Sen bu ülkenin kalkınmasında söz sahibi olan şehitlerin diyarı Cumhuriyet’in ilk şehri ol ama aynı coğrafi zorluklara rağmen Karadeniz’e kıyısı olan şehirlerin gerisinde kal.
Hem de Ankara’ya bu kadar yakın, çok büyük avantajları, sanayi kuruluşlarını bünyesinden barındırmasına rağmen.
Hem de Başbakanlar, Bakanlar, meclis başkanları çıkarmasına rağmen.
Bu güzel şehrin günümüz yöneticilerinin, STK’larının, bürokratlarının ve biz medya mensuplarının uğraştığı, uğraşmak zorunda bırakıldığı işlere bakın hele.
Geçmişte yapılan tüm yanlışları iyi bilen ama aynı yanlışları her anlamda ısrarla yapmayı devam ettiren bir şehir.
Şeytan mı taşlayacağız.
Yedi deve mi keseceğiz bu musibet anlayıştan kurtulmak için.
Allah’ım ne günah işledik de bu şehri cezalandırıyorsun!

Seçmen!
Bizim seçmenler bir alem.
Sandığa gidip şu veya bu partiye oy veren seçmenimiz milletvekilini, siyasi parti parti temsilcilerini denetleme görevini basına bırakıyor.
Veya!
Kendinden olmayan siyasetçilerin yanlış veya hatalı işlerine odaklanma çabası içindeyken, oy verdiği partinin siyasetçilerini dinen, ahlaken ve vicdanen sorgulamıyor!
Sorun da burada başlıyor.
Bir tatlı söze bu kadar kanmayın sevgili Zonguldaklılar!
Siz böyle yaparsanız daha çoooook aldatılırsınız!
Uyanın artık!
Bizim uşak – sizin uşak derken millet malı götürüyor!
Kimi arsa topluyor.
Kimi imar.
Kimi gizli şirket ortağı oluyor, kimi dolaylı mal satıyor.
Sen de bekliyorsun!
İki merhabaya aldanıyor, arkanı döndüğünde satılıyorsun!

Cami!
Bu şehirde olayların tartışılma yöntemleri ve tartışanların ruh halleri ilginç.
Mesela Cami meseleleri çok tartışılır.
Mesela şimdi Ereğli’de benzer durum yaşanıyor.
Cami için yırtınan dostlarımız gidip aynı çabayı bu şehrin ekmek – istihdam derdi için göstermezler.
Bu şehrin insanları neden ikinci- üçüncü sınıf seçmen muamelesi görür bunu düşünmezler. 
Sözler neden tutulmaz, hizmetler neden gecikir sorgulamazlar.
Ama söz konusu cami olduğunda tartışmaya- fikir beyan etmeye bayılırlar.
Siyasetçiler de, STK’lar da buna dahil!

Muhalefet!
Zonguldak’ta muhalefet parti temsilcilerinin muhalefet yapabilmesi için malzeme çok.
Ancak onlar doğru muhalefetten çoğu zaman uzaklar.
Oturup masa başından yapılan veya bazı konularda gündemi kurtarma adına yapılan açıklamalar ile muhalefet yaptıklarını zannediyorlar.
Gazetelerde çıkıyorsa mutlu oluyorlar.
Bazıları kendi haberlerine bakıp bakıp egolarını şişiriyor.
Muhalefet dediğiniz her iktidar için nimettir aslında.
Nasıl baktığınıza bağlı tabi!
Muhalefet dediğimiz şey, halkta karşılığı olan konularda doğru, ısrarlı ve sonuç alacak şekilde yapılırsa, muhalefet siyasetçilerinin toplum ile güven ilişkileri gelişir, partilerinin oyu düşük olsa da bireysel siyasi güçleri büyür.
Bu halk, toplum için savaşan, yerinde ve doğru muhalefet ile iktidarı, belediyeleri ve kamuyu çözüme zorlayan her siyasetçiyi kucaklar.
Şimdi düşünelim gerçek anlamda kaç muhalefet temsilcisi var?
Lütfen düşüncelerinizi paylaşın.