Biz yazınca bozuluyorlar.
Bozulmayın.
Hayatın gerçeği bu.
Şehrin gerçeği bu.
Kimine göre sahtelik.
Kimine göre gerçeklik.
Hayat böyle.
Siz böyle yapmışsınız çok mu?
Bizimkisi durum tespiti.
Bu şehrin her derdiyle dertlenen, mücadele eden, kavgasını veren, iyi olan, kötü olan, ama kimseye yaranamayan bizleriz.
Esnafın, işçinin, işsizin, emeklinin, mahallenin derdiyle dertlenen, duygularına tercüman olan bizleriz.
Mahallesini bilen, köyünü bilen, muhtarını bilen, vatandaşın derdine kulak veren, ömrümüzü bir meslek uğruna tüketen, siyasetin, siyasetçinin, bürokratın elini güçlendiren de bizleriz.
Hastanelerinden, hastaların çektiği sorunlara kadar yazan ve her hastaneye gittiğimizde peşlerine güvenlikçi takılanlar da bizleriz.
Doktor eksik diyen, onkolog, kardiyolog, romatolog, dermatolog yok diyen de bizleriz.
Hekimin, hemşirenin, sanatçının, sporcunun, öğrencinin çektiği sıkıntıyı bilen, yalnızlığını bilen, tribüne oynamayan aman tribünden haykıran da bizleriz.
Yolun çökeceğini önceden yazıp önlem alın diye bağıran, sel-fırtına geliyor tedbir alın diye haykıran, ucuz işleri bırakıp hizmete odaklanın diye çırpınan yine bizleriz.
Madencinin çektiği sıkıntıyı gören, rödevansçının, iş verenin, işçinin hakkını savunan karşılaştığı engelleri yazan da bizleriz.
Yani biz ve bu şehir için mücadele eden meslektaşlarımız bedeller ödüyoruz her şartta.
Sonra bu şehir için kılını kıpırdatmamış, üç kişinin cenazesine katılmamış, üç garibana el uzatmamış, bu şehrin ve insanlarının geleceği için tek cümle etmemiş, Zonguldaklının üzerinden geçinmeyi alışkanlık haline getirmiş birileri çıkıyor hepimizden çok Zonguldak sevdalısı kesiliyor.
Yetmiyor üç- beş kuruş ile basını satın almaya kalkıyor satın alamadığı yerde aklınca cezalandırmaya falan kalkıyorlar!
Her biri maşallah süper kahraman gibi!
Giy bir parti forması çık sahaya!
Nasıl olsa kitle var!
Lütfen süper kahraman adaylara bir sorun;
Ne yapmışlar bugüne kadar memleketleri için, sizler için?
Hangi alanda mücadele etmişler?
Hangi bedeli ödemişler?
Bu kadar çok güzel hareketi görünce duygulanıyoruz!
Garibana, darda, zorda olana tepeden bakan, derdiyle dertlenmeyenlerin o insanların önünde diz çöktüğü günlerden geçiyoruz!
Allah sonumuzu hayır etsin!

Ziya Öncan!
Bu dernekçilik işleri zordur.
Kimseyi mutlu edemezsiniz.
Yetemezsiniz.
Hele hele Zonguldak’ta veya Zonguldak ile ilgili bir deneğin sorumluluğunu aldıysanız kimseye yaranamadığınız gibi koltuktan indiğiniz an da unutulursunuz.
Son dönem ZONDEF Başkanı Ziya Öncan’ın çırpınışlarını görüyoruz.
Ortak akıldan kaçmaya alışmış Zonguldaklıları kenetlemek zordur.
Ziya başkan İstanbul gibi zor bir şehirden doğru bunu yapmaya çalışıyor.
Şehir ile ilgili bir şey olduğunda bir tarafından tutmaya çalışan, hatırlanmadıklarında üzülen ve anlamaya çalışan bir Ziya Öncan var.
Geçmişten bugüne çok dernekçi tanıdık.
Böyle hamalları her zaman bulamayız.
Zonguldaklıların böylesi ulvi işlerde gram hesabı yapmadan öncelikle iyi niyet ortaya koyması, koyanlara sahip çıkması lazım!

Yeni nesil genç dilenciler!
Genç bir kadın evin kapısını çaldı.
Derdini anlattı.
Çocuğu varmış.
Bakmak zorunda.
İş yok.
Olsa da çalışmaya vakti yok.
Çocuğu bırakıp mecbur kaldığı için yardım için kapı çalmış.
Para istiyor.
Dedim ki;
“Ben gazeteciyim. Şimdi sana vereceğim 100 -200 lira senin işini görmez. Bizim numaramızı al. Biz senin için ve çocuğun için başka neler yapabiliriz. Elimizden geleni yaparız”
Kadın o günden bugüne ne aradı ne de geldi.
Aynı olaya son bir sene içinde muhtemelen 20 kişiye dedim.
Bilgileri doğru çıkan iki kişiye dostlarımız vasıtasıyla yardımcı olduk.
Diğerleri ise maalesef dilenciliği meslek haline getiren, kolay parayı duygu sömürüsü ile sağlamaya çalışanlar diye düşünüyoruz.
Bunu açıkça söyleyen birine de denk geldik.
Ülkemizin durumu ortada.
Durum kötü.
Temiz yüzlerine güvenip kapıyı açtıklarımızdan bazıları ne yazık ki yarın gasp ve hırsızlıklara da başlayacak!