Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde mahkeme başkanı ölen madenci yakınlarının açıklamalarını dinlemeye devam etti. Maden faciasında hayatını kaybeden Rıdvan Acet'in eşi Meral Acet, "Hepsinden de şikayetçiyim. Benim eşim yarı yeraltı, yarı yerüstü işçisiydi. İşçi eksikliğinden dolayı pazar günü bile işe giderdi. Çocuklarımın ve kızımın psikolojisi çok bozuldu. Buradaki mühendislere hakkımı helal etmiyorum. Eşim hep işyerinden geç gelirdi. Değer miydi bir avuç kömür için bunda insanın ölmesine, çocuklarım bu durumdan çok etkilendi ve hepsi sınıflarında kaldı." diye konuştu.
'BEN DUL, ÇOCUKLARIM YETİM KALDI'
Hayatını kaybeden madenci Emrah Kaya'nın eşi Ayşe Kaya, "Bu katliamdan sonra çocuklarım öksüz kaldı. Ben de dul kaldım. Eşim 2019 yılında işe başladı. Uzun bir süre vardiya değişimi olmadı. Patlamadan önce vardiya değişimi başladı. Genelde gündüz vardiyasına gitmek istemezdi. Şeflerin çok baskı yaptığını söylerdi. Son zamanlarda çok baş ağrısı çekiyordu. Eve gelince de aralıksız olarak uyuyordu. Eşimle bir gün evde otururken, 'Ocakta gaz kaçağı' olduğunu bana söyledi. Verilen iş güvenliği eğitimin sözlü olduğunu tam olarak tatbikat olmadığını söylerdi. Vücudunda zaman zaman yaralanmalar olurdu. Benim eşim hiç işten kaçmazdı. Benim 2 tane yetimim kaldı. Sonuna kadar davacı ve şikayetçiyim." dedi.
HASTANEDE HAYATINI KAYBEDEN AYHAN AKGÜL'ÜN İDDİANAMESİ MAHKEME TARAFINDAN KABUL EDİLDİ
Mahkeme başkanı, maden faciasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede 7 Nisan 2023 tarihinde yaşamını yitiren Ayhan Akgül için iddianamenin hazırlandığını ve mahkeme tarafından kabul edilip mevcut dosya ile birleştirildiğini belirtti.
'PATLAMA HER ZAMANKİ OLAN LAĞIM PATLAMASINDAN FARKLIYDI'
Mahkeme başkanı maden faciasından yaralı kurtulan ve uzun süre yoğun bakımdaki tedavisinin ardından taburcu olan madenci Umut Güneş'i tanık olarak dinlendi. Mahkeme başkanının 'Olay gününü anlatır mısınız?' sorusuna Güneş, "Patlama her zamanki gibi lağım patlamasından çok farklıydı. Patlamadan sonra hepimiz birbirimize baktık. İlk anda biz sesin nereden geldiğini anlayamadık. Daha sonra biz -350 ile -320 arasında olduğunu tahmin ettik. Yanımdaki arkadaşlarımız bizi sakinleştirdi. Sonra temiz hava neredeyse oraya ve maske istasyonuna gitmeye karar verdik. Maskelerimizi taktık ve dumanlar içinde yürümeye başladık. Yaşam hattı bölgesi zaten hiç gözükmüyordu. Maskelerimizin yeterli olduğunu da düşünmüyorum. Biz dumanın içinden ilerlemeyi tercih ettik. Ben ondan sonrasını hatırlamıyorum." diye cevap verdi.
Mahkeme, diğer tanıkların dinlenmesi için yargılamayı yarına erteledi.