Ünlü mafya babası Alaattin Çakıcı’nın Zonguldak’a geldiği haberi geldi.
Nereye gidecek diye beklerken Biz Bize Meze’den fotoğraflar paylaşılmaya başlandı.
Bizde başka.
Başka yerde başka ağırlama karşılama fotoğrafları.
Anlaşılan o ki Çakıcı ile fotoğraf çektiren pek çok ismin Çakıcı’yı ağırladığı algısı oluştu.
Hatta Çakıcı’nın Zonguldak’ta olması ve yarım saat kalıp ayrılması; “Kimlere mesaj veriliyor?” sorusunu doğurdu.
Daha da ötesi Ozan Varol ile Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in makamında yaşanan olaylı tartışmanın ardından olay veya kişiler ile bağ kurulmaya çalışıldı.
Mesela Çakıcı Tahsin Erdem adına mı mesaj verdi, Ozan varol adına mı?
Yani hayal dünyasında senaryo çok.
Hatta bu ziyaretin SGK’nın kamu binalarının saatler öncesine denk gelmesi de senaryo malzemesi oldu.
Sonra Çakıcı’nın eski garsonu Serkan Hatipoğlu bir fotoğraf paylaştı.
Dedi ki; 
“Her zaman başımızda bir büyüğümüz olması iyidir. Canım abim benim. 
Zonguldak’ımıza hoş geldin sefalar getirdin.
Beni ziyaret ederek çok onara ettin abim”
Çakıcı meğer beş sene kendisi ile çalışan garsonuna bir babalık yapmak için gelmiş.
Yani bundan sonra ayağınızı denk alın.
Serkan ile iyi geçinin!
Çakıcı’nın ziyaret sebebi gerçekten böyleyse büyüklük etmiş.
İşin ironisi bir tarafa ama Çakıcı’nın Zonguldak’tan geçmesi bile 50 tane senaryo üretmeye yetti.

Zonguldak için eylem vakti!
Zonguldak Belediyesi’nin fahiş zamları sonrası geçmiş zamanda yaşanan zam ve belediye önünde eylem yapanları hatırlatmıştık ısrarla.
Yerel kalkınma modeli üretemeyen belediyelerin yaptığı şey aynen merkezi hükümet gibi halkın sırtına binmek.
Ancak.
“Türkiye’de zaten ekonomi tepetaklak” diyerek; “Ne kaptırırsak kardır” mantığı ile yapılan orantısız zamlar da doğru değil.
Belediyeler sosyal olmak zorunda.
Bunlar halka karşı sosyal olmak ile sosyal medyadan algı yapmayı karıştırıyor.
Sonuç malum işte!
Başkan Tahsin Erdem daha 7 ay önce dolmuşlarda pozlar vererek ‘halkçı başkan halkın içinde” pazarlaması yapıyordu.
Bugün o minibüsçüler çalışma izin belgelerine son altı ayda yüzde 900’ün üzerinde getirilen zamlar nedeniyle eylem yapacak.
Bence sayın başkan bugün de işe dolmuş ile gitmeli!
O günlerde aynen şunu yazdık.
“Dolmuşa bin dolmuşa gelme” diye.
Ve altı ay süre vermiştik!
Yazdıklarımızın tamamı çıktı.
Daha fazlasını göreceğiz.
Neyse sonuçta merkezi hükümetin ekonomi politikalarının bizleri getirdiği nokta belli.
İnsanlarımız perişan.
Belediyeler de bundan nasibini alıyor.
Ancak bunların olacağı seçimde belliydi.
Haklı olarak Selim başkan olsaydı mazereti olmayacaktı çünkü “iktidar partilisin” diyecektik.
Ancak Tahsin başkanın da mazereti yok çünkü; 
“Mali müşavirim. Hesap kitap uzmanıyım. Hem de Trabzonluyum” diyerek kampanya yapmıştı.
Hatta Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş para yağdıracaktı.
Aslında tüm sorumluluk onlarda!
Neyse!
Olaylara asla tek taraflı bakmadan Zonguldak öznesinde çözüm odaklı buluşmak lazım.
Ama öne iyi niyet.
Önce samimiyet.

