2020 yılı Mart ayı öncesi her şey yolunda gidiyor gibiydi. Gerçi herkesin kendine göre ayrı bir derdi, ayrı bir sorunu vardı ama aslında küçük sorunları ne kadar büyüttüğümüzü çok geçmeden anlayacağımız günler maalesef ülke olarak bizim de kapımızı çalıverdi.
2020 yılı Mart ayında ülkemize giren covid-19 salgın hastalığı bütün gidişatını değiştiriverdi dünyamızın.
Memleketimizin her tarafından üst üste acı haberler gelmeye başladı. Sosyal medya sayfaları adeta cenaze ilan panolarına döndü.
Gün geldi, camilerimizde cuma namazları ve beş vakit namaz kılınamaz hale geldi.
Zor günlerdi gerçekten…
Acılar, hüzünler yükseliyordu ülkemizin dört bir köşesinden. Vefat edenlerin salâ’ları da verilmiyordu artık. Salgın hastalıktan vefat edenlerin cenazeleri, özel kıyafetli görevliler tarafından yıkanıyor, defin işlemleri özel kıyafetli üç dört kişi ile güvenlik güçleri nezaretinde yerine getiriliyordu.
Kendi insanlarımızın, kendi dostlarımızın cenazelerine gidemiyor, namazlarını kılamıyor, üzerlerine bir avuç bile toprak atamıyorduk.
TV kanallarında İslâm’ı en güzel şekilde anlatmaya çalışan hocalarımızdan Ömer Döngeloğlu da Covid-19’a yakalanmış dediler bir gün. Eyvah dedik. Dua ettik günlerce. Sonra acı haber geldi. Türkiye Ömer Hocası’nı, o ihlas ve samimiyet insanını kaybetti. Sadece o mu? Elbette hayır.
Bu memlekete hizmet eden nice sağlık çalışanlarımız, profesörler, doktorlar, öğretmenler, imamlar ve nice vatandaşımız salgın hastalıktan rahmeti rahmana kavuştular. Hepsinin mekânı cennet olsun. Allah şu anda şifa bekleyen bütün hastalarımıza şifalar ihsan eylesin.
2021 yılına koronasız bir yaşam için yeni ümitler ve yeni hayallerle girdik. Aşı konusunda inşallah hayırlı bir netice alırız diye ümit ediyoruz. Bu konuda devletimize ve Sağlık Bakanlığımıza sonuna kadar güveniyoruz.
Salgın hastalıktan kurtulma hususunda kesin neticeye ulaşana kadar hem kendimizi ve ailemizi, hem de yaşadığımız çevredeki bütün insanları korumak için maske, mesafe ve hijyen konusunda gerekli bütün tedbirlere uymaya devam edeceğiz, devam etmek zorundayız.
Allah (cc), bir an evvel milletimizi ve bütün insanlığı covid-19 salgınından kurtarsın…
Geride kalsın inşallah o karanlık günler.
Camilerde cemaatle namaz kılma nimeti
Pandemi süreci bir kez daha gösterdi ki elimizdeyken pek çok nimetin değerini bilememişiz. Camilerimizde cuma namazı ve beş vakit namaz kılmak bu nimetlerin en başında gelenlerdendir.
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş’ın salgın hastalıkla mücadele tedbirleri kapsamında 16 Mart 2020 tarihinde “Coronavirüs riski kalkana kadar camilerimizde cuma namazına ve cemaatle namaz kılınmasına ara verilmiştir.” şeklindeki açıklaması sırasında ve sonrasında gözyaşlarına boğulan nice insanlar biliyorum. O günlerde bir kez daha anladık ki camilerde cemaatle namaz kılmak ve cuma namazlarını eda etmek çok büyük bir zenginlikmiş bizim için…
Çok şükür Allah’a ki, 2020 yılı mayıs ayının sonlarından itibaren kademeli olarak da olsa maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymak şartıyla camilerimizde yeniden cemaatle namaz kılmaya ve Cuma’lar kılınmaya başlandı. Bugün camilerimizde ezanlar okunuyor, namazlar kılınıyor.
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun “Türkiye'de pandemi tedbirlerine yüzde yüz uyan tek yer var, o da camilerdir.” sözü camilerimizin ne kadar güvenli yerler olduğunu ifade etmesi açısından son derece önemlidir. Bundan dolayıdır ki dikkatli olmak ve alınan tedbirlere riayet etmek şartıyla camilere gitmek, öyle çok büyük bir risk değildir. Yapacağımız tek iş, maske, mesafe ve hijyen kurallarına riayet etmektir. Unutmayalım ki Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın da dediği gibi, koronavirüs, alacağımız tedbirlerden daha güçlü değildir.
Allah’a gece gündüz yalvarmamız gereken şu zor günlerde sağlıklı her müslüman, imkânlar dahilinde camilere koşmalı ve camilerimiz cemaatle dolup taşmalı değil midir? Kaldı ki saflar da artık sık değil, mesafeli bir şekildedir.
Bütün bunlara rağmen eğer bugün camilerimizde büyük bir cemaat eksikliği varsa bunu gidermek ve camilerimizi yeniden doldurmak için çözüm önerileri üretmek zorundayız. Bu konuda her türlü proje, öneri ve görüşlere açık olduğumuzu ifade etmek isterim.
Bu vesile ile kuralların uygulanması bakımından camilerimizde Sayın Soylu’nun takdire şayan bulduğu nizam ve intizamı sağlayan ve sadece bununla da kalmayıp vefa grupları ve filyasyon ekiplerinde görev alarak milletimize 7/24 fedakârca hizmet veren kıymetli din görevlilerimize bu güzel çalışmaları için teşekkür ve tebriklerimi sunuyorum.
2021 yılının, ülkemiz ve İslâm alemi başta olmak üzere bütün insanlık için salgın hastalıklardan uzak, sağlık, huzur ve barış dolu güzel günlere vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun...
Bir Anekdot
Mehmet Akif'e sormuşlar:
Bu millet ne vakit kurtulur?
Üstad cevap vermiş:
Cuma namazına gelen milletimiz, sabah namazına da geldiği vakit.”