Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cumhur Aydemir, son zamanlarda çocuklarda görülen “Tokatlanmış Yanak Sendromu” salgını hakkında açıklamalarda bulundu. Alerji gibi görünen Tokatlanmış Yanak Sendromu salgını için Prof. Dr. Aydemir; “Kalp yetmezliği tablosuna da yol açabiliyor” dedi.
“DAHA ÖNCE GEÇİRMEMİŞ HERKESE BULAŞABİLİYOR”
Prof. Dr. Aydemir; "Bulaşıcılığı, özellikle solunum sekresyon yoluyla, ağız mukoza ve göz gibi bölgelerden çıkan sekresyonlarla bulaşır. Daha çok kalabalık ortamlarda yani okul, kreş gibi toplu yaşanılan yerlerde yuvalarda daha çok karşılaşılan ve belli dönemlerde salgın yapabilen bir hastalıktır. Toplu yaşam koşullarının olduğu bölgelerde, özellikle covid pandemisinden dolayı biliyoruz ki en önemli şey el yıkama ve yakın temasın engellenmesi. Özellikle hem kreşler için hem okullar için ailelerin hasta çocukların okula gönderilmesinin azaltılması en önemli yollarından biri. Çocukların okula ve kreşe gitmemesi bu açıdan yapılabilecek en doğru uygulama. Tabii aile içerisinde temasta önemli. Bulaşıcılığı yüksek bir hastalık. Daha önce geçirmemiş herkese bulaşabiliyor. Bu açıdan yakın temas engellenmesi en önemli önlem" ifadelerini kullandı.
“KIŞ AYLARINDA DAHA ÇOK KARŞILAŞIYORUZ”
Aydemir, son üç ay içerisinde daha sık karşılaştıklarını belirterek; “ Biz daha çok küçük bebeklerde altıncı hastalık dediğimiz hastalığı, okul çağı çocuklarda da diğer virüs enfeksiyonlarıyla, bakteriyel enfeksiyonlarla karışabilen beşinci hastalığı son üç ay içerisinde daha sık karşılaştığımızı görüyoruz. Özel olarak net bir neden olmamakla birlikte, bu virüs genellikle bağışıklık sisteminin baskılandığı kış aylarında daha çok karşılaşıyoruz” dedi.
“TOKATLANMIŞ YANAK' OLARAK ADLANDIRIYORUZ”
"Klinik bulgularla tanı koyuyoruz. Her çocukta da ateş görülmeyebiliyor. Özellikle bir klinik bulgular bizim açımızdan ayırt edici. 'Tokatlanmış yanak' olarak adlandırıyoruz tıbbi olarak. Genellikle yanaklardan başlayan ve gövde yayılan dantela tarzı döküntüler, ateş, hastalığın bir sonraki döneminde eklemlerde ağrı, kızarıklık, şişlik gibi bulgularla da karşımıza çıkıyor. Genellikle 3-5 günlük dönemlerden sonra, bazen 7 gün ve daha uzun süren ateşle de görülebiliyor. Ama ateş her hastamızda da karşımıza çıkmayabiliyor. Diğer hastalıklarda olduğu gibi 39 ve üzeri ateşlerle karşılaşmıyoruz. Genellikle 38,5 dereceye varan ama 3-5 gün süren ateş bu hastalığın en önemli bulgusu. Bir virüs enfeksiyonu olduğu için spesifik özel bir viral enfeksiyon tedavisi yok. Genellikle çocuğun ateş semptomlarını ateş düşürücülerle düzeltip, evde istirahat, bulaşıcılığı azaltmak için de kalabalık ortamlardan uzak tutmaya çalışıyoruz. Döküntülerin özelliklerinden biri kaşıntılı olabiliyor. Bu kaşıntıyı azaltacak, rahatlatacak ilaçlar kullanabiliyoruz. Bir de döküntüyü ve şikayetleri artıracak, özellikle sıcak banyo, aşırı lif uygulaması veya güneş ışığında kalma bu döküntüleri artırabiliyor. Bunlardan koruyoruz." İfadelerini kullandı.
Editör: Şeyma Kaya