Yok sayamazsınız!
Çaycuma’da Ak Partili Milletvekili Ahmet Çolakoğlu ile CHP’li Belediye Başkanı Bülent Kantarcı söz konusu Çaycuma olduğunda asgari müştereklerde buluşuyorlar.
Güzel bir birliktelik ortaya koyuyorlar.
Bunu 15 defa yazdık.
Zonguldak merkez ve diğer noktalar için de benzer modellemenin önemine işaret ettik.
Anlatamadık.
Tahsin başkanımız çaba harcıyor harcamasına ancak ona buna burun kıvırmakla zaman kaybediyor.
Yani siz Zonguldak’ın Valisini, iktidar milletvekillerini yok sayacaksınız ve ortak sorunların sorumluluklarını paylaşmayacaksınız.
Zonguldak Belediye Başkanı Sayın Erdem CHP’lilerin değil Zonguldak ve Zonguldaklıların belediye başkanı olduğunu henüz anlayamadı.
Veya ilk altı ayı boşa harcadı sonra da şehir çorbaya döndü.
Şimdi siyaset değil ortak akıl ve hizmet zamanı.
Hizmet kavga ederek, çatışarak olmaz barışarak olur!

Zeki Çakan ve Ali Uzun’u çağırın!
Zaman zaman örnek gösterdiğimiz isimlerden biridir Sayın Zeki Çakan ve Sayın Ali Uzun.
Kendilerini selamlıyoruz bir kez daha.
Bir önerim var.
İkisini bir toplantıya davet edelim.
Kentin tüm protokolü, belediye başkanları ve siyasetçileri bir salonda toplansın.
Her iki isim sadece tecrübelerini paylaşsalar bile bizimkilerin insan ve hizmet odaklı planlamalarına ciddi katkı sağlar.
Yani Zonguldak’ı yeniden keşfetmeye gerek yok!

Caddeler işgal altında!
Zonguldak’ta caddeler işgal altında.
Tam anlamıyla sahipsiz bir şehir.
Böyle bir curcuna nasıl yaratıldı?
Neden herkes kendi kurallarını, egolarını, çıkarlarını dayatıyor.
Ve bu şehrin tüm yetki sahibi yöneticileri nerede?
Vali Ahmet Çınar, balıkçıların çok tepkisini almıştı ancak onun kararlılığı olmasa bugün sahil projesinin olduğu alan baştan sona yıkılamazdı.
Yıkılmayan yere proje hataları olsa da yenisi yapılamayacaktı.
Sayın Vali Osman Hacıbektaşoğlu lütfen önümüze geçin ve devletimizi akıl, şefkat ve kararlılığı ile tüm işgalleri temizleyin.
Yoksa Zonguldak Valiliği’nin önünde Atatürk anıtının bulunduğu meydana çay ocağı, çorbacı, balıkçı açılacak, kısa süreliğine park edecek yer bulamayan sürücüler buraya park edecek.

Tahsin Erdem bırakırsa!
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem gergin bir isim.
Geçmişte kızıp CHP Grup sözcülüğü görevini bırakmıştı.
Şimdilerde yine; “tepesi atarsa görevi bırakır mı?” diye bekleyenler var.
Tahsin Erdem bir sebep ile öfkelenip görevi bırakabilir mi?
Evet.
Ancak CHP’li bazı meclis üyelerinin bu süreci hızlandırma çabası da ahlaki, insani ve vicdani değil.
Şaban Yeten; 
“En çok parayı ben verdim. Tahsin başkan bana bırakmalı” diye çalışmalara başlayabilir!
Yapmayın!
Önce başkanınıza sahip çıkın!

Gülümseyin çekiyorum!
Araç çekicisinin arkasında;
“Gülümseyin çekiyorum” yazıyor.
Zonguldak o hesap!
Kazalı araç gibiyiz.
Ağır hasarlı şekilde yüklendik gidiyoruz.
Ama gülümsemek zorundayız!