYOR?

Bu arada memurlara ve çalışanlara yapılacak maaş zamları belirlendi. Yine birkaç puanlık popülist artışlar olmayacak ise bu rakamlar maaşlara yansıtılacaktır. Bunun anlamı şudur. Geçen hafta açıklanan 22.104 TL’lik asgari ücretle açlık sınırının altındaki maaşla çalışanları sorgulatan bir durum. TÜİK sahte rakamlarla enflasyonu ikinci altı ay için yüzde 15,75 açıklayarak emeklileri açlık sınırının yarı maaşlara mahkum etmiştir. 3 milyona yakın emeklinin sıfır maaş zammı alması anlamına gelen bu artışlarla, ortalama işçi emeklileri 15.000 TL maaş alacaktır.  Memur emeklisi yüzde 11,54 artışla 19.00 TL ‘den başlayan maaş alacaklardır. Dul ve yetimlerin, 65 yaş aylığı ve engellilere dilenci maaşları öngörülmüştür. Bu yıl emeklilerin ölüm yılı olacaktır.

Siyasi iktidar 2025 yılı için yeniden değerleme ile en az yüzde 44 oranında tüm hizmetlere ve vergilere zam yapmıştır. Kalkınmayı, büyümeyi dilinden düşürmeyen iktidar asgari ücrete %30, memurlara % 11,54, emeklilere yüzde 11,54-15,75 aralığında zamları reva görmüştür. Patronların elini tutan mı var diyenlere sesleniyoruz, bu ülkeyi yönetenlerin elini tutan mı vardı da bu kadar düşük maaş artışları reva görülmüştür.

Enflasyon, zamlar, vergiler vatandaşın belini bükmüştür. Vatandaşın mutfağında yangın vardır. Vatandaşlar açlık ve sefalet içindedir.  Ülkede ise olumlu hava estiriliyor, yalanlar havada uçuşuyor. Kalkınıyoruz, büyüyoruz, enflasyon düşüyor, çalışanları ve emeklileri enflasyona ezdirmeyeceğiz gibi. Ardından da biraz daha sabır ve şükretmemiz isteniyor. Buradan soralım bizler hayali refahtan pay mı alıyoruz, refah içinde yaşayanlara kaynak mı aktarıyoruz. Yoksa iflas ettirilen ekonominin bedelini mi ödüyoruz. Cambaza baktırılıp avutuluyor muyuz? Yok sayılıyoruz. Bizi yok sayanları bizde yok sayalım.

Otomobil alev topuna döndü! Son anda kendini dışarı attı! Otomobil alev topuna döndü! Son anda kendini dışarı attı!

Oysa siyasi iktidar mensupları, yandaşları, sermayedarları karlarına kar katmakta, zenginlik içinde yaşamaktadırlar. 80 Milyon yoksulluk yaşarken, ülke babalarının çiftliği olarak görülmektedir. Ülke kaynakları bu kesimlere teşvikler, muafiyetler, krediler, vergi afları, geçiş ve alım garantileri ile peşkeş çekilmektedir. Ülke yolsuzluklarla, esrar eroin ticaretleri, kara para aklamaları, çete mafya bolluğu ile yozlaşmış ve karanlığa sürüklenmiştir. Kadın, çocuk ölümleri sıradanlaştı. Yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, ahlaksızlık yaşam biçimi olmuştur.  Adalet, hukuk, demokrasi, özgürlükler hiç olmadığı kadar zayıflatılmıştır. Sağlık ve eğitim sistemi iflas etmiştir.

SİYASİ İKTİDARIN YEREL TEMSİLCİLERİ NE YAPIYOR?

3 Ocak 2025 tarihinde AKP il başkanı Zonguldak’taki siyasi parti başkanlarını bir toplantıya çağrıldı. Partimizin de davet edildiği toplantının konusu Zonguldak’ın sorunlarını tartışıp ortak çözüm aramak. Kulağa hoş gelen bir çağrı olarak görülmektedir.

Ülkenin ve Zonguldak’ın geldiği durumu görmek gerekir. Yukarıda bahsettiğimiz olumsuzluklar 22 yıllık AKP-MHP Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile 5 yıllık Zonguldak Belediye Başkanlığı döneminde gerçekleşmiştir.

TTK’nın işlevsizleştirilerek, istihdam azalması ve üretim düşmesinin sorumluları onlardır. Fevkani köprüsünü bir inat uğruna yıkıp, trafiği felç eden, yaya güvenliğini tehlikeye düşüren ve yayaların ölmesine sebep olan onlardır. Şehrin kaynaklarını kendilerine ve yandaşlarına peşkeş çeken onlardır. Kural tanımadan taşeron şirketlere kadar işe alımlar ve atamalar parti binalarında yapılmaktadır. Zonguldak’ı emeğin başkentinden işsizliğin ve emeklinin başkenti konumuna getiren onlardır.

Buradan AKP-MHP il başkanlarına sesleniyoruz. Öncelikle ülkeye ve şehrimize yapılan kötülüklerin, vatandaşa hayatı zehreden uygulamalarınızın sorumluluğunu kabul edip, özeleştiri vermelisiniz. Önce samimiyetinizi görmek istiyoruz. Halkımız yalanları, takiyeleri, ikiyüzlülüğü, samimiyetsizliği yemiyor artık.

SEVGİLİ ZONGULDAK HALKI;

Bugün büyük Zonguldak Madenci Yürüyüşünün yıldönümü. Haklarına ve işyerlerine sahip çıkan madencilerin ve yöre halkının dayanışmasının, başkaldırısının yıldönümü. Bunu öz gücümüzle, örgütlülüğümüzle yarattık. Tarihe not düştük. Siyasi iktidarı sarstık ve değişmesine katkı sağladık.

Bugün koşullarımız 1991 yılından çok daha kötü ve olumsuz. Halk açlık ve sefalet içinde. Maaşlar ve alım gücü düşerken, zamlar, vergiler belimizi büküyor. Tarihimizi örnek alarak yeni birlikteliklere ve başkaldırılara ihtiyacımız var. Bu karanlık ve örgütlü kötülüğü yok etmekten başka çaremiz yoktur. Bu iktidarı değiştirmezsek çok daha kötü günler bizleri bekliyor.

Büyük direnişi ören siz Zonguldak halkı, yeni direnişleri örmenin zamanıdır. Koşullar oluşmuştur. Dayanışma ve birleşik mücadele zamanıdır. Sesimizi sokaklarda yükseltme zamanıdır. Örgütlü halkı kimse yenemez. Gelin güçlerimizi birleştirelim, tekrar tarih yazalım. Birleşik bir mücadele ile karanlık iktidarını ve yerel anlayışını bitirelim.”

                                                                                                                                             

Editör: Şeyma Kaya