Zonguldakspor meselesini gözlemlemeye çalışıyoruz.
Birileri geliyor, birileri takımı almak istiyor, birileri takımı alabilecek birilerini bulmaya çalışıyor.
Demir Ailesi her ne kadar eleştirilen yönleri çok olsa da Zonguldakspor için adeta ömürlerini verdiler.
*
Unutmadan.
Takım halkın değil şirketin.
Şirket, Demir Ailesi’nin.
Bu saatten sonra hiçbir şartta Zonguldakspor’u vermek istemezler.
Normaldir.
Anlayışla karşılamak lazım.
Çok büyük paralar olmadığı sürece neden versinler?
*
Şehir barışık bir ortam istiyor.
Başarıya koşan, ruhunu kaybetmemiş bir takım bulmak istiyor.
Takımın, Demirlerin elinde olması herkesin kolay at oynatmasına engel olsa da kaybolan güven duygusu yerini yalnızlığa bırakıyor.
O ruhu kaybedersek çok şey kaybederiz.
*
Zonguldakspor herhangi bir takım değil.
Bugün pek çok şehir takımını alabilirsiniz ama Zonguldakspor’un ağırlığı çok büyüktür.
*
Yüksek sesle söylenmese de;
Süleyman Caner, Valiler, Belediye Başkanları veya diğerleri parayı toplayacak takımı Demir Ailesi yönetecek. Hesapları da kimse bilmeyecek.
Sorun buradan başlıyor.
*
Şehir, esnaf, kurumlar, belediye başkanları hepten elini eteğini çekti.
Çünkü Zonguldakspor, patron kim olursa olsun ‘önce halkın’ olabilmeliydi.
*
Takımı almak isteyen son isim Süleyman Taşçı oldu.
Kartvizitinde ‘Dubai’ yazılınca; “ne oluyor?” dedik.
Pek çok senaryo yazıldı.
Zonguldak olarak zannettik ki Taşçı para saçacak.!
*
Taşçı, yol haritasını ve niyetini anlattı.
İnanırız veya inanmayız.
Zonguldakspor’un hesapları, alacak verecekleri nedir? Bilemiyoruz.
Muhatabı dışında kimseye açıklamak zorunda da değiller.
Çünkü şirket!
“Taşçı 4 vermiş Demirler 14 istemişler”
Borçlarıyla mı borçsuz mu?
*
Hacı Demir diyor ki;
“Satmadık. Satmıyoruz”
O zaman en baştan beri bunca görüşmeye ne gerek vardı.
Kapatsaydık dükkanı baştan, kimseyi meşgul etmeseydik.
*
Vali Mustafa Tutulmaz ve Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan bu işlere hiç alet edilmeseydi.
*
Taşçı yönetime girip para aktarsaydı iyiydi.
Bu işin olmayacağı baştan belliydi.
*
Kimse kimseye kızmasın.
Bu takımı buralara eksiği ile fazlasıyla hepimiz getirdik.
Acı olan ne biliyor musunuz?
Aynı masada oturmuş isimlerin sosyal medya açıklamalarına yansıyan sözlerindeki bazı ayrıntılar.
İşte kenti bunlar yaralıyor.
*
Süleyman Taşçı’ya gelince.
Aramıza hoş geldi!
Yoksa hepsi reklam mıydı!
Bu takımı alsa da zaten bir süre sonra yönettirmeyeceklerdi!
Madem Zonguldak’ı seviyor ve gerçekten bir şeyler yapmak istiyor ki samimiyetine inanıyoruz.
O zaman alacak başka bir ‘Zonguldakspor’ hedefe koşacak.
Hem kendi hayallerini hem Zonguldaklıların hayallerini gerçekleştirecek.

Vali ve futbol!
Vali Mustafa Tutulmaz futbola ilgili, futbola duyarlı.
Sağ olsun.
Hazır futbola ilgili bir valimiz olmuşken Zonguldakspor’da işlerin biraz olsun kolaylaşacağı sanılabilir.
Ama bizde daha çok valiler takıma para bulmak için ‘kullanılır’.
Şehir göbeğini kendisi kesemediği için geçmişten beri valiler, kaleci, defans oyuncusu, malzemeci, golcü, top toplayıcıdır.
Vali dediğin kurtarıcı, uzatmalarda parayı bulup oyuncuların bonservis paralarının yatırılmasını sağlayan ‘baba’ adamdır!
Artık valilerin de firmaların, kurumların, işletmelerin kapısını çalacak hali kalmadı.
Artık söz konusu Zonguldakspor’a para aktarmak olduğunda firmalar Valilerin bile telefonunu açmıyor!
Acaba niye?
Önce bunu anlamak lazım.

Başkan Alan ne yapacak?
Zonguldakspor söz konusu akla geldiğinde hatırlattığı isimlerden biri de Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan.
Seçim döneminden verilen sözler, beklentileri yükselten umutlar var.
Alan’ın içinde olduğu bir yapıda takım başarıya giderse her anlamda eli güçlenir.
Takımı sırtlayan başkan olur.
Aksi taktirde ne taraftara ne de halka bir şey anlatamaz.
Taraftar, büyük umutlarla belediye meclisinde yer alan eski tribün lideri Gökhan Çütelli’yi de dikkatle izliyor!