Zonguldak öğrenci evi gibi!

Abone Ol

Merhaba
Yeni bir mevsime doğru akarken zaman, yeni yüzlerin yeni sesler olması dileğimle; insana insan olduğu için değer veren, ilkeli yayın anlayışıyla kısa sürede Zonguldak’ımız için önemli bir yere gelen Z HABER sayesinde; merhaba…

Kim bu Sencer, sorusunu duyar gibiyim, hemen cevaplayayım. 1996 yılında memur bir ailenin tek çocuğu olarak Zonguldak’ta dünyaya geldim. Zonguldak Atatürk Anadolu Lisesi 2014 mezunuyum. Lise eğitimimin ardından İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler dalında lisans eğitimi aldım. Yazmayı, dinlemeyi ve anlatmayı seviyor, iki tekerin hayata anlam kattığını düşünüyorum. Zonguldak’ta yaşadığım yıllarda şehre hâkim olan kaotik atmosfer geçen yıllarda seyreleceğine daha da artmış ve ne yazık ki kaçılacak bir şehir halini almaya başlamış… Amiyane tabirle bitik bir şehir…

Zonguldak, sanki yaşayanlarının üstüne yıkılmış da molozların arasında yaşıyoruz demeye çalışıyor. “Kim iyi bir şey yapsa etrafındakiler, onu aşağı çekiyor”-muş gibi bir algı yok mu? Kesinlikle var. Ancak herkes bir şekilde bu yıkıntıdan yüzeye doğru çıkmaya çalışıyor.

Hadi düzenini düzen etmiş, yolunu bir şekilde bulmuşları geçelim. Gençlerin hali ne olacak? Bu aslında ulusal bir sorun olsa da internet üzerinden bir yerlere kayıt olurken kullanıcı adlarımızın sonuna eklediğimiz “67”  bizim şehrimiz dediğimiz; Zonguldak’ın geleceği nasıl olacak?

Bugün ne oto sanayilerinde ne de bilgisayar-telefon tamircilerinde “meslek” öğrenen genç sayısı yeterli. Diğer bir taraftan da Zonguldak’ta çalışan genç nüfus var mı? Daha doğrusu çalışabilen…

Günümüzün gençlerini biraz tanıyalım:
Çocukluk yılları iyi liselere gidebilmek için bir yarışta geçmiş, lise yarışını bitirdik derken de iyi üniversite kaygısı… Bizler, bugünün gençleri at gibi koşturulduk. Daha iyi lise, daha iyi üniversite, daha iyi iş, daha iyi… daha iyi …

90’lar ve 2000’li yılların başında hasbelkader yükseköğrenim görmüş insanlar emeklerinin karşılığını alabildiler. Bu yıllarda bunu tecrübe eden aileler ise çocuklarını “daha iyiye” göre besleyip yarışa sürdüler. Kaçırılan nokta ise bizlerin ne istediğiydi. “Bir at koşmuyorken de attır.” diyor, Ah Muhsin Ünlü; biz koşarken at mıydık? Yarış bitmeyecek mi?

Peki, Zonguldaklı Gençler Ne Yapıyor?
Tek kelimeyle, gidiyorlar! Hele ki dışarıda üniversite eğitimi alabilecek durumda olanlar dönmeme planlarını lise yıllarında yapıyorlar.

Doğdukları şehirden gitmek için sebepleri var. Yalan mı? Demiyor muyuz herhangi bir konuda “mahrumiyet bölgesi” diye.

Yıllarca ailesinin desteğiyle hayatta kalmış ve artık kendi düzenini kurmak isteyen gençlere Zonguldak pek de şans tanımıyor. Asker-polis olup giden de çok, olup gitmeye çalışan da. Sınavdan sınava koşup “devlete yaslanmak” isteyen de.

Yıllardır göç veriyoruz. Peki neden?
Gençler kendi hayatlarını kurmak istiyor. Hayat kurmak için iş gerekli. Var mı? Cevabı siz değerli okurlara bırakıyorum. Gidiyoruz, bir fabrikada işçi olmak için. Asker-polis veya memur olup “kendimizi kurtarmak” için.

Akranlarım iyi bilir, Zonguldak’tan kaçmak için çok sebep vardı ama kendine çeker. Her yanında bir anı bulunur. Her şeyden öte aile bulunur… Ama nihayetinde gitmek gerekir çünkü Zonguldak gençlere hayat sunmaz.

İş olanakları yok denecek kadar azdır. Evet ben şu şirkette, fabrikada, büroda vs çalışıp kendime şu kariyeri inşa edebilirim diyemiyoruz. Yanlış hatırlamıyorsam TTK 2019 yılında 350, 2020 yılında ise 64 eski hükümlüyü istihdam etti. Geçtiğimiz Nisan ayında ise Erdemir personel alımı yapacaktı ve 11 bin kişi başvurdu. Erdemir’de 18-25 yaş aralığı sınırı vardı. Zonguldak’ta 2020 nüfus sayımına göre 20’li yaşlarda olan  76 binden fazla genç var. Akla ilk gelen bu iki sanayi devinin toplam istihdamı 591 bin nüfuslu Zonguldak’ımız için 1000’i bulmuyor.

Zonguldak öğrenci evi gibi…
Samimiyeti yüksek ama yokluğu da onunla başa baş gidiyor. Güzel dostlukların, paylaşımların olduğu veya “olmak zorunda olduğu” bir şehir ama sosyal ihtiyaçlara cevap sunmuyor. İlk üniversite, ilk tenis kortu derken 70-80 sene içinde kaçılacak bir şehir haline geldi. Kettlede makarna pişirmek gibi… Tüm kötü yanlarına rağmen seversiniz ama istediğiniz gibi yapamayacaksınızdır. Zonguldak’ta yaşamaktan bahsediyorum…

Bir köşe yazısının cevaplamaya yetersiz kalacağı soruyla özetlemek gerekirse; gençler ne istiyor? Gençler güvenceli iş istiyor. Yaşadığımız bugünlerde herkese karanlık görünen yarınlarda ışığa ulaşabileceklerine inanmak istiyor.

Gençlik; ülkenin, milletin hatta ve hatta ailenin bile geleceğidir. Bozuk yollardan, çamurlu sokaklardan daha çok şikayet etmemiz ve çözüm bulmamız gereken konu gençliğin kaderidir.

{ “vars”: { “account”: “G-PS7CWR0GE0” }, “triggers”: { “defaultPageview”: { “on”: “visible”, “request”: “pageview”, “vars”: { “title”: “Name of the Article” } }, “clickOnHeader”: { “on”: “click”, “selector”: “#header”, “request”: “event”, “vars”: { “eventCategory”: “examples”, “eventAction”: “clicked-header” } } } }