Siyaset adına yapılan onca yanlış gündemi meşgul ediyor.
Basını meşgul ediyor.
İnsanlar bu kentin asıl kafa yorması gereken işlerden çok başka şeylerle meşgul.
Politikacıların söylemleri ile birbirini tutmayan eylemleri!
Kelime oyunları.
Tribün şovları.
Çok şeye gerek yok aslında.
Hatanızla.
Sevabınızla.
Eksikleriniz ile.
Fazlanız ile samimi olun yeter.
Halka dürüst olun yeter.
İyi niyetli olun yeter.
Şartları zorlayarak çalışın yeter.
Halka tepeden bakmayın yeter.
Halkı anlayın yeter.
Halk ister.
İsteyecek tabi.
Yıllardır mağdur edilmiş insanlar il ve ilçelerde.
Kendi ile barışık olamayan halk ile barışık olamıyor!
Kendine kızamayan halka kızıyor.
Garip bir durum.
Bu halk vicdan sahibi.
İster, kızar, konuşur!
Herkesi affeder ama kendisini salak yerine koyanları asla affetmez!
O kadar!

Susuz günler!
Zonguldak Metropoliten Belediyeler Birliği üyesi belediyelerin su zammıyla ilgili aldıkları karar sonrası Çaycuma ve diğer bazı belediyelerin su zamları karşılaştırılıyor.
Zonguldak ve Çaycuma Belediyesi arasında zam oranları farklı olsa tüketici açısından tek farkı kuruş bazında.
Zonguldak Belediyesi geçmişte zam kararı alsaydı bugün yarı oranında yapacaktı ama fiyat yine aynı yere gelecekti.
Çaycuma için de geçerli.
Mesele belediyelerimizin ana gelirleri sudan.
Yani belediyelerin başka gelirleri olsa o zaman su konusunda daha fazla kamuoyu baskısı olabilir.
Ama bu aşamada pek mümkün değil.
Bugün iktidar belediyelerinin çoğu muhalefet belediyelerinden farksız.
Yani Ankara; “Bu iktidar partili belediye vereyim karşılıksız parayı” demiyor.
Olanlar, yapılanlar veya göze batanlar da öyle aman aman büyük işler değil.
Dar gelirli, su tüketimi fazla olan için elbette şartlar daha zor.
Ama hayat zaten daha zor.
Doğalgaza veya elektriğe gelen zamlar karşısında suya gelen zamlar aslında devede kulak.
Suyun en ucuz olduğu yer Gökçebey.
Ancak Gökçebey de alıştıra alıştıra ara zamlar yapmak zorunda kalacaktır.
Acı gerçeğimiz.
Birincisi ülkede yaşanan ekonomik krizin maliyetlere doğrudan etkisi.
İkincisi belediyelerimizin su dışında önemli gelir kalemlerinin olmaması.
Yine de denilebilecek tek şey; 
“Kayıp kaçakları önleyin. Zam konusunda daha insaflı olun”
Hatırlatmakta fayda var.
Neydi o bir zamanlar paramızla su bulamadığımız günler.
Neyse ki 2.5 kilometrelik tünel ile Doğanlı Deresi’nin suyu Ulutan Barajı’na bağlandı da çok şükür suyumuz var artık.

Geriye kalanlar!
Şehirde kime sorsanız kırgın.
Yorgun.
Kendini yontan adam heykeli gibi.
Şöyle son 25 yıla bakıyoruz.
Kimler geldi.
Kimler geçti.
Kimisi keseyi doldurdu.
Kimisi kenti bitirdi.
Ve bir kaçı dışında çoğu çoktan unutuldu.
Bazıları ise bir selama muhtaç durumda!