Zonguldak Kent Konseyi Başkan Adayı Makine Mühendisi Birhan Şahin, Zonguldak'ta yaşayan herkesin ortak sorunu olan ulaşım konusunu bir kez daha gündeme getirdi. Fevkani Köprüsü'nün yıkılmasının ardından ortaya çıkan ulaşım karmaşasına merdivensiz, asansörsüz, engelsiz yaya üst geçidi olan Fevkani Geçit projesi ile alternatif çözüm önerisi sundu.
Şahin Zonguldak’ın trafik çözümüne dair yapmış olduğu açıklamasında şunları söyledi;
Kentimizde yaşanan tüm sorunlara ve olumsuzluklara bilimin tekniğin yeterli ve yeterince öncelikli kullanıldığı, demokratik katılımın sağlandığı çözümler üretilmesi mümkündür.
Bugün, kentlerimizin ve toplumun gereksinimi olan temel yaklaşım, “Toplumcu ve halkçı bir yönetim” anlayışıdır. Katılımcılığın önünü açıp toplumun değişik kesimlerine karar alma, uygulama ve denetleme süreçlerinde söz hakkı tanıyan bu anlayış, hemşeri kültürünün gelişmesi, Zonguldaklılık ruhu, bilincinin oluşumuyla kent dayanışmasının örülebilmesi için de zorunludur.
DSİ tarafından projelendirilen ve yapımı devam eden “Acılık Deresi Islahı 3. Etap” işinin bitimine sadece aylar kaldı. Acılık Deresi’nin üzerinde derenin sağ sahil yolunda 216 metre sol sahil yolunda ise 232 metreden oluşan güzergâhta cam korkuluk ve konsol yaya yürüyüş yolu imalatları yapılacak. Cam korkuluğun yaklaşık 1,5 metre yüksekliğinde, konsol yaya yürüyüş yolunun eninin ise 2 metre civarında olacağı belirtiliyor. Derenin bir bölümünde yapılan uygulama bütüncül şekilde ele alınmalı, İkinci Makas mevkiinden denize kadar uzayacak şekilde yeniden planlanmalıdır. Aynı hat üzerinde, aynı işlevi gören farklı uygulamalar, kentin görsel kalitesi kadar kent estetiğini de ciddi anlamda bozmaktadır.
Zonguldak’ta kent içi trafiği kilitleyen en büyük etkenlerden birisi Fevkani’nin yıkımından sonra tüm araç yükünün Uğur Mumcu kavşağına verilmesidir. Özellikle belli saatlerde burası tam bir kördüğüm etkisi yaratmaktadır. İkincisi de aynı kavşağın Bülent Ecevit Caddesi’ne bağlantı noktasındaki yaya geçidinde, yaya trafiği ile araç trafiğinin kontrolsüz şekilde kesişmesidir. Belirtilen noktadaki demiryolu, karayolu ve yaya trafiğinin birbirinden tecrit edilmesi zorunludur.
Bunun için Soğuksu istikametindeki Kozlu dolmuş duraklarının yanından başlamak üzere (Belki de Soğuksu Karayolu geçişini de kapsayacak) demiryolu, Ankara karayolu ve Acılık Deresi’nin geçilerek Uzunmehmet Caddesine yayaların güvenli ulaşımını sağlayacak, merdivensiz, asansörsüz, engellilerin kullanımına uygun bir ya da entegre iki yaya üstgeçidinin yapılması sorunu bir nebze olsun çözecek gibi görünmektedir.
Fevkani Köprü’nün “Riskli yapı” olduğuna dair 4 teknik rapor yayımlandı. Buna rağmen kullanım koşulları değiştirilmeden, güçlendirilmesi yapılmadan, endüstriyel miras olarak korunması ya da bir bölümü muhafaza edilerek seyir terası yapılması gibi seçeneklerin hiçbiri değerlendirilmeden alelacele yıkıldı. Yapılacak üst geçidin adına “Fevkani” konmalı, yıllarca Köprü Altı esnafı ile belediye arasına sıkıştırılmış bir sorunmuş gösterilen, ismi konusunda bile mutabakat sağlanamayan köprünün hiç değilse adı gelecek kuşaklara miras bırakılmalıdır.
Köprünün yıkılması sonrası, kent içi ulaşımın yeniden düzenlenmesi gerektiği ortadadır. Aynı istikamette 4 paralel yolu olup da trafiğini kilitleyen bir kentiz. Bilim insanlarının, konunun uzmanlarının, ilgili meslek odalarının, kent halkının, muhtarların, şoför esnafı ve derneklerinin de karar alma süreçlerine katılımı sağlanarak kent trafiğinin akışını düzenleyecek, insan öncelikli çözümler üretilmelidir.
Kent içi ulaşımda mümkün olduğunca raylı sistem ve toplu taşımacılığa yönelinmelidir. Yerel yönetim öncülüğünde dolmuş ve taksi sahiplerinin de paydaş olduğu özgün ve yerel bir finans modeli oluşturulmalı, ulaşım sistemleri çeşitlendirilmeli, kent sakinlerinin tek ücretle yararlanabileceği, çağdaş donanıma sahip bir model kurulmalıdır.
Zonguldak-Asma, Zonguldak-Kozlu ve Zonguldak-Kilimli arasındaki mevcut raylı sistemden yararlanılarak bu istikamette bulunan yerleşim birimlerine ulaşımı sağlayacak çağdaş, güvenli “raylı ulaşım sistemi” için harekete geçmenin zamanı çoktan geldi hatta geçmektedir bile.”