Bir önceki yazıda kilosu 30 - 35 liraya çıkan salatalık halk tabiri ile ‘Sayın Hıyar’dan örnekle bölgemizde ve ülkemizde tarımsal alanların korunması adına sanayileşme alanlarının doğru yerlere toplanması gerektiğini anlatmaya çalıştım.
Ve bölgemizde tarımsal saha olarak kullanılabilecek pek çok yerde konut – sanayi ve diğer bazı yapılaşmaların ölçüsüzlüğünü hatırlatarak bazı yerlerin kanunla koruma altına alınmasını söyledim.
Yani sanayi yatırımları olmasın falan demedim.
Diyemeyiz.
Tam tersine çevreye duyarlı ve planlı sanayileşmeyi savunuyoruz.
Lakin!
Ne demeye çalıştığımızı anlamayan, kasıt arayan veya anlamak istemeyenlere de saygı duyuyoruz!
Mesela, bu şehrin mevcut siyasetçileri, bürokratları Bakacakkadı’da 100. Yıl Tatil Köyü ile Filyos Çayı arasındaki alanı turizm veya tarım sahası olarak ayırması gerektiği halde siz oraya sanayi sitesi yapıyorsanız kesinlikle Zonguldaklı olamazsınız!
Bu şehri sevmiyorsunuz!
Günü kurtarma adına yanlışa imza atıyorsunuz.
Ve topunuz bu şehrin geleceğine ihanet ediyorsunuz.
Diğer noktalar için de söylediğimiz gibi.
Bizim dediğimiz budur.
Biz niye sanayi sitesi yapıyorsunuz demiyoruz.
Yaptığınız için teşekkür ediyoruz.
Yer seçimi için “ihanet” diyoruz!
Nasıl Sayın Özcan Ulupınar, baba toprağı seçim bölgesi Devrek’ten askeri birliğin gidişini durdurmayarak ihanet etti!
Siz de bu duruma düşmeyin istiyoruz!
Ankara’dan kim arayıp soruyor bu dönemde Sayın Ulupınar’ı.
O zaman da çok uyardık.
Sonra da hedef tahtasına konulduk.
Sayın Ulupınar, Sayın Erdoğan’a 2 bin kişilik askeri birliğin gitmesi ile Devrek’in çok büyük zarar göreceğini iki dakikada anlatsaydı, bugün o birlik devam ediyor, Ulupınar da memleketine sahip çıkan bu köyün çocuğu olarak el üstünde tutuluyor olacaktı.
Ne oldu şimdi?
Veysel Atasoy’un çeyreği olamadı!
Herkese, her siyasetçiye doğru ve güzel işler için teşekkür ederiz ama bu yanlışlardan vazgeçin artık!

Dostça!
Sevgili dostlar.
Sevgili siyasetçiler.
Lütfen bizden vıcık vıcık yağ kokan işler beklemeyin.
Hiçbir meslektaşımdan beklemeyin.
Kendi adımıza konuşuyorum.
Yapılan her güzel işi anlatalım.
Birlikte anlatalım.
Eyvallah.
Ama yüzünüzü biraz basına dönün.
STK’lara dönün.
Fikirlere dönün.
Bu şekilde hem şehir kaybediyor hem sizler, hem bizler.
Empati yapmaktan bu kadar korkmayın.
Dayatma değil, empati yapabilirseniz kazanan siz olursunuz.
Zonguldak olur.

Tosun - Avcı  - Alan ve diğerleri!

Ak Parti İl Başkan Yardımcısı iken İl Başkanı Zeki Tosun’un aktif görevden aldığı ve düz yönetim kurulu üyesi olarak kalan Muammer Avcı kriziyle ilgili bir analiz yayınladık.
Krizin öncesini sonrasını buradan okuyabilirsiniz.
https://www.zhaber.com.tr/zonguldak/ak-partide-avci-krizinin-oncesi-sonrasi-h30411.html 
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baba dostu olan, zaman zaman telefonla aradığı Avcı’nın İl Başkan Yardımcılığı görevinden alınması Tosun’un, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın adamını saf dışı bırakması gibi görülebilir, gösterilebilir veya öyle gösterilmek istenebilir.
Kesin olan bir durum var ki Sayın Tosun’un şahsi kararı değil.
*
Tosun, Ak Parti içinde krizden beslenen, kriz çıkarmayınca rahat edemeyen ve parti içinde yaratılacak ve devamlı hale gelecek kriz ortamı ile kendi siyasi ikbalini dinamik tutmaya çalışan 2-3 kişinin etkisinde kalmış olabilir.
En iyisini Tosun bilir.
*
Ancak Avcı’nın şehir adına Sayın Erdoğan’ı bilgilendirerek yol ve tünel projelerinin hızlanmasındaki katkısında hakkını teslim etmekle birlikte, gelişme ve bilgilendirmeleri şahsileştirmesi yine Sayın Erdoğan’ın bugüne kadar ortaya koyduğu teşkilat bilinci anlayışı ile bağdaşmayan hareketlerdi.
*
Bu karar alındıysa genel merkez yönetiminin bilgisi veya görüşü vardır diye düşünüyorum.
Ancak, tüm bu süreçte Zonguldak Belediye Başkanı Sayın Ömer Selim Alan’ın, Avcı’nın reklam – bilgilendirme – veya dava adamlığı kokan çıkışlarından en çok rahatsız olan isim olduğu biliniyordu.
Çünkü Sayın Alan, kimsenin kendisinden bir adım öne çıkmasını istemez.
*
Mesela Sayın Erdoğan, Sayın Avcı’yı arayıp o akşam sayın Alan’ı aramadıysa ve  Muammer Avcı bunu sosyal medya hesabından paylaşıp, sayın başkan paylaşacak bir şey bulamadıysa eyvah!
Dava adamlığı öncelikle teşkilat içinde yerini – haddini bilmekten geçiyordu.
Avcı bunu gereksiz yere aştı.
Bu durumu fırsat bilenler, kendi siyasi ikballeri için gerilim yaratıp kişileri çatıştırarak aradan sıyrılmayı uygun gördü!
*
Geçmişte Zeki Tosun’a kurulan kumpaslar vardı ya hani!
*
Bir kez daha gördük ki dava adamlığı yalan oldu!
*
Aynı davaya inandığını söyleyen tüm bu aktörlerin geldikleri ve düştükleri bu trajikomik durum çoğunlukla gösteriyor ki; davaları da, Tayyip Erdoğan sevgileri de, çıkarlarına ve egolarına ters bir iş oluncaya kadar!
*
Oysa ülkemizin ve şehrimizin asıl gündemi zamlar.
Kepenk kapatma kararı alanların ve son kozlarını oynayıp son bir ümit Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Zonguldak’tan Türkiye’ye duyurduğu zamlarla mücadele açıklamalarına bel bağlayanların sayısı patlamış durumda.
*
Farklı sektörlerde ticaret yapan hem sayın Tosun hem de Sayın Avcı, işlerinin düşmesi, satışların durması, yüksek elektrik, doğalgaz ve yakıt giderleri nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşayan iki isim!
Tuzu kuru olan tek isim sayın Alan!
*
Tek taraflı bakarak kimseye haksızlık yapmak istemem.
Kimsenin pek konuşmadığı süreçle ilgili böyle bir özet yapabildim.
Aksini söyleyen olursa aynı hassasiyet içinde buradan paylaşırız.