Kahramanmaraş ve Hatay depremleri sonrası gündeme gelen imara aykırı, kaçak veya kusurlu binaların akıbeti seçim gündemi ile birlikte  çabuk unutuldu?
Zonguldak’ta pek çok kusurlu bina bulunurken zeminleri su içinde kalan binalara da dikkat çeken gazeteci Adnan Küçükvar; “İRAP ne diyor? Zonguldak’ta çökecek binaların sorumlusu kim olacak” başlıklı yazısında önemli tespitler ve kurumlara hatırlatmalar yaptı. İşte o yazı.
Flights to Zonguldak | Turkish Airlines ® | City Guide

İNSANİ ENKAZ
11 ili kapsayan büyük depremin maddi/manevi yaralarını sarmaya çalışıyoruz.
Bir taraftan depremin yaralarını sarma çalışmaları, diğer yanda hükümetin almadığı iddia edilen önlemler, tartışma konuları.

Deprem kuşağında olan ülkemizde, alınmayan önlemler dolayısıyla, maddi/manevi felaketlerin arttığı genel de kabul gören görüşlerin başında geliyor.

Gözlemciler, alınmayan önlemler dolayısıyla etkili ve yetkilileri hedef tahtasına koyup ‘insani enkaz’ yakıştırması yapıyor.

Maliyeti 204 milyar dolar olarak açıklanan deprem konusunda, eleştirilerin çoğu ise seçilmiş ve atanmışlara yönelik ‘dış güçler kadar kaygı ve insani yardım duygusu taşımadık, önlem almadık’ şeklinde gelişti.

Deprem felaketi sonrası, eleştiriler sürerken, ‘devlet-millet el ele’ kampanyalarıyla yine ülkede birlik/beraberlik görüntüleri yaygınlaştı.

İL RİSK AZALTMA PLANLARI NE DİYOR?
Siyasi iktidar da geçmişte ‘alınmayan önlemler’ konusundaki hataları yapmadı. Yasal müeyyide hazırlanması, depremzedelere el atılması yanında imara aykırı yapıların sorumlularını hukuk önüne çıkartıp cezalandırılmasını sağladı.
Deprem kuşağı ülkemizde, sadece 11 ili kapsayan bölgeye değil, tüm valiliklere ve belediyelere gönderilen  talimatlarla İRAP  (İl Risk Azaltma Planı) çerçevesinde depreme hazırlanılması istendi.
İRAP(İl Risk Azaltma Planları) ülke genelinde dikkat ve ilgi çekti.

ZONGULDAK’TA NELER YAPILACAK?
Gözlemciler, Valilik ve belediyelere gönderilen İl Risk Azaltma Planlarına dikkat çekip; uygulanmadığında yetkili ve ilgililerin hukukla karşı karşıya kalabileceklerini öne sürdüler.
Gözlemciler, olası deprem durumunda, can ve mal kaybına uğrayan vatandaşların, ilgililer hakkında ceza ve tazminat davası açma yetkisine sahip olacaklarını belirttiler.
Buna göre:
Devlet, sadece deprem bölgesi değil, 81 vilayete gönderdiği talimatlar ile olası felaketlerin önüne geçmek istemektedir.

KUSURLU BİNALARLA İLGİLİ YAYINLARA SESSİZ KALIYORLAR
Ancak; bir ayı geçkin süredir, Zonguldak’ta resmi ağızlarca yapılan ‘yıkılması gerekli kaçak yapı’ ve alt bodrum katları gölet durumuna gelmiş binalarla ilgili yayınlara rağmen, seçilmiş ve atanmışlardan ses çıkmamaktadır.
Bu gün itibarıyla yapılacak güçlendirme ve yalıtım ile kurtarılabilecek binalar, yarınlarda çökmekten kurtarılamayacaklar.

KUSURLU BİNALARI SİYASET Mİ KORUYOR?
Dünya da ‘mutlu şehir, depreme dayanıklı şehir’ slogan ve kabullerinin yapıldığı bir ortam da: şehrimizde kaçak yapı ve deprem riskli binaların artması düşündürücüdür.
Seçim/sandık arifesinde, gönderilen talimatlara rağmen, dibi gölet/derya binalara yapılmayan müdahaleler ardında siyasi baskı yaptığı zannediliyor.
Bürokratlar siyasi baskıdan, seçilmişlerde müdahale edilecek binalar içinde ikamet edenlerin korkusuna müdahale yapamıyorlar.

DUA- BEDDUA!
Biz, bölgemizdeki bu olumsuz gelişmeleri, ‘etik’ açısından ayıp, dini açıdan ‘vebal’ olarak yorumlayıp, ilgililere havale etmiştik.
Ancak, İRAP(İl Risk Azaltma Planları) talimatları sonrası, durumun daha da vahim olduğu ortaya çıktı.
Çünkü, yapılmayan müdahaleler, ‘dua/beddua’ faslından çıkıp, yasal prosedüre bürünmektedir.
Zonguldak’taki Kaçak yapı ve deprem riskli binaların durumu, seçim/sandık atmosferinde gündemi en çok işgal edecek ve etkileyecek konulardan biri görülüyor.