Çaycuma Belediyesi tarafından düzenlenen “Zonguldak, Bartın, Karabük Çevre Düzeni Planı İçinde Filyos Vadisi ve Çaycuma'nın Yeri: Sorunlar / Potansiyeller” adlı panelin konuşmacıları arasında yer alan Karabük Üniversitesi Safranbolu Başak Cengiz Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selma Çelikyay, Filyos Vadisi’nin ekolojik değerinin çok yüksek olduğunu söyledi. Prof. Dr. Çelikyay, “Filyos Vadisi’ne İlişkin Ekolojik Değerlendirme” başlıklı bir sunum yaptı. Çelikyay konuşmasında; “Zonguldak ilinin Çaycuma ilçesindeki Filyos Vadisi, arkeolojik ve ekolojik zenginliğin, biyolojik çeşitliliğin, sulak alanların, zengin flora ve fauna ile endemik türlerin oluşturduğu çok önemli bir ekosisteme sahiptir. Burası sanayi bölgesi ilan edilerek Filyos Vadisi Projesi kapsamına alınmıştır. Daha sonra hazırlanan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan 1/100.000 ölçekli Zonguldak-Bartın-Karabük Çevre Düzeni Planı içinde, ‘Bölgesel Çalışma Alanı’ olarak yer almıştır. Ülkesel kalkınma hedefleri içerisinde bölgesel kalkınma hedefleri olarak da tanımlanmış sanayi tesisleri yapılanması, Filyos Vadisi ve hinterlandının yanı sıra, Zonguldak, Bartın ve Karabük illeri ile bu illerin hinterlandını da etkileyecek faaliyetleri kapsamaktadır. Dolayısıyla gerek bölgesel ölçekte bütüncül ve stratejik planlama, gerekse ekonomik ve ekolojik sürdürülebilirlik açısından da proje kapsamında planlanan faaliyet alanlarının ekolojik yaklaşım ile irdelenmesi ve stratejik planlama ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.” dedi.
ÇALIŞMALARIN TÜM AŞAMALARI EKOLOJİK TEMELE DAYANDIRILMALIDIR
Ekolojik planlama, gelecek kuşakların yaşam olanaklarını yok etmeden sağlıklı bir çevrenin oluşması ve sürdürülebilirliğini sağlayacak stratejik bir araç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çelikyay; “Bölgedeki yatırım potansiyeli göz önünde bulundurularak yapılan çalışmalar sonucunda Filyos Vadisi Projesi kapsamında 50.000 kişinin istihdam edileceği, bu kişilerin aileleri ile birlikte bölgeye yerleşeceği, proje bölgesine yakın ilk yerleşim birimi olması ve yatırım projelerinde merkez konumda bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda Filyos beldesinde yerleşecek kişi sayısının 2025 yılında 17.000 kişi, 2030 yılında da 22.000 kişi olacağı” ZBK Çevre Düzeni Planı Plan Değişikliği Gerekçe Raporu’nda ifade edilmektedir. Dolayısıyla Filyos Vadisi hinterlandında en azından 50.000 ailenin konut talebi olacağı, bu nedenle de endüstri bölgesi ve sanayi amaçlı tesis yapılanmaları dışında yoğun bir ikamet alanı gereksiniminin ortaya çıkacağı kuşkusuzdur. Filyos Vadisi Projesi’nin planlandığı kapsamda hayata geçmesi ile birlikte hızlı nüfus artışının yaşanacağı bölgede, şimdiden olası istihdam alanlarının yakınından başlayarak planlı bir şekilde konut yerleşim alanlarının planlanması çok önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Filyos Vadisi ve hinterlandına ilişkin planlama süreçlerinde öncelikle doğal kaynak envanteri hazırlanarak, bölge, havza ve yerel alan planlama çalışmaları yapılmalı, bu çalışmaların tüm aşamaları ekolojik temele dayandırılmalıdır” dedi.
YAPILACAK EKOLOJİK RİSK ANALİZİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR
Beldede mutlaka stratejik çevresel değerlendirmeler yapılması gerektiğini de söyleyen Prof. Çelikyay; “Faaliyet sonrası yapılan ÇED yerine faaliyet öncesi stratejik ÇED yapılmalıdır. Bu kapsamda planlanan endüstriyel faaliyetlerin ekolojik risk analizi çok önem taşımaktadır. Filyos Vadisi Projesi kapsamında planlanmış olan sanayi bölgelerini ve etkileşim alanlarını da kapsayan bir ekolojik master plan hazırlanmalıdır. Bu araştırmada yapılan ekolojik analizlere göre oluşturulan potansiyel alan kullanım haritaları söz konusu ekolojik master plana rehber olması amacıyla üretilmiştir. Filyos Vadisi ve hinterlandına ilişkin sosyo-ekonomik büyüme ve gelişme stratejileri, ekolojik master plana göre belirlenmelidir. Nazım ve uygulama imar planı gibi alt ölçekli planlar, ekolojik master plana uyularak hazırlanmalı, doğal potansiyele uygun arazi kullanımları belirlenerek, ekonomik gelişmeye dayalı alan kullanım kararları ekolojik yaklaşım ile alınmalıdır. Filyos Vadisi Projesi kapsamında planlanan endüstri bölgesinde yer alacak tesislerin etrafında maksimum seviyede açık yeşil alan oluşturulmalı ve ağaçlandırılmalıdır.” diyerek konuşmasını sürdürdü.
DOĞAL KAYNAĞIN YANI SIRA, KÜLTÜREL DEĞERLERE İLİŞKİN BİR ENVANTER DE HAZIRLANMALIDIR
Çelikyay önerilerini, “Filyos Çayı boyunca yeşil koridor oluşturularak, ekolojik koridor işlevini sürdürmesi ve Filyos vadisi ve hinterlandında oluşturulacak yeşil ağ sistemi ile bağlantılı olması sağlanmalıdır. Filyos Çayı’nın iki tarafında yer alacak yeşil/ekolojik kuşak genişliğine öncelik verilerek yapı yaklaşma sınırları buna göre belirlenmelidir. Doğal kaynak değerlerinin yanı sıra, kültürel değerlere ilişkin bir kültür envanteri hazırlanarak Filyos Vadisi Projesi hinterlandında yer alan Tios Antik Kenti ve çevresi koruma öncelikli alan kapsamına alınmalıdır. Tios Antik Kenti kültür turizmi açısından da önemli bir destinasyon oluşturmaktadır. Filyos Vadisi hinterlandında gelişecek yerleşim alanlarının ‘akıllı yerleşmeler’ halinde gelişimini sağlamak için kent planlama, kentsel tasarım ve bina tasarım süreçlerinde teknolojik araçlar ekoloji yararına kullanılarak ‘akıllı ve ekolojik yerleşmeler’ vizyonu benimsenmelidir. Planlama hiyerarşisi içerisinde, ekolojik master plana göre alt ölçeklerde nazım imar planı ve yerleşme ölçeğindeki planlar ile kentsel tasarım ve peyzaj tasarım projelerinin de hazırlanması ve uygulanması, Filyos Vadisi’nin endüstri temeline dayalı gelişiminin yanı sıra, ekolojik ve yeşil bölge olarak sürdürülebilirliğini de sağlayabilecektir. 2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı’nda da ifade edildiği üzere, ‘Çevre duyarlı kentleşme yaklaşımı’ önemini korumaktadır.